Ankara'da 29 Mayıs 2018'de bir plazanın 20. katından şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitiren Şule Çetin'in ölümüne ilişkin ilgili davanın 4. celsesi Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.
Duruşma öncesi adliye önünde bir araya gelen Ankara Kadın Platformu'ndan kadınlar yaptıkları açıklamada, "Biz katilin kim olduğunu biliyoruz. Koruyan ve yargılamayanları da biliyoruz. Bu dava tüm kadınların davası diyerek davayı büyüttük. Mahkeme salonlarında failleri değil kadınların yaşamlarını yargılamaya
çalışanların karşısında biz varız" dediler.
Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın aktardığı habere göre, hazırlanan iddianamede ‘kasten öldürme’ ’cinsel saldırı’ ve hürriyetten yoksun bırakma’ suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenen sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu duruşma salonuna getirildi.
ÇET’İN EV ARKADAŞI YENİDEN İFADE VERDİ
Olay gecesi Şule Çet ile arasında geçen mesajları silmediğini söyleyen Çet’in ev arkadaşı Lilia Thorine mahkemede yeniden ifade verdi.
Sanık Çağatay Aksu'nun "Olay gecesi 10 dakika telefonda görüşmüşsünüz, ne hakkında görüştünüz?” sorusuna Thorine, "Oturuyorum, sohbet ediyorum diyerek biten bir görüşme oldu" yanıtını verdi.
Bilirkişi raporu hazırlayan Prof. Dr. Çağlar Özdemir de mahkemede ifade verdi. Olay yerini teknik olarak canlandırarak rapor hazırladıklarını söyleyen Özdemir, "Bu olayla ilgili değerlendirmede olay yeri canlandırması kullandık. Düşme olayının gerçekleştiği iddia edilen odada cam ve sehpa arasındaki mesafe ölçülmemiş. Şule Çet’in sanığın anlatımıyla askıda kalma pozisyonu mevcut. İntihar eden kişiler en kolay yolu tercih ederler. Kişinin atlama amacı taşıması halinde sehpanın üzerine çıkması gerekirdi. Olayın meydana gelişi sanıkların ifadeleri gibi olmamış. Bunu nasıl ifade etmek mümkün bilmiyoruz ama anlattıkları gibi olmadığını söyleyebilirim" dedi.
'AYAKKABI DAHA SONRA ATILMIŞ'
Prof. Dr. Özdemir ifadesine şu şekilde devam etti:
"Sanık Şule’yi ayaklarından tuttuğunu, aralarındaki konuşmanın ardından elinden kaydığını ve düştüğünü söylüyor. Düşme noktasında 4.30 metrelik mesafeyi kat etmesi mümkün değil. Bu rüzgarla açıklanamaz. Aşağıda da olağan akışla uyuşmayan şeyler var. Olay yeri incelemesi fotoğraflarına bakalım. Şule’nin kafası önce, vücudu sonra düşmüş. Beyin dokusu saçılmış. Ayakkabısı beyin dokusunun olduğu yeri geçmiş. Bu demek oluyor ki ayakkabıları daha sonra atılmış. Ayakkabının ayağında olduğunu düşünürsek yere düştüğünde o ayakkabının kolunun altına gelme ihtimali bulunmuyor. Burada da açıklanması gereken başka sorular ortaya çıkıyor. Şule’nin yerdeki görüntüsüne baktığımızda bluzu katlanmış.Tanımlandığı gibi atladığını varsayalım, ‘aşağı doğru balıklama atlamaya çalıştı, cama tutuldu ama parmak izi çıkmadı’, yine de buzunun bu şekilde katlanma imkanı yok. Yani bunlar bize Şule Çet’in atılmadan önce yani düşmeden önce yarı çıplak olduğunu söylüyor."
SANIK AKSU: DOSYANIN KAPANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Şule Çet’in ailesinin avukatı Ferhat Gebeş, "Şule hakkında Gazi Üniversitesi rapor hazırladı. Rapor sosyal çevresini inceliyor ve intihar meyili olmadığını söylüyor. Dosyaya giren raporlar sanıkları yalanlıyor" dedi.
Gazi Üniversitesi’nin hazırladığı rapora itiraz eden sanık Çağatay Aksu, "Bunları söyleyen insanlar Şule’yi çok iyi tanıyan insanlar değil. Ben de neşeli derdim, öyleydi. Sosyal medyadan dolayı tutuklandık. Raporlar alıyorlar. Mersin raporuyla Erciyes raporu çelişiyor. Dosyanın kapanacağını düşünüyorum. Canlıyken zorla atmamız da mümkün değil. Senaryolar, senaryolar, senaryolar… İlk gün 300 promil alkolle ifade verdim. Tüm dediklerim çıktı. Bir insan neden intihar edebilir diye okudum. Taşınma bile intihar nedeni olabilir. Bana diyorlar ki Şule’yi taciz ettin. Ev ilanı atıyorum. Mümkün mü? İşe gelmedi, soruyorum, babam bilmiyor çalıştığımı, dedi. Şule’nin bir sırlar dünyası varmış. Bu raporlar hazırlanırken avukatlar uzmanlara baskı yapıyor. Şule’de sorun olmayan bir şey yok" diye konuştu.
SANIKLARIN TUTUKLULUĞUNA DEVAM KARARI
Mahkeme ara kararında sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 20 Kasım saat 10.00’a ertelendi.
CEREN DAMAR'IN BABASI: NEDİR BU BABALARIN ÇEKTİĞİ?
Öğrencisi tarafından öldürülen akademisyen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar da Çet davasını izledi.
Duruşmanın ardından konuşan baba Damar, "Bizim çocuklarımız konuşamaz artık toprağın altında. Onların hakkını tabii ki biz savunacağız, sivil toplum savunacak. Onlara meydanı boş bırakmayacağız. Adalet sistemimize güveniyoruz. Toplumun içindeki bu pisliklerin temizlenmesi için elimizden geleni yapacağız. Nedir bu babaların, ailelerin çektiği? Biz evlatlarımızı bu cani katiller için mi yetiştirdik? Biz çocuklarımızı bu ülke için, insanlık için yetiştirdik" dedi.