Türkiye'nin en kapsamlı yapı stoku envanteri çalışmasına depremden en çok etkilenen Bayraklı'dan başlayan ekipler, ilçedeki 33 bin 100 konutu inceleyecek.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in dirençli kentler yaratma vizyonu çerçevesinde 30 Ekim İzmir depreminin ardından sağlıklı ve güvenilir yaşam alanları oluşturmak için kentte mevcut yapı stokunun envanterini çıkarma kararı alan Büyükşehir Belediyesi ile İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi (İMO) arasındaki protokol kapsamında saha çalışmaları başladı. Eğitim aldıktan sonra sınava girerek başarılı olan ilk etapta 100 inşaat mühendisi, depremden en çok etkilenen ve pilot bölge olarak belirlenen Bayraklı ilçesinde sahaya indi. Çalışmalar Mansuroğlu Mahallesi’nde başladı. Bayraklı'da 33 bin 100 konutta yapılacak çalışmanın ardından, mevcut bina yapı envanteri çıkarılarak, bu yapıların deprem riski açısından değerlendirilmesi sağlanacak.
Başkan Soyer: Her binaya deprem karnesi
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 30 Ekim depreminin hemen ardından üç ana başlık altında çalışmalara başladıklarını, öncelikle kentin yapı stoku envanterini çıkarmak istediklerini söyledi. İnsanların yaşadıkları kentte ve binada güven içerisinde olmalarını istediklerini ifade eden Başkan Tunç Soyer, “O nedenle her binaya deprem güvenlik karnesi vereceğiz. Yaşadıkları binanın ne kadar dayanıklı olduğunu, ne zaman yapıldığını, inşaatı ile ilgili bilgileri adeta binanın kimliğiyle ilgili bilgileri herkes görecek. Böylece öncelikli olarak hangi binalara müdahale edilmesi gerektiğini biz de yerel yönetimler olarak tespit etmiş olacağız” dedi.
“Kentte güven duygusunun sağlanması önceliğimiz”
Bu çalışmayı çok önemsediklerini ifade eden Başkan Soyer, şunları söyledi: “Türkiye'de bu kapsamda, bu hacimde hiç bir çalışma yapılmadı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bununla iftihar ediyorum. Diliyorum ki dirençli bir kent olarak İzmir, tüm Türkiye'ye ilham verecek. Buradaki çalışmalar diğer tüm kentlerimizde de hayata geçirilecek.”
Gerek iklim krizi, gerek depremlerde kentin doğal afetlere karşı son derece kırılgan olduğunu gördüklerini ifade eden Soyer, bu nedenle amaçlarının İzmir'i dirençli bir kent haline getirmek olduğunu belirtti.
Başkan Soyer sözlerini şöyle sürdürdü: “İklim krizi nedeniyle yaşadığımız felaketlerde çok ağır sonuçlar ortaya çıkabiliyor. O nedenle bu kentte yaşayanların, kente güven duygularının sağlanması en temel önceliğimiz. Yaşam kalitesinin yükseltilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kentte kullanılması konuları tabi ki planımız, projemiz, stratejimiz. Ama bunların hepsinden önce bu kentte yaşayan herkesin güven duygusu taşımasını sağlamak gerekiyor. O nedenle birinci önceliğimiz bu olacak.”
Dünya Bankası kaynağı kentsel dönüşüm için kullanılacak
Dünya Bankası ile 250 milyon dolarlık bir anlaşma yapmak üzere müzakerelere başladıklarını da hatırlatan Tunç Soyer, “Dünya Bankası'ndan 30 yıl vadeli ve çok düşük faizli bir krediyi İzmir'e aktarmak için çalışıyoruz. Bununla ilgili çalışmaların neredeyse sonuna geldik. Tahmin ediyorum bu yıl içerisinde 250 milyon doların üzerinde de bir rakam İzmir'e aktarılacak ve biz binlerce hane için kentsel dönüşüm çalışmasını başlatmış olacağız. Yapı stoku envanteri çıkarıldıktan sonra, Dünya Bankası'ndan gelecek kaynağı öncelikle müdahale edilmesi gereken yapılardan başlayarak İzmir için kullanacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
“Yurttaşlar binası ile ilgili bilgi sahibi olacak”
İnşaat mühendisleri ile saha çalışmalarına ekibiyle katılan İzmir Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Banu Dayangaç, hedeflerinin yapılacak çalışmayı kentin bütününe yaymak olduğunu söyledi. Dayangaç, “Bu çalışma ile yapıların mevcut durumunun tespiti yapılacak ve deprem etkisinde yapı güvenliği belirlenecek. Çalışmada 3 aşamalı bir yöntem kullanılıyor; bu aşamalar arşivde projelerin incelenmesi, sahada yapılan gözlemsel çalışmalar ve elde edilen verilerin akademisyenler eliyle değerlendirildiği bilimsel analiz süreçlerinden oluşuyor. İlçe genelindeki durum tespiti ile yapılarda bilimsel yöntem kullanılarak yapılacak önceliklendirmeye yönelik analizler tamamlandıktan sonra öncelikli müdahale bölgelerini ve bu bölgelerdeki uygulama yöntemlerini belirlemeyi hedefliyoruz. Bu çalışmalar neticesinde gerekli görülmesi halinde yapı bazında daha ayrıntılı çalışmalar da yapılabilecektir” diye konuştu.
Çalışma tamamlandıktan sonra elde edilecek bilgilerin kamuoyuyla paylaşılacağını kaydeden Dayangaç şunları söyledi: “Yurttaşlar elde edilen verilerle yapılarının mevcut bilgilerini içeren nitelikte bir karneye sahip olacaklar. Çünkü bu çalışmayla yapı güvenliğini ortaya koyan her türlü veriyi elde edeceğiz. Bu veriler sayesinde her bir yurttaşımızın binasıyla ilgili bilgi sahibi olacağız.”
“Türkiye'nin en kapsamlı yapı stoku envanteri çalışması”
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar da “Deprem değil bina öldürür” sloganının gerçeği yansıttığını, yapılacak çalışmanın da bu gerçekten hareketle başlatıldığını belirtti. Bu çalışmalarla birlikte bina özelinde yapılması gerekenlere dair ilk adımın atıldığını vurgulayan Eylem Ulutaş Ayatar, “Saha ekipleri ve proje ekiplerinin topladığı bilgiler ışığında değerlendirme yapılacak ve binaların deprem riski açısından öncelik sırası belirlenecek. Bütün binaları aynı anda detaylı çalışmaya tabi tutmamız mümkün değil. Ekonomik de değil. O nedenle, yapılan bir bütünün önceliklendirilendirilmesi, sıralandırılmasıdır” dedi. Çalışmaların İzmir'e çok faydasının olacağını da kaydeden Eylem Ulutaş Ayatar, “Hem yapı sayısı hem de görev alacak inşaat mühendislerini düşündüğümüz zaman Türkiye'nin en kapsamlı yapı stoku envanteri çalışmasının ilk adımı İzmir'de atıldı. Böylece İzmir'deki yurttaşların güvenli konutlarda yaşamasının önü açılacak” diye konuştu.
İnşaat mühendisleri tarafından saha ve projelerden toplanacak verilerin değerlendirilmesi kısmını da ODTÜ'lü akademisyenler yapacak. 200 gün içerisinde tamamlanarak İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne sunulacak veriler, gelecekte yapılması planlanan çalışmalar için rehber niteliğinde olacak.