Vallâhi, sigara tiryâkileriyle başa çıkılmaz. Büyüklerimize, fazla üzerlerine gitmelerini tavsiye ediyorum. Öyle bir cevap verirler ki şaşar kalırsınız. Düşünsenize, Sultan 4. Murad gibi sert bir pâdişaha bile kafa tutmuşlar.
4. Murad Han, sıkı bir tütün düşmanıydı. Ağır cezâlar koydu. Fakat devrin tiryâkileri, tütünden vazgeçmek şöyle dursun, şiirle protesto ettiler:
‘’Zararsız bir duhân hakkında n’eyler bunca dikkatler
Duhân-i-âh-ı mazlûmânı men’eylen hüner oldur’’
(Zararsız bir duman için bu kadar uğraşmanın ne gereği var / Asıl hüner, mazlûmların âhının dumanına engel olmaktır.)
Tütün muhâlifleri, ”Tütün diye nesne geldi cihâna / Hak nasib etmesin ehl-i İslâma” der de tiryâki durur mu?
Tütüne haram demiş birkaç nâdân u ahmak
Neden haram olsun, o da bir yeşil yaprak
Mısır’da fetvâsın verdi allâme Altıparmak
Haram diyenin başına vurunuz üç-beş tokmak.
Diyânet İşleri Başkanı Ali Erbaş sigaranın haram olduğunu söyleyince tiryakiler cephesinden gelecek tepkileri bekledim. Öyle bir tepki duydum ki 4. Murad zamanındaki tiryâkiler halt etmiş!
Sosyal medyada şöyle bir mesaj dolanıyormuş:
“Sigara binlerce genci fethullahçılıktan korudu veya alıkoydu. Dine, diyânete hizmeti çoktur.”
Bilmeyenler için açıklayayayım. Gülen cemaati, sigaradan nefret ederdi. Peygambersiz İslâm olurdu ama sigaralı İslâm olmazdı. İşte bu sigara düşmanlığı, tiryâkileri, fetöden uzak tuttu.
Yâni ilâhiyatçıların yapmadığını, yapamadığını, sigara yaptı. Ali Erbaş, buna ne diyecek merak ediyorum.
Bir şeyi daha merak ediyorum.
Ali Erbaş’ın, “Sigara haramdır” dediği toplantıda, protokolde kadınlarla erkekler birlikte otururken arka sıralar haremlik-selâmlıktı.
Kadın erkek berâber oturmak haramsa protokol niye karışık?
Haram değilse arka sıralar niye haremlik-selâmlık?
En iyisi ben susayım, Ziyâ Paşa sorsun:
Afv ile mübeşşer midir ashâb-ı merâtib?
Kânûn-ı cezâ âcize mi hâs demekdir?
( Makam mevki sâhibi olanlar af ile müjdelenmişler midir? Cezâ kânûnu, âciz olanlara mı mahsûstur? )