SPD Başkanı Yıldız: ''Dijital Su ile ilgili hazırlık yapılmalı”

Hazırlanan “Dijital Su Dünyası” başlıklı raporda; dijital teknolojilerin su sektöründeki uygulamaları ele alınırken, aynı zamanda suda değişimin neden önemli olduğu konusuna da vurgu yapıldı.

SU Politikaları Derneği, Koronavirüs salgını sonrasında küresel anlamda bir değişim yaşanacağı ve
hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı öngörülerini de dikkate alarak bir çalışma yaptı. Yapılan bu
çalışmada hızla dijitalleşen dünyada Su Hizmetleri Yönetiminde başlayan dijital teknoloji
uygulamalarının durumu incelendi. Hazırlanan “Dijital Su Dünyası” başlıklı raporda; dijital
teknolojilerin su sektöründeki uygulamaları ele alınırken, aynı zamanda suda değişimin neden önemli
olduğu konusuna da vurgu yapıldı.

“DİJİTAL SU KAVRAMINI DAHA ÇOK TEKNİK OLARAK İNCELEYEN BİR RAPOR HAZIRLADIK”

Rapor ile ilgili açıklamalarda bulunan Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız; “Yakın geleceğin
dijital su veya akıllı su uygulamaları daha çok Akıllı Şehir konsepti içinde yer alacak ve uygulamaya
geçecektir. Bu nedenle bugünlerde çokça yapılan Koronavirüs sonrası hiçbir şeyin eskisi gibi
olmayacağı açıklamaları önümüzdeki yıllarda dijital dünyaya doğru değişimin hızlandırılacağını ortaya
koymaktadır. Bu durum bu değişimin yönünün nereye doğru olacağı ve oluşacak değişimde insan
haklarının ve toplum çıkarlarının ne kadar dikkate alınacağı, insanın hep merkezde olması gereken
yerinin yeni dünyada nerede konumlandırılacağı belirsizliğini korumaktadır. Bu kavramların yukarıda
sayılan açılardan daha bilinir hale gelmesinin yolu, bu değişimin farkında olunması, incelenmesi ve
izlenmesidir. Buradan elde edilecek verilerin analizi bu değişimin ulusal, sosyal ve toplumsal
çıkarlarımız açısından da ele alınmasını sağlayacaktır. Bu değerlendirme değişimin yönetimi
konusunda bilgi ve fikir sahibi olarak sentez yapabilmemize olanak tanıyacaktır. Derneğimizin ilgi ve
sorumluluk alanı içinde olan konularda değişimin yönünü anlamaya ve farkındalık yaratmaya yönelik
çalışmalar yapmaktayız. Bu kapsamda son olarak Dijital Su kavramını daha çok teknik olarak inceleyen
bir rapor hazırladık. Ancak Dijital Su Dünyasının yeni kavramlarının bu değişime yön veren genel
politikalarla ilişkisini biliyoruz. Bu nedenle konuyu şimdilik sadece kentsel yönetim için planlanan akıllı
kentler küresel politikası içinde değerlendireceğiz.” dedi.

“KENTLERİN SU YÖNETİMLERİ DE AKILLI ŞEHİRLER YAKLAŞIMINDA YER ALACAK”

Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü: “Neoliberal politikalar açısından “Akıllı Şehirler” yaklaşımı, serbest
piyasa ekonomisinin dolayısıyla küresel ticaretin çok rahat uygulanabileceği bir alan olarak
görülmektedir. Bu nedenle küresel ölçekli firmalar, merkezi hükümetler ve yerel yönetimler için
“Akıllı Şehirler” piyasa düzeninin kurgusal ve finansal altyapısını oluşturmaya başlamışlardır.
Yenilikçi Belediye Hizmetleri ve Kentlerin Su Hizmetleri Yönetimi de bu planların kapsamı içinde yer
alacaktır. Bu aşamada atılması gereken en önemli adım bu alanda yerli yenilikçi fikirlerin ve
yazılımlarımızın geliştirilmesi olacaktır. Burada “Akıllılık” kavramı, COVID-19 küresel sorunu
sonrasındaki yeni dünyanın oluşumunda teknik olduğu kadar sosyal boyutu da içeren bir “anahtar”
kavram olmalıdır. Bu kavram, sosyo- ekonomik gelişme, toplumsal bütünleşme ve ekolojik denge için
yeni bir yerel yönetim yaklaşımının anahtar kavramı olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında “Akıllı” Şehir
tüm tarafların katılım gösterip katkı vererek insan odaklı yeni bir kent yönetim modelinin oluşturulabilmesi ve yeni bir düzenin kurulabilmesi için fırsat olarak görülebilir. Aksi takdirde yalnız yenilikçi ve sorun çözen teknolojik uygulamalar bir kenti “Akıllı Yerleşim”, su yönetimini de “Akıllı Su Yönetimi” yapmayacaktır. Diğer bir ifadeyle odağında insan ve toplum olmayan, dayanışma ve toplumsal faydayı öne çıkarmayan, sadece teknoloji tabanlı yenilikçi uygulamalar üzerinden ekonomik yatırım olarak görülen yaklaşımlar bir kentin “Akıllı Yerleşim” olmasını da sağlamayacaktır.
Ülkemizde yerel yönetimler “Akıllı Yerleşim” kavramı altında su hizmetleri, ulaşım hizmetleri gibi
vatandaşa yönelik temel hizmetlere ilişkin araştırma-geliştirme çalışmaları yapabilecek idari
yapılanma sürecini hızlandırmalıdırlar.
İdari alanda öncelikli olarak sağlanacak bu gelişme, “Akıllı Şehir” uygulamaları için kredi bağlantılı
gelecek uluslararası projelerin koşullarına doğrudan teslim olmadan, değişimin yönetimine toplumcu-
gerçekçi bir paradigma ile hazırlık yapılmasını kolaylaştıracaktır. “Akıllı Şehir” kavramı öncelikle pilot
proje olarak akıllı Yerleşimlere dönüşüm süreçleri şeklinde planlanmalıdır. Bu tür pilot projelerle
dönüşüm alanları, döngüsel su kullanımlı, bölgesel su ve atık su yönetimi altyapılı iklim değişikliğine
duyarlı, enerji verimli, düşük atık üreten, toplu taşıma olanaklarının ön planda tutulduğu, yeşil alanın
çok olduğu akıllı Yaşam alanlarına dönüştürülmeye çalışılmalıdır. Bu projelerden elde edilen
deneyimlerin bir sonraki aşamada şehrin bütününe yansıtılması düşünülmelidir.
Özetle, teknolojideki küresel ilerlemeler yerli yazılımlarımız üzerinden yerel özgün çözümlerle
birleştirilmelidir. Bu bilgiler ışığında, ortak geleceğimizin nasıl olması gerektiğini konuşmamız,
tartışmamız, planlamamız ve değişimin yönetimine konunun bütün paydaşları olarak hazır olmamızın
büyük bir toplumsal sorumluluk olduğunu düşünüyoruz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri