İttifakların oy oranlarının biri birlerine yakın olduğu 2023 seçimleri yaklaştıkça, siyasi partilerin ittifaklarını genişletme ve oylarını arttırma çabaları da sürüyor. Her iki ittifak da gözlerini bu seçimlerde kilit rol durumdaki Kürt seçmenlere dikmiş görünüyor.
Kürt seçmenler bir süre öncesine kadar Ak partiyle adeta kan davasına dönüşen ilişkileri nedeniyle, millet ittifakına yakın duruyordu. Ak partiden atılan bazı adımlar ve özellikle millet ittifakında bulunan İyi partili bazı yöneticilerinin açıklamaları, Kürt seçmenleri Ak partiye yöneltmese de kafalarda soru işaretleri oluşturmaya ve millet ittifakını sorgulamaya başladılar.
Aslında bir süredir HDP eş genel başkanı Pervin Buldan ile İyi parti genel başkanı Meral Akşener arasında bir atışma yaşanıyordu. Buldan, Akşener’in HDP ile Ak partinin işbirliği yaptığı iddialarına, Meral Akşener’i iç işleri bakanı olarak görev yaptığı 1990’lı yıllarda Kürtlerin gözaltına alınıp kayıp edilen “Beyaz Torosları” hatırlatarak cevap vermişti.
Kürt seçmenler Ak partiye karşı duruşları belliyken Akşener ve İyi partililerin kendileri aleyhindeki sözleri pek anlayamıyor. Akşener’in aslında Erdoğan’la birlikte olduğunu, İyi partinin Ak parti ve Erdoğan karşıtı ulusalcı-milliyetçi-seküler seçmenlerden oluştuğu için Akşener’in Ak partiyle ittifak yapsa bile seçmenin Erdoğan’a oy vermeyeceğini bildiğinden Truva atı görevini yürüttüğünü iddia ediyor. Onlara göre Akşener HDP’yi millet ittifakına karşı soğutarak Erdoğan’ın yanında saf tutmaya mecbur bırakmaya çalışıyor.
Ak partinin Kürt seçmenler ile Millet ittifakının arasını soğutma gayretleri kısmen de olsa başarıya ulaştığı söylenebilirdi ancak Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları, kafalardaki soru işaretlerini giderdi.
20 Nisan tarihindeki yazımda “hükümetin ekonomik ve sosyal bazı rahatlamalardan sonra seçimlere gitmeden önce Irak ve Suriye’nin kuzeyine kapsamlı bir operasyon yapılacağı” şeklindeki öngörüm gerçekleşti. Bu aşamadan sonra muhtemel bir kara operasyonunda olası şehit cenazelerinde gerginlikler yaşanabilir.
Cumhurbaşkanı öteden beri İyi partiyi “HDPKK ile işbirliği yapmakla” suçluyordu. Bu sözlerin şehit cenazesindeki konuşmasına da söylenmesi ihtimaldir. Cenazede iyi partinin yuhalanması, esnaf ve vatandaş ziyaretleri yapan hem Akşener’e, hem de diğer muhalefet liderlerine Milliyetçi muhafazakâr seçmenlerin “sokak tepkisi” olarak dönebilir.
Bu durumda seçimlere giderken ülkenin gündemi ekonomik ve sosyal sorunlar olmak yerine, Erdoğan’ın belirlediği “terör ve teröre destek veren partiler” olur ve 1 Kasım seçim süreci öncesinde olduğu gibi Ak partinin yeniden yükselen oyları olur ki başa baş görünen oy oranlarında Ak partinin öne geçmesiyle sonuçlanabilir.
Kimin oyu yükselir, kim iktidara gelirin öneminden daha çok, ülkenin oluşturulan fay hatlarının “yeni bir depremle kırılmaması” ve ülke geleceğinin siyasi bazı hesaplara heba edilmemesidir. Unutmayalım ki bu ülke bizim değil. Biz onu atalarımızdan emanet aldık, torunlarımıza daha yaşanabilir bir ülke olarak bırakmak için.
Emanete ihanet ülkeye ihanettir.