Sinema sanatçısı Selda Alkor, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk sinemasında başarılı birçok oyuncunun olduğunu ifade etti.
Oyuncuların belli bir okuldan ya da bir yerden gelmiş olmasının önemli olmadığını belirten Alkor, "Oyunculuk öyle bir şey ki doğal, kalbinizdeki, beyninizdeki her şeyi aktarabilmektir. O zaman siz orada kendinizi buluyorsunuz." dedi.
Belli standartlardaki oyuncuya seyircinin "Aman ne kadar yapmacık" dediğini aktaran Alkor, "Kalbinizden nasıl geçiyorsa, beyniniz nasıl hükmediyorsa öyle oynamaya mecbursunuz. Haluk Bilginer de bütün eğitimine rağmen son derece doğal oynayabilen bir oyuncu. Ödüller, bu piyasaya gönül vermiş arkadaşlarımın hakları, hakkımız daha doğrusu..." diye konuştu.
Yeni projelerde genç oyuncuların daha çok tercih edildiğine dikkati çeken Alkor, eski oyuncuların sektörde çok fazla yer almadığını vurguladı.
Bunun üzücü bir durum olduğunu dile getiren Alkor, şöyle devam etti:
"Hikayeler sadece genç insanların üzerine kurulmuş gibi gidiyoruz. Bakalım nereye kadar gidecek. Tabii ki çok takdir ettiğim, beğendiğim genç oyuncular var. Çok beğendiğim, 'içinde neden olamadım' diye üzüldüğüm filmler var. Türkiye'de çok büyük prodüksiyonlar yapılıyor. 'Müslüm', 'Naim', 'Ayla' gibi büyük prodüksiyonlarla yapılmış filmler var. Eski Türk filmleri tadında olan yapımlar. Türk sinemasının belli bir aşamada olması, birçok pazarları bulması beni gerçekten mutlu ediyor."
"Yeşilçam olmasaydı..."
Alkor, sinemada Yeşilçam'ın önemine de değinerek, "Çektiğimiz sıkıntılar, yıllarca hiçbir sosyal güvencesi olmadan yaptığımız çalışmalar demek ki artık yerini buldu ki gençlerimiz mutlu mesut çalışıyor ve çok da iyi paralar alıyorlar. Helal olsun hepsine. Unutmasınlar ki Yeşilçam olmasaydı bugünkü duruma ulaşmak zordu. O dönemde hem Türkiye'deki birtakım siyasal olaylar, hem bizim sıkıntılarımız, belli haklardan istifade edemememiz Türk sineması olarak bizi çok ileriye götürmemişti. Şimdi her şey inşallah çok daha farklı olacak diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Türk sinemasına katkıda bulunan çok sayıda genç oyuncu olduğunu anlatan Alkor, Timuçin Esen, Erkan Petekkaya, Birce Akalay, Serenay Sarıkaya'nın önemli yapımlarda yer aldığını dile getirdi.
"Dizi bölümlerinin süresi dozunda olmalı"
Selda Alkor, dizilerin sürelerinin çok kısa ya da uzun değil, dozunda olması gerektiğinin altını çizdi.
TRT 1'de 1983'de yayınlanan, senaryosunu Attila İlhan'ın yazdığı "Kartallar Yüksek Uçar" dizisinin örnek bir süre ekranlarda kaldığını dile getiren Alkor, " şöyle konuştu:
"Dizinin süresi seyirciyi bıktırmamalı. 'Kartallar Yüksek Uçar' bittiğinde insanlar 'ah niye bitti' diye hayıflanıp durdular. Ondan sonra süreler uzamaya başladı. 90 dakikalık bir dizi, bölümü bir film boyutunda. Türk sinemasındaki filmler 90, 100 dakika. Bu süre dizi için fazla. Çalışanlar açısından çok rahatsız edici bir durum. Bugün dizi süreleri uzun ama nedenlerini bilemiyorum. Dizi sürelerinin uzun olması oyuncuları da yoruyor. Bu süreler nasıl kısıtlanmalı diye bakanlarla da yapımcılarla da görüştük. Herkes kendi doğrusunun peşinde koşuyor. Dizilerin çok uzun olmaması gerektiğine inanıyor ve savunuyorum."