TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Eyüpsultan Belediyesi tarafından Galeri Eyüpsultan'da düzenlenen "Cumhuriyetin 100. Yılı Anısına 100 Sanatçı 100 Eser" sergisinin açılışında yaptığı konuşmada, 1900'lerin başlarında inşa edilen tarihi bir konağın restore edilerek sanat merkezine, kültür evine dönüştürülmesinin kültürel belediyecilik anlayışının güzel bir örneği olduğunu söyledi.
Eyüpsultan'ın, İstanbul ve tarih için müstesna bir yerinin olduğunu dile getiren Kurtulmuş, her sokağında tarihin, kültürün, medeniyetin izlerine şahit olunan ilçede son yıllarda tarihi eserlerin de gün yüzüne çıkarılmasının büyük kazanım olduğunu dile getirdi.
Kurtulmuş, 1994'te İstanbul'da belediyecilikte atılan büyük adımlar sonucu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde Haliç'in kıyılarının sanat merkezleriyle, üniversitelerle, kültür salonlarıyla donatıldığını ifade ederek, "Eyüpsultan başta olmak üzere Haliç'in çevresindeki yapılaşmanın da önümüzdeki dönemde daha iyi bir hale gelmesini, bu şehrin kadim değerleriyle de uyumlu bir estetiğe kavuşmasını temenni ederiz. Bu alanda atılan adımları da takdir ettiğimizi ama hızlı bir şekilde, bu tarihi dokuya uygun bir yapılaşmayı da beklediğimizi ifade etmek isterim." diye konuştu.
"Türkiye'deki bazı sanat çevreleri bu katliama sessiz kalıyor"
Numan Kurtulmuş, Gazze'de iki ayı aşkın süredir dur durak bilmeyen, her gün daha çirkefleşen, şiddetlenen, insanlıktan soyutlanarak devam ettirilen bir etnik temizliğin, soykırım boyutlarına ulaşmış çok adi bir katliamın yaşandığını vurguladı.
Dünyanın çoğu hükümetinin sessiz kalmayı, görmezden gelmeyi ve bir şekilde duyarsız davranmayı tercih ettiği dönemde, vicdan ve insaf sahibi halkların bu konuda duyarlı olduklarına, meydanları doldurduklarına, sokaklara çıktıklarına ve "Yeter artık bu zulmü durdurun" diye feryat ettiklerine şahit olunduğunu belirten Kurtulmuş, halklardaki bu duyarlılığın hem küresel ölçekte hem de Türkiye ölçeğinde bazı sanat çevrelerinde de olduğunu anlattı.
Bu katliama karşı insanlık vicdanının harekete geçmesi gerektiğini savunan ve sabredemeyip "yeter artık" diyen çok sayıda sanatçının olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Ama onların nasıl bir lince tabi tutulduğunu da sanat çevrelerini takip eden herkes çok iyi görüyor. Ne yazık ki Türkiye'deki bazı sanat çevreleri de olmak üzere, bir kısmı ya sessiz kalıyor ya duymazdan geliyor ya da İsrail'in bu katliamlarına mazeret üreten seslere kulak vererek o sesleri çoğaltıyorlar." şeklinde konuştu.
Sanatın en büyük gücünün insanları birleştirme kabiliyeti olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Eğer bugün sanat ve sanatçılık da insanlık düşmanı bu canilere karşı birleştirici bir insanlık cephesinde toplanmaya vesile olmuyorsa öyle sanata, öyle sanatçılara yazıklar olsun demek de insanlık vicdanına sahip olanlar için herhalde bir haktır diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Esas sorumluları 'Sen işine devam et, arkandayız' diyenlerdir"
Numan Kurtulmuş, bu katliamın tek sorumlusunun İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve çetesinin olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:
"Bu katliamın, bu etnik temizliğin, soykırım boyutlarına varan bu katliamın esas sorumluları 'Sen işine devam et, biz senin arkandayız.' diyerek destek verenlerdir aynı zamanda. Onlara, silahlarıyla, siyasetleriyle, dünyada sahip oldukları teknolojik ve finansal güçle, medya gücüyle her alanda destek vererek bu etnik temizliği bir kere daha görmezden gelerek destek verenlerin tarih önünde en az Netanyahu ve çetesi kadar sorumlu olacağını biliyoruz."
ABD yönetiminin Amerika halklarının önemli bir kısmının da karşı çıkmasına rağmen BMGK'deki oylamada veto yetkisini kullanmasının da bu durumu teyit eden bir gelişme olduğunu aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Sayın Guterres, Birleşmiş Milletler'e mektup yazarak Güvenlik Konseyi'ni çağırdığı zaman şunu söylemiştik. 'Sayın Guterres'i tebrik ederiz. Bu artık insanlık adına son haykırıştır.' O daveti yaptı, Konsey toplandı. 13 kişi 'bu durdurulsun' dedi. İngiltere o ince siyasetinin gereği sessiz kaldı. Amerika da kaba siyasetinin gereğini yaparak İsrail'e bir kere daha destek verdi, bir kere daha zulmün arkasında durdu. Lafı evirip çevirmeden söylememiz lazım. Dünkü karardan sonra Filistin'de öldürülen her çocuğun, her kadının elindeki kanda Amerika Birleşik Devletleri'nin yönetiminin de payı vardır, onların da suçu vardır, onların da maalesef bunda büyük bir vebali vardır.
Bu kadar mı zor? Oraya gelen BMGK'nin üyesi diğer ülkeler İsrail'e karşı bir şey yapın demiyor. 'Bir acil ateşkes yapın, insani yardımları oraya ulaştırın' diyor. Gerekçeniz nedir diye sorduğumuz zaman söyledikleri aynen İsrail'in ürettiği sahte gerekçelerin birebir aynısıdır. Bu kabul edilemez. İnsanlık vicdanı, bunu asla müsamaha ederek geçiştiremez."
"Bu dünya sisteminin artık taşınamaz, ağır bir gayriinsani yük olduğunu ilan ediyoruz"
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, dünyada böylesine bir sistemin devam edemeyeceğine işaret ederek, "Bizim milletimiz haktan, insaftan, hakikatten, vicdandan ve insanlıktan yanadır. Dünya beşten büyüktür derken, sadece bir slogan söylemiyoruz. Bu dünya sisteminin artık taşınamaz, ağır bir gayriinsani yük olduğunu bütün dünyaya ilan ediyoruz." dedi.
BMGK'deki oylamanın sonucunun 13'e karşı bir değil, bütün insanlığa karşı birin karşı gelmesi olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Ömrümüz olursa biz görürüz, görmeyiz. Genç arkadaşlarım hayatları içerisinde yeni bir Birleşmiş Milletler'in kurulduğunu ve yeryüzünde adalete, hakkaniyete, vicdana dayalı bir sistemin tesis edileceğini mutlaka ama mutlaka göreceklerdir. O gün geldiğinde, yeni bir dünya siyasal sistemi inşa edildiğinde hep beraber şunu diyeceğiz. Allah rahmet eylesin, ruhları şad olsun, Filistin'deki o on binlerce şehit kardeşimiz eğer öyle büyük bir mücadelenin içinde olmasaydı bugün dünya bu gayriinsani sistemden kurtulmayacak ve yeryüzü adalete dayalı bir sistemin inşasını görmeyecekti."
Konuşmaların ardından Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, TBMM Başkanı Kurtulmuş'a tablo takdim etti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, daha sonra sergiyi gezerek sanatçılarla eserleriyle ilgili sohbet etti.