Aslında bugün, tam da Türk tarım politikalarının nasıl 3-4 yıl önce başka bir ülkeye devredildiğini ve o ülkenin nasıl, ‘ Türk tarımının kurtarılması ‘ adı altında toplantılar yaptığını ve o ülkeye hangi bilgiler ve dökümanların sunulduğunu açıklayacaktım…
Bir de ne göreyim?
Ben tam bunları yazmaya çalışırken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu doğrudan Tarım konusuna girmez mi?
Tam , ‘demek ki Dışişleri Bakanımız da bana gelen belgeleri elde etti ve buna itiraz ediyor.’ Dedim ve haberi okumaya başladım.
DHA’nın servis ettiği haberin başlığında ‘müjde’ kelimesi de olunca ‘tamam’ dedim.
Ama haberin ilk paragrafını okuduğumda anladım ki, bu bakanın seçim bölgesinde yaptığı - bana göre sadece - seçim öncesi ‘popülist’ bir konuşmadan ibaret!
Haber şöyle başlıyor:
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin Kaş ilçesi Ova Mahallesi'ndeki spor salonu temel atma töreni ile Çavdır Mahallesi'ndeki mahalle konağı ve sosyal tesislerinin açılış törenlerine katıldı.
Bakan Çavuşoğlu, 17 yıldır çiftçiye verdikleri desteğin Cumhuriyet tarihinde hiç bir zaman olmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tarımın ve çiftçinin öneminin farkında olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, şöyle dedi:
"Tarımda mazottan gübreye her alanda çiftçimize destekler olmuştur. Son zamanlarda domates ya da yaş meyve sebze üzerinden bir tartışma devam ediyor. Niçin çıktı, kim çıkardı bu tartışmayı? Buradaki bir ürün yüzde 300, 400 artışla İstanbul'da, Ankara'da satılmaya başlayınca bir kıyamet koptu. Burada bir gerçek var ki, burada 3 liraya satılan ürün, İstanbul'da 9 liraya satılıyor. Marketçiler yapıyor, o yapıyor, bu yapıyor, arada rantçılar var."
Ve haber devam ediyor.
Bunun arkasından insan, bugün yarın Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’nin de Suriye politikaları konusunda açıklama ve politika belirlemesini bekliyor.
Düşünsenize, bölge çok hareketli ve sıkıntılı. Özellikle Türkiye’nin Beşar Esat ile ilgili politikaları Türkiye iç siyasetinde hazır çok tartışılıyorken, Pakdemirli de pekala , memleketi Manisa’ya gidip bu yönde bir açıklama yapabilir.
Ve biz gazetelerde:
“Bekir Pakdemirli Suriye’de ABD’nin Çekilme Süreci Hakkında Stratejiimizi Açıkladı”.. haberini okuyabiliriz.
Tuhaf olurdu değil mi?
Evet bu ne kadar tuhaf ise, Çavuşoğlu’nun “Sebze fiyatı ve tanzim satış stratejisi” açıklaması da o kadar tuhaf.
Peki buradan ne anlamamız gerekiyor.?
Ben anladıklarımı sıralayayım. İlk aklıma gelenler:
1-Tarım bakanı daha toy, ona destek çıkalım, bakarsın biz Tarım Bakanı olmuşuz
2- Dışişlerinde işler sarpa sarıyor. Yaklaşan yüksek gerginlik döneminde Dışişlerinde yıpranmayayım.
Son üç bakan kadar tarıma yakınım (!) uçakta en çok ben zaman geçiriyor ve nerede ne ekildiğini en çok ben görüyorum. Bakarsın Tarım Bakanı falan olmuşuz.
3- Hükümet seçim öncesi ekonomik sorun algısını Tarım’a dayandırdı. Çünkü oy verenlerin alternatif seçim maliyeti artıyor. Müsebbibi iklim değişikliği. Diğer kısımlar güzel aslında. Tarımda yapısal sorunlara derinlemesine çözüm zaten 1-2 yıllık bakanlık süresinde sağlanamazdı. Bakarsın bakan değişimi hükümete zaman, bana da siyasi ömür kazandırır.
4-Böyle bir haber gerçek olursa da, aslında Tarım Bakanı Ekrem Pakdemirli’ye en büyük destektir.
5-Çünkü haber olunca, gerçek meğer buymuş algısı da istenilmez.
Neyse bunlar trajikomik tespitlerimiz ama siyasi roller ne olursa olsun atlanılan matematiksel bir gerçek var.
Nüfusumuz göçlerle de rekor hızla artıyor. İklim değişikliğinden en az on kat daha yüksek oranda etkiye sahip olan sorun; artan nüfusa göre planlama yapılmayışı.
Nüfus başına su kaynaklarımız son 40 yılda %60 azaldı. Topraksız tarım için çözümler var ama susuz tarım için çözüm yok.
Artık DSİ de Tarım Bakanlığında ama erk kimde?
Yoksa Dışişlerinde mi?
PAZARTESİ GÜNÜ :
TARIM POLİTİKALARIMIZI HANGİ ÜLKEYE EMANET EDİP HANGİ ÜLKENİN ANKARA BÜYÜKELÇİLİĞİ İLE HANGİ TARIM BAKANLARI NASIL ÇALIŞTI? BELGELERİYLE N GAZETE’DE AÇIKLAYACAĞIM!!!