Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu, Doğa ve Hayvan Severler Derneği, İstanbul Göktürk Hayvan Sevenler Derneği, Çanakkale Lapseki Çardak Hayvan Sevenler Derneği, Edirne Bir El Bin Nefes Derneği, Kırklareli Doğayı Hayvanları Koruma Derneği, İnegöl Doğayı Hayvanları Koruma Derneği, Malatya Doğa Ve Hayvanlar İçin El ele Derneği ve Çanakkale-Kepez Doğayı ve Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği ortak bir bildiri yayınlandı.
Çorlu'da kurulacağı açıklanan tahnit müzesi ile ilgili değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşan Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu Tekirdağ Temsilcisi ve Doğa ve Hayvan Severler Derneği Başkanı Ahmet Güneş, "Doğanın koruyucusu olan, doğal yaşamın devamını, ekolojik dengeyi sağlayan yaban hayvanlarının öldürülmesi ve üstüne marifetmiş gibi cesetlerinin müze adı altında sergilenmesi kabul edilemez. Hiçbir sebeple bu vahşet meşrulaştırılamaz" dedi.
Ahmet Güneş, tahnit müzeleri hakkında; "Avcılık nedeni ile soyu tükenme noktasına gelmiş yaban hayvanlarımızın ya da yurt dışında binlerce dolar harcanarak öldürülmüş yaban hayvanlarının cesetlerinin tahnitlenerek, doldurularak insanlarımıza, çocuklarımıza müze adı verilecek katliam binasında sergilenmesi insan onuruna, vicdanlara ihanettir. 21.yüzyılda hiçbir ihtiyaç olmamasına rağmen spor adı altında yapılan avcılık sonucunda ormanları temizleyen, ağaçları hastalıklardan koruyan, bitkileri yenileyen, filizlenmeye katkıda bulunan yaban hayvanlarının katledilmesi sonucunda orman ağaçlarını hastalıklar sarmıştır'' dedi.
Güneş bazı kanatlı yaban hayvanlarının yok edilmesinin sonuçlarını şöyle ifade etti:
"En önemli değerlerimizden olan ve yalnızca ardıç kuşunun dışkısı ile filizlenen ardıç ağacı, ardıç kuşunun avcılarca soyunun tüketilmesi sonucu artık yetişmemektedir. Devlet laboratuvar koşullarında ardıç filizi yetiştirmek için milyonlar harcamaktadır. Kanatlı yaban hayvanlarının yok edilmesiyle ekinleri zararlı böcekler, hastalıklar sarmış olup ilaçlama için milyarlar harcanmaktadır. İlaçlama nedeniyle ekinler, su kaynakları, doğa, tüm hayvanlar ve insan da zehirlenmektedir. Yaşama böylesine büyük zararlar veren avcılığın bir de öldürülen hayvanları sergileyerek adeta özendirilmesine karşı çıkanlar bu güne kadar kurulmak istenen ceset müzelerini engellemişler; saygın belediyeler, resmi kurumlar bu tür girişimlere izin vermemişlerdir."
'Çocuklar hayvanları belgesellerden tanıyor'
Güneş ayrıca, "Dünyamıza, ekolojik çevreye bir çok insandan daha fazla katkısı olan yaban hayvanlarının cesetlerini sergilemek isteyenlerin, geçmişte bozulmamış insan cesetlerini kasaba kasaba gezdirip sergileyerek para kazanan zalimlerin yaptığından bir farkı yoktur. 'Çocuklarımız görmediği hayvanları görecek' gibi bir müze mazereti üretmeye çalışmak ise kurnazlık, aklımızla alay etme girişimidir. Teknolojiyi av meraklısı zatlardan çok daha iyi bilen çocuklarımız dünyada yaşamasına hala izin verilen sınırlı sayıda hayvanı zaten belgeseller, 3D filmlerle izlemekte, tanımaktadır. Duyarlı ebeveynler, çok meraklıysa çocuklarını doğa gezisine götürür; gözlem yapmasını, fotoğraf çekmesini sağlar, doğa ve hayvan sevgisini aşılar'' dedi.
Ahmet Güneş, tahnit müzelerine ilişkin sağlık riskine de dikkat çekti ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Günümüzde yaşanan Korona felaketinin de doğayı ve yaban hayvanlarını katleden, sergileyen, satan insanlar yüzünden yaşandığı, sergilenmesine izin verilmediği için yıllardır mahzenlerde tutulan bu tahnit hayvan cesetlerinin de hangi bakterileri ürettiğinin bilinmemesi ve yeni tip hastalıklara neden olabileceği de ayrı bir araştırma konusu ve çok önemli bir sağlık riskidir. Tüm bu nedenlerle Çorlu Belediyesi ve ilgili kişi ve kurumları bu çağdışı girişimden bir an önce vazgeçmeleri konusunda uyarmayı bir insanlık görevi olarak görüyor, tüm Çorluluları saygın belediyelerin izin vermediği bu ceset müzesi girişimine karşı sesini yükseltmeye davet ediyoruz."