Seçimlerde Çatışma Yaşanır mı?

Nevzat Bingöl’ün yeni yarısı...

Seçimlere bir haftadan az bir süre kaldı, spor dilinde söylendiği gibi “son düzlüğe girildi”. Bu hafta içinde taraflar son sözlerini söyleyecek, rakipleri hakkındaki “doğru veya üretilmiş” belge ve bilgileri halkla paylaşarak seçmenleri etkileyip oy toplamaya çalışacaklar. Seçim sürecinde kullanılan dil ve üslup toplumun geniş kesimlerince bazı soruların yüksek sesle dillendirilmesine neden oldu. Seçimlerde hile yapılır mı? Halkın iradesi kabul edilir mi? İç çatışma yaşanır mı?

Hükmet kanadında özellikle Erdoğan, Soylu, Uçum ve diğerlerinin açıklamalarına bakıldığında bu sürecin sancısız atlatılamayacağını gösteriyor. Muhalefette Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu’nun “seçim gecesi dışarıya çıkılmaması, kazanılması durumunda sevgi gösterilerinin abartılmaması” konusundaki uyarılara baktığımızda aynı endişeyi muhalefetin de paylaştığını görebiliriz.

Türkiye’de siyaset dilini öyle keskinleştirdiler ki, safları o kadar ayırdılar ki gri alan kalmadı. Ya bendensin ya da karşı taraftan düşüncesi hâkim kılındı. Siyaset gerginliğin kaynağı olarak toplumu kutuplaştırdı ve çatışma zemini yarattı/yaratıldı. 2023 seçimlerinin her iki taraf için de “var olma, yok olma” mücadelesi olarak görülmesine neden olundu.

İşte seçim güvenliğinin sorgulandığı bir ortamda gidilen seçimlerde, seçimleri kaybeden tarafın, “karşı tarafın hile yaparak seçimleri aldığı” algısının yaratıldığı bir ortam oluşturuldu. Seçimimi kaybeden taraf, hile yapıldığını iddia ederek sokaklarda protesto gösterileri yapması tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımız bir seçime gidilmesine neden olundu.

Sokakta konuşulan iddialara göre muhalefetin kazanabileceği tahmin edildiğinde, oy sayım işlemleri durdurularak seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesiyle taraftarların protesto eylemleri yapılacağı, askerin de olayları bastırmak için sokaklara müdahale ederken sorunlar yaşanacağı şeklinde.

Ülkemizde de geçmişle ilgili başta 1961 darbesi olmak üzere çok sayıda örnekleri varken, siyasilerin gerginlik ve çatışmadan medet beklememeleri, vatandaşları karşı karşıya getirecek eylem ve söylemlerden uzak durması, propaganda dillerini yumuşatmaları gerekir. Aksi takdirde yaşanacak olaylar öncellikle siyasetçilere zarar verecektir. Taraftarların paramiliter gruplara veya başka bir güce güvenerek sokaklara inmemeleri gerekir. Unutulmasın ki bu ülkenin iç ve dış güvenliğinden sorumlu askeri ve polis kuvvetleri, kardeş çatışmasının yaşanmaması için eğitilmiş ve bu konuda hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacaktır.

Halkın seçimlerde siyasiler tarafından karşı karşıya getirildiği ülkelerde hiç de iyi bir örnek yaşanmadı. En yakın ve benzer örnek olan Mısır’da binlerce kişinin ölmesi ve askeri darbenin yaşanmasıyla sonuçlandı. Asker üzerinden yapılan planlamalar her zaman başarılı olmayabilir. Asker siyasileri değil, ülkenin geleceğine göre tavır alır, ülkenin geleceğini kendi ve siyasilerin geleceğinden üstün tutar. Mısır’da “kardeş kavgasına son vermek için” askeri darbeyi Mursi’nin, dört generali emekliye sevk ederek genelkurmay başkanlığı yolunu açtığı Sisi yaptı. Güzel ve mutlu yarınlara….

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri