İnsanoğlu sanayi devriminden sonra özellikle gelişmeye çalışan ülkelerde hızla doğal dengenin sınırlarını zorlayarak hatta bozarak bir yaşam süremeye çalıştı.Ancak ekosistem dengesi içinde sadece bir parça olduğunu unuttu ve doğanın efendisi olma ve daha çok kazanma hırsına yenik düştü.
Çok dikkatli incelendiğinde bütün canlıların milyonlarca yılda oluşmuş ekosistem dengesi içinde bir görevi olduğu görülür. Ancak insanoğlu “kullan at daha fazla tüket daha iyi yaşam yarat” gibi bir algının esiri yapıldı.
Ve sonunda "Çevresini kirleten, iklimini değiştiren, doğadaki dengeleri bozan insan; gıda güvenliği, su temini ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldı.
Bu gidişata dur demek için önce düşünce biçimimizi değiştirmeliyiz. Biz doğanın efendisi değil aylardır bir doğal moleküle ,virüs’e teslim olan sadece bir parçasıyız.
Ekosistemin dengesini korumak için gündelik sloganları ve ezberlenmiş kutlama mesajlarını aşmak zorundayız.Önce birey olarak yaşadığımız ekosistemin bize sunduklarının farkına varmalı sonra korumaya kollamaya çalışmalıyız.
Dünya Çevre Günü sadece bir gün, Bu günde farkındalığımız artıyor ama biz her gün yaşadığımız ekosistemin, doğal çevrenin içine dalıyoruz. Bunun farkında olarak yaşamalıyız.
Dünya Çevre Günlerini içinde yaşadığımız doğayı sadece hatırlama günleri olmaktan
çıkartmalı ve ekosistem felsefesi ve bilinci yaratma günlerine doğru evirmeliyiz. Çünkü önümüzdeki teknolojik dijital dünyanın bizi doğal ortamlardan uzaklaştırma riski var.