Selçuk Özdağ, dün Kılıçdaroğlu'nun uğradığı saldırıyla ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı:
"Ekonomik olarak batmaktan daha kötü olan ahlaken batmaktır, en kötüsü ise hem ahlaken hem de ekonomik olarak batmaktır. Türkiye maalesef böyle bir süreç yaşıyor. Her toplum, her millet ekonomik krizlere girebilir. Sağlam bir ahlak ve dayanışma duygusu ile bunu aşarsınız. Ama toplum olarak gerekli ahlaki mukavemete sahip değilseniz, bu sarmaldan kurtulmanız zordur.
Böyle durumlarda topluma liderlik edenlerin önemi büyüktür. Duruş ve tavırları ile topluma iyi örnek olurlarsa her şey daha kolay olur. Aksi durumlarda ekonomik krize bir de siyasi kriz eklenir.
Dün CHP genel başkanı sn Kılıçdaroğlu şehit cenazesinde çirkin bir saldırıya uğradı. Bunun tolere edilebilir, görmezden gelinebilir yanı olamaz. Bir çok yazımda siyasetçilerin sorumlu hareket etmeleri gerektiğine işaret etmiştim. Vatandaş öndekilere bakarak hareket eder, siyasette söylenen hiç bir laf boşlukta kalmaz, şu veya bu oranda etkili olur. Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırıyı da bu bağlamda değerlendirmek lazım, şu seçim sürecide kullanılan keskin, yıkıcı dil olmasaydı, bu saldırı olur muydu? Olmazdı.
Bu ülkede hep birlikte yaşıyoruz, bundan sonra da yaşayacağız. Kimsenin kimseye önceliği yoktur. Partiler bugün var, yarın yoktur. Ama millet olarak bin yıldır bu topraklardayız, inşaallah kıyamete kadar da bu kutsal vatan toprağında olacağız. Ancak bu coğrafyada birbirine yapışmayan, birlik ve bütünlüğünü koruyamayanlar tutunamazlar. Bu kafayla ne birlik olabilir ne de yaşadığımız coğrafyaya sahip çıkabiliriz.
PKK bu ülkeyi bölmek istiyor, 35 yıldır bunun için her türlü terör eylemine başvuruyor, ama bizi bölemedi. Dün Kılıçdaroğlu'na saldıranlar acaba kime hizmet ettiler? Bu tip olaylar millet sinesinde daha büyük yaralar açar, kimsenin tahmin etmediği sonuçlara neden olur. Bu ülkeye sadakatinden şüphe edilmeyecek insanları zorla PKK'lı veya örgüt yakınlığı ile itham etmek doğru bir yöntem değil. İnsanlara hain etiketi yapıştırılarak bir yere varılmaz. Bu yol bizi bize düşman etmekten başka işe yaramaz.
Sn Cumhurbaşkanı kızgın demiri soğutmaktan bahsetti, evet bir saniye bile geçirilmeden toplumun tansiyonu düşürülmelidir. Lakin Türkiye'de bütün kurumlar taraf haline getirildi. Önemli krizlerde topluma hakemlik yapacak bir kurum mevcut değil. Herkesin taraf olduğu yerde hiç bir kavgayı durduramazsınız. Kavga ancak taraf olmayan saygın makamların varlığı ile durdurulabilir.
Umarım Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırı akılları başa getirmiştir. Bazı sözler topluma bomba atmak gibidir. Er geç patlar ve tahmin edilemeyecek sonuçlara neden olur. Öyle sözler söylemeliyiz ki kin ve öfke olarak dönmesin, kardeşlik ve dostluk olarak dönsün. Bu krize bir de toplumsal kavgalar eklenirse sonunun nereye varacağını tahmin etmek bile istemiyorum. Bu olaylar dönüp dolaşıp hükümetin itibarını vurur. Sn Kılıçdaroğlu'na geçmiş olsun diyor, tez zamanda saldırıyı gerçekleştirenler hakkında adaletin tecelli etmesini diliyorum."
Kaynak: enpolitik.com