Muhalefet tepkilerine rağmen, iktidar cephesi AKP – MHP çoğunluğuyla TBMM’de gelecek günlerde yasalaştırılması planlanan teklif, ifade özgürlüğünün yanı sıra basın özgürlüğüne ilave sınırlamalar getiriyor. Haber yasaklarının daha kapsamlı ve hatta kalıcı hale gelmesi gündemde.
İnternet alanı, hukuku ve özgürlüğü alanında uzman Prof. Dr. Yaman Akdeniz, sosyal medya platformlarına yönelik hükümler nedeniyle de teklife karşı çıkıyor ve ilgili uluslararası şirketlere de bu yasaya karşı çıkılması çağrısında bulunuyor.
Yasal düzenlemeyle ilgili görüşlerini Twitter aracılığıyla paylaşan Akdeniz, Nisan ayında VOA Türkçe'ye değerlendirdiği taslak düzenlemeden farklı olarak bugünkü yasa teklifinde özellikle medya kuruluşlarını, haber sitelerini yani haberleri hedef alan bir düzenleme yer aldığına dikkat çekti.
Bu teklif ile yasaklama yöntemlerine “içerik çıkartma" kavramı/uygulaması getirildiğini vurgulayan Akdeniz, bunun kişilik hakları, özel hayatı koruma ve “unutulma haķkı" gerekçeleriyle değil tümüyle mevcut siyasi yaklaşımla yorumlanması gerektiğine işaret etti.
Akdeniz’e göre; kişilik hakları ihlali gerekçesi ile sadece erişim engellenmeyecek, teklif yasalaştığında içerikler de internet ortamından çıkartılabilecek. Sansür genişleyecek, geriye dönük tüm hükümet eleştirileri içerikli haberlerin silinmesi sağlanacak. Bu içeriklerin, adresleri arama motorlarından çıkartılması yoluyla, başka şekilde okunabilir olmaları da engellenebilecek.
“Hükümet siyasi geçmişini temizleyebilecek, unutturabilecek"
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Akdeniz, sosyal medya mecralarıyla ilgili teklifteki hükümlerin yanı sıra özellikle kanuna eklenen “içerik çıkartma” ile yapılacak uygulamalardan endişe duyulması gerektiğini söyledi.
“Tertemiz internet" yaratılacağını ama bunun savunulduğu şekilde gerçekte kişileri koruma değil siyaset ve bürokraside yer almaları nedeniyle kamuoyu önündeki kişilerle ilgili “istenmeyen haberleri sansürleme’’ olacağını kaydeden Akdeniz, “unutulma hakkı” kavramıyla bunun ilgisi olmadığını söyledi. Bunun tamamen, mevcut siyasi iktidar yaklaşımıyla, sansürü kalıcılaştırma amacına hizmet edeceğini vurgulayan Akdeniz, “Mevcut iktidar ve çevresi ile ilgili ne kadar tartışmalı konu, yolsuzluklar, usulsüzlükler varsa hepsi adı geçenlerce kişilik hakları zedelendiği bahanesiyle şikayet konusu yapılacak. Ancak bu sefer sadece erişim engellenmesi değil teklif yasalaştığında söz konusu içerik ve içerikler internetten adeta yok edilmek üzere sitelerden kaldırılacak. Hükümet siyasi geçmişini unutturmayı amaçlayacak. İnternette pek çok içerik ulaşılamaz hale getirilecek” diye konuştu.
“Savunma hakkı olmaksızın tek taraflı sansür kararları uygulanacak”
“İçerik çıkartma” uygulanması için sulh ceza hakimliği kararının yeterli olacağına da dikkat çeken Akdeniz, bunun“yargı kararı” olarak sunulduğunu ancak aslında ortada erişim engelleme kararlarında olduğu gibi yargılama olmadığını, olmayacağını söyledi.
Yargılama olması için savunma hakkı mekanizması ile birlikte bir müzakere süreci olması gerektiğini işaret eden Akdeniz, oysa hakimlikçe şikayetçi talebiyle tek taraflı bakışla karara varıldığını kaydetti. Koruma tedbiri olarak talep üzerinden hakimliklerce karar verildiğini hatırlatan Akdeniz, buna itiraz yolu olarak ise hemen komşusu hakimliğe gidilebildiğini ama bugüne değin uygulamada bu itirazlara olumlu yanıt verilmediğini dile getirdi.
Prof. Dr. Akdeniz, bu hakimlik kararlarına karşı “üst mahkemeye itiraz mekanizması” bulunmadığını kaydederek, bireysel başvuru hakkıyla sadece Anayasa Mahkemesi’ne gidilebildiğini söyledi. Akdeniz, Anayasa Mahkemesi’nden mesela beş yıl sonra değerlendirme geldiğini ve böylece yasaklama talep olduğunda hemen hayata geçilmesine karşın yasaklamaya itirazda sonuç alınmasında uzun zaman kaybı olacağını vurguladı.
Alemdar: ‘’Geçmişe dönük tarih yazımı etkilenecek’’
Prof. Dr. Yaman Akdeniz’in özellikle “içerik kaldırma” uygulamasıyla haber siteleri ve haberler etkilenecek görüşünü ise, medya tarihi, etik ve iletişim kuramları alanında uzman Prof. Dr. Korkmaz Alemdar endişeyle yorumluyor.
VOA Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, haberler eğer ulaşılamaz hale getirilirse bunun geçmişe dönük tarih yazımını da etkileyeceğini işaret etti. Alemdar, “Söz konusu değişiklik ‘Orwell’ci bir topluma geçiş kapısını aralayacak mı uygulamalar ile göreceğiz. AKP iktidarda olduğu bu uzun süre boyunca medya ve internetten hoşnutsuzdu; Gezi’den beri şikayetleri daha da arttı. Twitter, Facebook AKP’nin hoşuna gitmeyen alanlar oldu. Şimdi AKP'den internet ortamında, basın özgürlüğü içerisinde çalışılması ortamını genişletecek bir çözüm beklemek imkansız. George Orwell’ın ‘1984’ romanındaki gibi haberleri, içeriği yok etme durumu başladığında, yakın geçmişi tümüyle değiştirme yönünde içerikler üretilmesi dahi söz konusu olabilir. Mevcutta zaten troll mekanizmasıyla içeriklerin yaygınlaştırıldığı biliniyor" dedi.
Dolayısıyla bugünkü ve dünkü haberler yok olduğunda ve hatta değiştiğinde bunun tarih yazımını etkileyeceği görüşüne katıldığını kaydeden Alemdar, ne yazık ki akıllara ‘Orwell'ci toplum modeli geldiğini anlattı.
Prof. Dr. Alemdar, “Dış politika dahil olanları şeffaflıkla paylaşan politikalar yürütülmediği için aslında haberler de öğrenilmiyor. Bu hükümet iktidara geldiği dönem itibariyle eş zamanlı olarak internet ortamı çok hızlı gelişti. Konu ve niyet, eğer şikayetlere çözümse aslında hükümet çoktan beri internet haberciliği alanında yasal düzenlemeyi hayata geçirmedi. Sadece internet ortamına çeki düzen verilmesi gerekçesiyle yasal düzenleme yapıldığı iddiası bakımından Türkiye’nin günümüzdeki koşullarında bunun iyimser örneklerini göremiyoruz” diye konuştu.
Kaynak: VOA Türkçe