İklim Değişikliğinin Doğu Karadeniz Havzasında Su Kaynaklarına Etkisi Projesi Nihai Raporu da dahil birçok bilimsel çalışmada özellikle Karadeniz bölgesindeki yağış tekerrürlerinde ve yağışların şiddetlerinde artışlar olacağı açık bir şekilde belirtilmişti. Bilimsel çalışmalarda ortaya çıkan bu sonuçların yanısıra, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün hava tahmin raporları ve taşkın uyarılarının da büyük bir doğruluk payı ile gerçekleştiğini görüyoruz.
Bu nedenle Taşkın Risk yönetimi için gerekli önlemleri öncelikler sırası ile hızla almaya başlamalıyız.
Yağış Rejimi Değişti, Yeni önlemler gerekli
Tüm bilimsel çalışmalar ve deneyimler Karadeniz bölgesinde sel ve taşkın risklerinin artacağını ortaya koymaktadır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünce taşkın ikazları yapılmasına rağmen köy ve kentlerindeki mevcut yapı yerleşimlerinin ve imar altyapısının plansız ve çarpık olması nedeniyle alınabilecek önlemler kısıtlı kalmaktadır.
Bu nedenle kısa dönemli önlemlerde taşkınlardaki can kaybımızın en aza indirilmesi öncelikli hedef olarak belirlenebilir. Vatandaşların taşkın ikazı aldıktan sonra ne yapması ve /veya ne yapmamaları gerektiği tüm iletişim araçları kullanılarak açıklanmalıdır. Bölgesel radyo ve TV’lerde bu konuda sürekli ve zorunlu yayınlara yer verilmelidir. Bölge insanında gelecekte artması beklenen risklere karşı bir özkorunma farkındalığı yaratılmalıdır.
Nehir yatakları,köprü açıklıkları ve denize çıkış ağızlarındaki birikimler kaldırılmalı
Taşkından korunma tedbirlerinden uzun vadeli ve olumu sonuçlar alınması ,eğitimden ekonomiye, mevcut altyapı’dan yeni imar planı uygulamalarına kadar tüm sistemin birlikte ve doğru işlemesine bağlıdır.
Eğitim konusu ile ilgili olarak Mühendislik Hidroloji konusundaki eğitimimizin yeterli olmadığı da görülmeldir. Bu konuda bir Hidroloji Enstitüsü kurulması ve özellikle su yönetiminde görev alan çeşitli disiplinlerden mühendislerin disiplinlerarası bir programla eğitilmesi de faydalı olacaktır.
Öncelikle alınacak tedbirler var
Orta ve uzun vadeli tedbirlerin yanısıra kısa süre içinde, taşkının zararlarını en aza indirmek ve can kaybının oluşmasını önlemek için alınması gereken tedbirlere öncelik verilmelidir.
Özellikle meskün mahallerin içinden geçen nehir yataklarında yatak kesitlerini daraltan bitki ve kum ,çakıl birikimleri öncelikle ve sürekli olarak temizlenmelidir. Ayrıca Köprü açıklıklarını daraltan her türlü birikinti de kaldırılmalıdır.
Karadeniz’e boşalan derelerin denize çıkış ağızlarında gerek nehrin taşıdığı kum çakıl ile gerekse dalga hareketi ile kapanmış olan kesitlerin açılmasına da öncelik verilmelidir.
DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan dere ıslahları ve nehir yatakları üzerinde bulunan köprülerin durumu değişen yağış rejimi de dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmelidir.
Bu çalışmalar yapılırken yerel yönetimler DSİ ve Karayolları Genel Müdürlüklerinin koordinasyon içinde çalışması sağlanmalıdır.
Karadeniz bölgemizin mevcut fiziki sosyo ekonomik ,sosyo kültürel ,sosyo politik koşulları bölgede Taşkın Koruma önlemlerinin alınmasını zamana yaymaktadır. Bu nedenle bu önlemler alınırken toplumun yönetimle koordinasyon içinde Taşkından Korunma farkındalığının arttırılması da büyük önem taşımaktadır.