Sosyal medya hayatımıza gireliden beri gündem dayanmaz oluyor. Eskiden toplum mühendisleri aylarca devam eden gündemler belirler toplumda onlar tartışılırdı. Medyaya etki eden güç odakları istedikleri gibi gündem maddelerini sıraya koyar haftalarca o konularla oyalardı toplumu.
İktidarlarda zaman zaman tartışılmasını istedikleri konuları ya bir yurtiçi gezisi, ya da yurtdışına çıkarken ortaya atar, Ankara’ya dönene kadar durumu öyle idare ederlerdi.
Artık devir değişti. Dijital çağda gündemlerde, gündemi belirleyenlerde, konuların gündemde kalacağı zaman aralığı da değişti.
İşimiz kamuoyu araştırmaları olduğundan toplumsal gündemi yakından takip etmek için artık klasik medya kanalları çok yetersiz hatta lüzum hale geldi. Onun yerini sosyal medya mecraları aldı. Eskiden yazılanlara ya inanırsın veya aklına yatmıyorsa inanmazsın. Medyanın renginin şekillendirdiği pencereden ne görülüyorsa o kadar bilirdin.
Şimdi sosyal medya hayatımıza toplumsal gündemlerle etkileşimi de getirdi. Bugün sosyal medya sayesinde konuları takipten çok tartışmaların bizatihi içerisine giriyoruz. Anlık birçok gelişmeyi ister istemez çok farklı kaynaklardan hem de farklı bakış açıları ile kullandığımız sosyal mecralarından anlık ulaşabiliyoruz veya önümüze düşüyor.
Sosyal medya analizleri sırasında fark ettiğimiz çok enteresan bir durumla karşılaşıyoruz. Bir ilde veya Türkiye genelini ilgilendiren gündem konuları o kadar hızlı tükeniyor ki. Hızına yetişmek imkânsız. En hayati bir konunun gündemdeki ömrü bir günü geçmemeye başladı.
Türkiye son yaşanan Bakan istifası konusunda doğru yanlış bütün gelişmeleri sosyal medyadan takip etti. Hatta takiple kalmadı gelişmelerin içinde aktif yer aldı. Ulusal düzeydeki medya organları daha yayın stratejilerini belirleyip gündemlerine alamadan bu hadise sosyal medyada konuşuldu. Toplumsal bir kanaat oluştu ve gündemden bir anda düştü.
Sosyal medya sayesinde oluşan algılar hızla okunarak alınan kararlar ise toplumu rahatlatmaya yettiğini de görüyoruz.
Devletin bazı gerçekleri vardır. Onu inkâr etmek mümkün değil. Medyanın yönlendirmesi ile de ülke yönetilmez. Aynı şekilde sadece sosyal meydanında oluşturduğu algılarla da yönetmek imkânsızdır. Fakat toplumu doğru okumanın bütün yollarını çok iyi bilerek bu kanallardan akan verilere kulak kabartarak ülke menfaatine daha fazla katkı sağlamak bugün daha kolaydır.
Türkiye’nin dünyanın gündeminin çok çok önünde olması kaçınılmazdır. Yeni bir döneme girildiği çok açık olan bugünlerde Türkiye’nin enerjisini, toplumu okumayı ihmal etmeden bölgesine, çevresine ve dünyaya çevirmesi kaçınılmazdır.
Unutulmasın yanlış hesaplar Bağdat’tan döner. Zaman kaybına tahammülümüz yok.
Libya’da Suriye’de Irak’ta, Doğu Akdeniz’de Karadeniz’de son olarak Kafkaslarda Azerbaycan’ın Karabağ’ında ki gelişmeler Türkiye’nin artık kazanımlarını kaybetmemesi gereken bir noktaya getirdi.
Sular akacak bendini bulacak.
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…