Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demet Akarçay Ulutaş, AA muhabirine, siber zorbalık ve dijital şiddetin son yıllarda akademik çalışmalarda da sıklıkla yer almaya başladığını belirtti.
Siber zorbalığın dijital araçlarla bireye yönelik her türlü sistemli saldırılar olarak tanımlandığını anlatan Ulutaş, sistematik saldırıların zorbalığı yapan kişinin bireyi kasıtlı hedef haline getirmesi, nefret söylemini dillendirmesi, hakaret etmesi ve kişisel bilgileri ifşa etmesi şeklinde ifade edildiğini söyledi.
Ulutaş, ilgisiz ve otoriter ortamda yetişen çocukların, dijital ortamlarda açık hedef olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Çocuk, evde fikri sorulmuyor ve alınan kararlara katılmıyorsa, gün içinde yaşadığı sorunlara ailesi ilgi duymuyorsa yalnızlaşıyor. Bunlar da baskıcı, ilgisiz ve otoriter ebeveyn ortamlarında görülüyor. Aile içi iletişimi zayıf olan çocuklar kendilerini yeterli ifade edemediği için siber zorbalıkları saklama eğilimi gösteriyor. Aile içi iletişim burada kilit nokta. Siber zorbalık her platformda oluyor. Sosyal medyada özellikle ergenlik çağındaki çocuklar, aileleriyle iletişimi olmadığından kendini ifşa ediyor. Örneğin 'Babamla anlaşamıyorum", 'Annemle iletişim kuramıyorum' diyor. Bu, fail için fırsat oluyor. Çocuğun kendi için verdiği açığı karşı taraf kullanıyor ve istismara açık hale geliyor."
Aileye ve öğretmenlere önemli görevler düşüyor
Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Traş da ülke genelinde 7-18 yaş dönemindeki 2 bin 758 kişiyle internet bağımlılığı araştırması yaptıklarını söyledi.
İnternette geçirilen sürenin artmasının dijital bağımlılığa yol açtığına dikkati çeken Traş, "Yaptığımız çalışmada, ergenlerin hafta sonu internet kullanımının arttığını görüyoruz. Bu süre arttığında zorbalık davranışına maruz kalma veya bu davranışı sergilemenin de artma ihtimali var." dedi.
Siber zorbalığa karşı aileye ve öğretmenlere önemli görevler düştüğünü belirten Traş, "Aileler savunmacı ve koruyucu pozisyona girmek yerine kendi çocuğuyla beraber karşısındakinin de çocuk olduğunu düşünerek, 'kazan kazan' politikası izlemeli. 'Hem kendi çocuğumu korumalıyım hem de karşıdaki başkasının evladını da korumalı ve saygı göstermeliyim' diye düşünmeli. Ailenin çocuğuyla iletişiminde empati ve saygıyı ele alması gerekiyor. Aynı zamanda internet bağımlılığından çocuklarını koruyabilmeleri için ailelere spor, sanat veya çocuğun becerisine göre yönlendirme yapmalarını tavsiye ederiz." diye konuştu.