Spor ekonomisti Gökhan Tiryaki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk futbolunu yeniden kurgulamak gerektiğini belirterek, "Harcama limitlerinin tek başına sistemi düzeltmesini beklemek hayalcilik olur. Bunu bir bütünün parçası olarak düşünmek ve bütünü planlamak lazım. Türkiye'de futbolu yeniden kurgulamak ve daha sıkı tedbirler almamız gerekiyor. İspanya harcama limitini uygularken, İngiltere de kendi kurallarıyla kulüplerin iki sene üst üste zarar etmesine izin vermiyor. Eğer zarar edilirse de kulüp sahiplerinden zararları karşılamasını istiyor. Aslında bunlar bizim talimatlarımızda da var ancak, uygulamada büyük eksikliklerimiz var. Kulüplerin bugün aldığı limitlere baktığımızda bunların, finansal durumlarına göre fazla olduğunu ve gerçeklerle örtüşmediğini söyleyebilirim. Üretmeyen kulüplerimizin sonunun bu olacağı bağıra bağıra geldi. Kulüplerin altyapı tesislerinin ve üretim yapan yapılarının olması lazım. Biz tesisleşme yapılması gerekiyor dediğimiz zaman hep stat yapmak algılandı." ifadelerini kullandı.
"Büyük kulüplerin taraftarı var diye sağlanan ayrıcalıklar adil ortamı ortadan kaldırdı"
Futbol ekonomisinde adil bir ortam olmadığını da vurgulayan Tiryaki şunları aktardı:
"Avrupa ile rekabet etmek farklı bir şey. Kulüplerin finansal gerçekleri bugünkü limitleri bile karşılamıyor. Fulham ikinci ligden çıkıyor, 140 milyon pound alıyor. Bizdeki en yüksek geliri olan takımın gelirinden bile fazla. O kulüplerle rekabet edeceğiz derken olması gerekenin üstünde harcama yapıyoruz. Daha fazla harcamak yerine üretmeye yönelmek gerekiyor. Kulüplerin düzelmesi için harcama limitleri mutlaka gerekiyor ama bunun yanında da futbolu yeniden bir bütün olarak ele almamız lazım. Başakşehir'in limiti 170, Fenerbahçe'nin 177 milyon lira. Başakşehir'in neredeyse borcu yok ama Fenerbahçe'nin borcu 4 milyar lirayı aştı. Büyük kulüplerin taraftarı var diye sağlanan ayrıcalıklar adil ortamı ortadan kaldırdı. 'Galatasaray'a 493 veriliyor, bize 177 milyon limit veriliyor' deniyor. Galatasaray'ın borcu 2,5 milyar, geliri 1 milyar. Fenerbahçe'nin borcu 4 milyar, geliri 850 milyon lira civarı. Harcama limiti hesaplanırken geçmiş 3 yıldaki mali tabloları baz alıyor. Galatasaray'ın son 3 yılında 2 Şampiyonlar Ligi katılımı ve lig şampiyonluğu var. Şampiyonlar Ligi hesaplamanın içinde yer alıyor gibi görünmese de oraya gittiğiniz zaman ticari gelirleriniz, maç gelirleriniz, sponsorluk gelirleriniz de artıyor. O yüzden Galatasaray'la Fenerbahçe'yi kıyaslamak doğru değil. Harcama limitleri Türk futbolunun kurtulmasının küçük noktalarından biri olur ama Türk futbolunun 10-15 yıllık master planını yapmak gerekiyor. Benzerini hem İspanya hem Almanya yaptı. Onlar da 10-15 yıllık planlarla yürüdüler. Bizdeki gibi günü kurtaralım diye yapılan 1-2 yıllık planlar yapalım sonrasına bakarız denmedi."
