'SU’yun Eylem Planı Çok, Uygulayanı Yok'

Su eylem planı hakkında çarpıcı bir röportaj...

2020 yılı Türkiye tarımı açısından ‘Kurak Bir Yıl’ olarak hatırlanacak. Ancak asıl önemli konu; gelecekte bizi nasıl bir dünyanın beklediği.. Gelecekte gıda ve su savaşlarına mı tanık olacağız, yoksa suyu doğru kullanarak 10 milyarı aşan dünya nüfusunu doyurabilecek miyiz? Bu sorunun yanıtını Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız detaylarıyla anlattı...


DSİ verilerine göre 24 milyon hektar alan ekilebilir tarım arazisine sahibiz. Bunun da ekonomik olarak sulanabilir miktarı 8,5 milyon hektar olarak belirlenmiş ve yaklaşık yüzde 51,3’ü DSİ tarafından sulamaya açılmıştır. 4,36
milyon hektar olan bu alan, ülkemizin toplam tarım alanının (24 milyon hektar) yaklaşık yüzde 18,16’sını oluşturmaktadır. 2019 yılı sonu itibarıyla diğer kurumlarca sulamaya açılan alanlarla birlikte sulamaya açılan alan toplam 6,65 milyon hektara ulaşmıştır.
2020 yılında Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü ile TOKİ Başkanlığı arasında sulama tesislerinin yapımı konusunda İmzalanan protokol çerçevesinde değişik illerde 3 milyon 200 bin dekarlık 25 adet sulama projesi yapılacaktır. İşletmeye açılan sulama alanıDSİ tarafından işletmeye açılan sulama alanlarında sulama oranı yüzde 65, sulama randımanı yüzde 48’dir. Bu oranlar sulama verimliliğimizin geliştirilmesi gerektiğini ortaya
koymaktadır.


Türkiye su yönetiminde yasal ve kurumsal olarak bir geçiş dönemi içindedir. Ancak bu
konudaki çalışmalar yeterince hızlı ilerlemedi. Bu da tarımsal sulama dahil birçok alandaki
ilerlemenin ve gelişmenin yavaşlamasına neden oluyor. Ayrıca Türkiye’nin bir tarımsal örgütlenme sorunu var. Tarımsal örgütlenmenin en önemli ayaklarından biri sulama birlikleridir. Sulama sistemlerinin DSİ tarafından 1994
yılından 2005 yılına kadar sulama birliklerine devir işlemi tamamlanmıştı. Ancak yaşanan mali ve idari sorunlar nedeniyle sulama birlikleri 2018 yılında tekrar mali ve idari olarak DSİ’nin denetimine girmiştir. Bu durum sulamada demokratik ve katılımcı bir kurumsal ve kültürel altyapının oluşmasının kesintiye uğramasına neden olmuştur.
Ülkemizde sulama randımanı ve sulama oranları değerleri düşüktür. DSİ tarafından yapılan çalışmalar,
kurak yıllarda suyun daha dikkatli kullanılması ve hatta kısıntılı sulama sebebiyle sulama randımanında artış olduğunu, yağışlı yıllarda ve sulama oranının düşük olduğu yıllarda ise sulama randımanında da düşüş olduğunu göstermiştir. Bu durum sulama suyunun verimli kullanılmasının faydaları konusundaki bilincin hala yeterli olmadığını ortaya koyuyor.


Sulama randımanına etkisi olan diğer önemli faktör ise sulama tesisindeki iletim kayıpları ve tarla içinde
uygulanan sulama yöntemindeki eksikliklerdir. Sulamada modern sistemlere geçişi sağlamaya çalışıyoruz ancak, sulama randımanı değerlerimizin düşüklüğü ve diğer eksikliklerimiz sulamadaki verimliliğimizi arttırmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Ülkemiz tarımsal arazi hacmi ve tarım ve gıda sektörünün ürettiği katma değer bakımından dünyada ilk on ülke içerisinde yer alıyor. Ancak, arazi verimliliğinde yirmili ve emek verimliliğinde ise otuzlu sıralarda bulunuyor. Bu da sektörde yaşanan önemli yapısal sorunlara işaret etmektedir. Birçok raporda vurgu yapılan sorunlar arasında “Sulanabilir arazilerin kısıtlı olması ve kuru tarım sebebiyle arazinin yaklaşık yarısında ekilen tahıllarda verim ve kalite düşüklüğü” de vardır.  Tarımsal örgütlenmede ve kooperatif sisteminde yaşanan ekonomik, hukuki, kurumsal, sosyal ve kültürel sorunlar sulama verimliliği dahil olmak üzere tarımsal üretim ile ilgili birçok konuda ilerlemeyi kısıtlamaktadır. Suyu tarımda verimli kullanmak için uygulanması gereken politikalar nelerdir?
Suyu tarımda verimli olarak kullanmak için, suyu ve toprağı havza ölçeğinde yönetecek bütünleşik ve
uyarlanabilir (adaptiv) su politikalarına ihtiyacımız var. Bu politikaların uygulamaya geçirilmesi için de
su kullanıcı birlikleri ve tarımsal sulama kooperatiflerinin kurumsal ve ekonomik altyapılarının güçlendirilmesi gerekiyor.


