SEÇİM SENDROMU VE CHP, BU YEMEK MUHARREM'İ YEMİŞTİR

Nuray Başaran


25 Haziran sabahına Türkiye, yeni sistemin uygulanmasının nasıl olacağından çok, CHP’de neler olacak sorusu ile uyandı. Sanırsınız ki bir el, Türkiye’nin geleceğinin belirleneceği yeni değişiklikleri tartışmak düşündürmek yerine, CHP’de havanda su dövdürmeyi başarıyor. Hatta CHP’de çıkacak savaş ile,  seçimlerde son yılların en büyük kenetlenme hareketini nihayet yapabilen CHP’nin ayrışmasının değirmenine su taşıttırıyor.

Olay bununla da sınırlı değil. Seçmenin hayal kırıklıkları, seçim gecesi yapılan stratejik hatalar ve seçmenin kırgınlığı, hatta kızgınlığı,  bu gelişmeler karşısında adeta yok hükmünde..

Gelelim Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşli yedikleri yemeğe ve sonrasındaki gelişmelere…

Sonuçlarına bakıca;  bu  yemek günün sonunda Muharrem İnce’nin başını yiyecek gibi duruyor. İnce’nin heyecanlı, gergin ve siyasette liderlik noktasındaki acemiliği , seçim sürecindeki tüm sempatisini her geçen gün azaltıyor.

İnce’nin ‘yemek’teki konuşulanları,  bir nevi siyasette ‘of the record’ sayılabilecekken, TBMM’de ‘rozet takma merasimi!’ ile medyaya duyurması ve Kılıçdaroğlu’na meydan okuması,  bir anda Kemal Kılıçdaroğlu’nu en büyük ‘mağdur’ haline de getiriverdi. Bazılarına göre,  Kılıçdaroğlu’nu ‘mezar’dan çıkardı.

Kılıçdaroğlu’nun bu davranış sonrasında yaptığı açıklama ise, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir ‘devlet adamı’ olduğunun işareti niteliğinde.

Bazı çevrelerde İnce’nin seçimlerde estirdiği rüzgarın,  artık ters dönmeye başladığı değerlendirmeleri yapılıyor. Gelişmeler karşısında İnce ile ilgili kamuoyu algısı neredeyse, ‘Cumhurbaşkanı olamadım bari Genel Başkan olayım’ noktasına gitmek üzere…

Keza CHP içinde dün akşam saatlerinde Muharrem İnce’nin,  DSP’ye gittiği ve DSP’nin başına geçmeyi teklif ettiği iddiaları da gündeme geldi. İddialara göre İnce’yi DSP de reddetmiş.

Bu arada bir başka önemli iddia da ; seçim gecesi Muharrem İnce ve Devlet Bahçeli görüşmesi.  Bülent Tezcan’ın seçimin 2. tura kaldığı yönündeki açıklamasından sonra gerçekleştiği iddia edilen telefon görüşmesinde;  Devlet Bahçeli’nin Muharrem İnce’yi YSK’nın önüne gitmemeye ikna ettiği konuşuluyor. Bahçeli’nin gerekçe olarak, sokağın hareketlenmesinin ülkeyi bir iç savaşa götürme riskini gösterdiği ileri sürülüyor.

Görünen o ki, 24 Haziran gecesi Ankara’da neler olduğuna dönük iddialara her geçen gün yenileri ekleniyor. Öyle iddialar var ki…İnsan yazsa bir türlü, yazmasa bir türlü. Siyasette son zamanlarda hiç bu kadar kulis bilgisi olmamıştı.

Konumuza dönecek olursak, insan sormadan edemiyor:

Ya Kongre kararı alan CHP’de de yeni genel başkan adayları çıkarsa?..

Neden olmasın ki?…

CHP içinde ve kadrolarında kim bilir kaç tane İnce ve Kılıçdaroğlu var.  Ama bir tane CHP ve bir tane Türkiye var.

Ana muhalefet partisine tavsiyem odur ki, parti içi sorunu bir an önce çözüp ana meselelere dönmesi.

Mesela OHAL’in kaldırılmasına, ülkenin nasıl yönetileceğine….

Üstelik yerel yönetim seçimlerinin de erken yapılmasının tartışıldığı bu günlerde, CHP’nin enerjisini harcaması gereken daha reel alanlar yok mu sizce?

Yarın,  CHP’den fırsat bulamadığımız için yazıp çizip, konuşulmayan ‘Metal yorgunu’ Ak Parti’nin , 16 yıllık süreçten sonra bu işi ne kadar ve nasıl  götürebileceğini değerlendireceğim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.