"Fenerbahçe sistemin yanlış kurgulandığına itiraz ediyor"
Fenerbahçe'nin Türkiye Futbol Federasyonu'na yaptığı itiraza da değinen Tiryaki şunları kaydetti:
"Fenerbahçe hesaplamanın yanlış olduğuna itiraz etmiyor. Fenerbahçe sistemin yanlış olduğuna ve sistemin yanlış kurgulandığını söylüyor. Bununla ilgili geçen sene sayın Ali Koç'un açıklaması var, 'Kulüp talimatları hazırlanırken bizim de büyük emeğimiz geçti' diyor. Talimatların değişmesinin önemli nedenlerinden bir tanesi de Fenerbahçe ve Trabzon'un UEFA'dan alacakları cezaydı ve bu talimat değişiklikleri ceza almamalarına yardımcı olmuştu. Aslında bu sistemi Fenerbahçe de biliyordu. Bu işin başında o dönem sayın Fikret Orman ve sayın Ali Koç vardı zaten. Bu sistemin yüzde 90'ı İspanya'da uygulanıyor. Bugün itiraz ederken 'federasyonun yaptığı manevralar' deniyor. O manevralar denilen olay, federasyonun yakın tarihte yaptığı talimat değişikliğinden kaynaklanıyor. Talimatlarda yapılan değişiklik şöyle, Kovid-19'un olumsuz etkilerinin finansal tablolardan ya da hesaplamalardan çıkartılması istendi. Normalde baz alınan finansal tabloların dönem sonları 31 Mayıs ama lig temmuza sarktığı için yayın gelirinin çoğu haziran-temmuzda kaldı. Bunların bir önceki mali tabloya yazılması istendi. İkincisi, bu değişiklik yapılmasaydı hesaplamada kullanılan iki yöntemin düşük olanı alınacaktı. O da Fenerbahçe'de zaten 436 milyon eksi çıkmış. Fenerbahçe de aslında onu da biliyor."
"Bugün belki ligin yarısının lisansı yoktu"
Fenerbahçe'nin yanı sıra diğer üç büyük kulübün de sarı-lacivertlilerle aynı duruma gelmesinin söz konusu olduğunu kaydeden Gökhan Tiryaki, "Bugün için Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor bununla ilgili itirazda bulunmuyor ama gelecek sene bu kulüpler de bankalar birliğiyle anlaşmayı yenilemezse bugünkü Fenerbahçe'nin düştüğü duruma düşecekler. Çünkü hepsinden kredi anapara ödemesi düşülecek. Limitler bugünkünden yüzde 25-30 düşük olacak. Bugünkü tartışmaların olacağı geçen seneden belliydi ve kimse önlem almadı. Federasyon 20 gün önce değişiklikleri yapmasaydı bugün takımların limitlerini değil lisans alamamalarını konuşuyor olacaktık. Fenerbahçe'nin de son açıklamasında belirttiği gibi çoğu kulübün negatif limiti olacaktı. Federasyon değişiklikler ile takımlara ekstra limit tanımış oldu. Eğer bu değişiklikler olmasaydı bugün belki de ligin yarısının lisansı yoktu." değerlendirmesinde bulundu.
Harcama limitlerinin nasıl belirlendiğini de açıklayan Tiryaki, "Kulüplerin son 3 yıllık finansal tablolarına göre hesaplanıyor. Bu sene için 2017-18, 18-19 ve 19-20 sezonlarının denetiminden geçmiş finansal tablolarına göre hesaplanıyor. Son 3 yılın tabloları düzeltme katkısıyla güncelleniyor güncellenen rakamların ortalamasıyla yeni sezon bütçesi oluşturuluyor. Bütçeyi oluşturduktan sonra gelir-gider farkı ve net borç/faaliyet karı şeklinde hesaplanıyor. İki hesaplamanın ortalaması da harcama limiti olarak alınıyor. Harcama limitinde vergiler dahil futbolcu ücreti, teknik kadro ücreti, menajerlik ücretleri de hesaplanıyor. Bunların yanı sıra transferdeki gelir giderlerdeki durum da kar ya da zarar olarak ekleniyor ya da düşülüyor. Son olarak eğer finansal kuruluşlara anapara ödemesi varsa bu tutarda limitten düşülüyor. Fenerbahçe bankalarla yapılandırma yapmadığı için kredi anapara ödemesi de var ve bu son maddeden dolayı bu tartışma ortamı oluştu." şeklinde görüş belirtti.