Ayrıca mikro ölçekte uygun olan tesislerde hacim esasına dayalı tarife uygulama, yağmurlama ve damla sulama yöntemlerine indirimli tarife uygulanması yoluyla ülkemizdeki sulama verimliliğini arttırmak ve sulama randımanını pozitif yönde geliştirmek mümkündür. Bu konuda su kullanıcılarını bilgilendirme, bilinçlendirme ve modern sulama
teknikleri için uygun bir finansman modeli yaratma ihtiyacımız var. Çiftçilerin suyu kullanma
konusundaki eğitimleri nasıl olmalıdır? Devlet bu konuda çiftçilere ne gibi destekler vermelidir? Bu konudan Onuncu Kalkınma Planı (2014 - 2018) Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi Programı Eylem Planı içinde açıkça söz edilmiştir. Sulama Kooperatifleri ve Sulama Birliklerinin çalışanları ve yöneticilerinin eğitilmesi, suyun tasarruflu kullanımı için çiftçi eğitim faaliyetlerinin çeşitliliği artırılması ve yaygınlaştırılması eylem başlıkları altında ele alınan bu eylemlerin Ocak 2015 -Aralık 2018 arasında gerçekleştirilmesi planlanmıştı. Eğitimler öncelikle eğiticilere verilmeli daha sonra Sulama Kooperatifleri ve Sulama Birlikleri çalışanlarına verilmelidir. Eğitimde verimli sulamanın faydaları, mevcut şartlara uygun basınçlı sulama yöntemleri, sulama zamanı planlamasına uyulması kısıtlı sulama programlarını uygulayabilme ve su kaynağı potansiyeline ve destekleme politikalarına göre ürün deseni belirlenmesi konularını kapsamalıdır. Sulama Kooperatifleri ve Birliklerin yöneticilerinin yönetim kapasitelerini arttırmak için ise özel eğitimlere alınması gerekir. Yapılacak her türlü eğitim, etkinlik ve çalışmalarda konuların görsel açıdan desteklenerek anlaşılabilirliğini artırmak amacıyla afiş, broşür ve görüntülü yayınlar hazırlanmalıdır. Çiftçilerini eğitimi
konusunda sulama birlikleri ve tarımsal sulama kooperatifleri çok önemli bir işlev üstlenebilirler. Bu konuda devletin verebileceği en büyük ve en faydalı destek tarımsal örgütlenmenin yasal, kurumsal ve ekonomik sorunlarının ortadan kaldırılması olacaktır. Gelecek yıllarda dünyada gıda ile ilgili savaşların çıkacağı söyleniyor. Bu noktada suyun
doğru kullanımının önemini anlatır mısınız? Dikkatli bakıldığında dünyada yeni bir gıda jeopolitiğinin oluştuğunu görürüz. Gelişmiş ülkeler ve petro-dolar zengini Arap ülkeleri gıda güvencelerini sağlayabilmek için son 10 yıldır özellikle Afrika ülkelerinden büyük araziler kiraladılar ve satın aldılar. BM Raporları Gelişmekte olan ülkelerdeki tarım ve gıda üretimine yönelik yabancı sermaye akışında Tarımda doğru su politikası, teknolojik gelişmeleri takip ederek pilot bölgelerden başlayıp sulamadan dönen suların da arıtılıp tekrar kullanımını hedefleyen bir politika olmalıdır. Dijital tarım uygulamalarına ağırlık verilmelidir. 

Dursun YILDIZ Su Politikaları Derneği Başkanı 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri