NURAY BAŞARAN- Eğitim konusunda ben şöyle anladım; destek noktasında öğretim üyesi ve öğretmen konusunda destek istiyorsunuz doğru mu?
BEYCAN İLYAS- Özellikle Stratejik bölümlerde, dediğiniz de oluyor. Haksızlık, Denklik konusunda. YÖK’te böyle bir ibare var ama hiç kimse YÖK’e böyle bir hak vermez.
Şöyle diyeceğim, yanlış anlaşılmalar ve yüksek eğitimdeki mevcut kazanılmış olan ve bizim gururla söylediğimiz Türkçe, ana dilimizle yüksek eğitim hakkını kazanmamız desteklenmelidir.
Niye desteklenmeli?
Bakın çok ciddi bir mesele söz konusu. Yüksek eğitim ana dilinde olmazsa buradaki Türk ebeveynler çocuklarına şunu diyor: Buna bizzat kendim şahit oldum. Bir kez değil , bin kez.
Oğlum niye Türkçe okula göndereyim ki seni? Üniversite yok ki Türkçe.
Eğer ki bu söylem kitlesel hale gelirse , böyle bir uygulama asimilasyona sebep olur. Çok ciddi bir şekilde altını çizerek söylüyorum! Belki de bu röportajda en çok önemli olan kısım budur. Asimilasyona yol açacaktır bir nesil Türkçe okumazsa ikinci nesli okutamazsın.
NURAY BAŞARAN- En önemli konu bu.
BEYCAN İLYAS- Diğer milletlerin asimilasyon politikaları bu bölgede, Balkan yarımadasında ve bu ülkede diyelim ; -özellikle bu ülke konusunda konuşabilirim - diğer ülkelerde de aynı şey . Özellikle Bulgaristan , Kosova. Bizim burada özellikle bu manevraları bulunmakta. ‘Eğitim hakkın yok, şuraya giremezsin, burayı temsil edemezsin, iş konusunda dezavantajlısın’ derken asimilasyona yol açıyor. Geleceğini düşünen ve maalesef bazı tam şuur kazanmamış olanlar, çocuğunu Arnavutça gönderirse, Makedonca gönderirse artık o çocuğun geri dönmesi , -kim ne derse desin- söz konusu bile olmaz. Biz bunu gördük. İşte budur; o siyasi çalışmamız. Siyasi çalışma ne yapar? Eğitim kurumlarını ayakta tutmaya çalışır. Biz makroekonomik büyüklükte değişiklikler yapamayız. Okul yaptık. Budur. Bizim halk odaklı siyasetimiz yoksa efendim Brezilya-Makedonya ilişkilerinden bana ne ? Ben eğer ki , bütün bunlara çözüm bulamazsam, yüksek öğretim kurumuna destek çıkmazsam sadece Vizyon değil , bugün biz Kiril Metodi Üniversitesi’nde 50 yıl eğitim veren bir Türkoloji bölümümüz öğrencisiz kaldı.
NURAY BAŞARAN- Öyle mi? Kaç yıldır öğrencisiz?
BEYCAN İLYAS- İlk yıl, bu sene kayıt yok. Ve buradaki yanlış politikalardan birisi de şudur: Biz her zaman şunu demişizdir , ‘kaş yaparken göz çıkarmak meselesine lütfen çok dikkat edin’ . FETÖ eskiden kolejlerde bunu yaptılar bizlere. Bize yaptığı en büyük zararlardan birisi, ki biz bunu FETÖ, FETÖ olmadan önce her zaman dile getirdik . Başarılı öğrencilere burs verirlerdi. Nereden para bulduklarını biz de iyi biliyoruz artık. Bu değirmenin suyu nereden geliyormuş çok iyi anladık. Devlet okullarındaki Türklerin sayısını düşürdü. Bazı sınıflar kapanma tehlikesi yaşadı.
NURAY BAŞARAN- Türkçe eğitim veriyor muydu?
BEYCAN İLYAS- Tabii, her şeyi veriyordu. Destekleyeceğiz olsun ki biz öyle düşünmüyoruz. Bakın siyasi olarak şöyle düşünün:
FETÖ’ye Türkiye’nin baskı yapması lazım, okullarının kapatılması lazım yani onun çaresi bulunacaktı. Alternatif sunarak FETÖ’yü yok edemeyiz bu ülkede. Alternatif olmaz. Maarif Vakfı çok başarılı bir kurum. Kendilerinden rica ettik bu konuda. Şu anda sözlerinde durdular. ‘ Türkçe eğitim vermeyin’ Niye Türkçe eğitim vermeyin? Çünkü benim devlet okullarımı, - ben 45 yılından beri o sınıfları açmak için mücadele etmişim - sen sebep olma ki kapansın. Maalesef bazı yanlış politikalar, son derece ciddi bir şekilde etkileri olabiliyor. Çünkü o Türkoloji Bölümü bugün Türkçenin öğretildiği iyi bir kurum idi. Yunus Emre onu yapabiliyor ama o farklı bir kurum idi. Yunus Emre Enstitüdür burası bölümdür.
NURAY BAŞARAN- Yunus Emre etkiledi mi?
BEYCAN İLYAS- Yok kurs üzerine eğitim verir ama maalesef Uluslararası Balkan Üniversitesi’nde Türkçe eğitim bölümünün açılmasıyla, bu konuda en büyük darbeyi oradan aldık.
NURAY BAŞARAN- Peki Balkan Üniversitesi’ nin Türkçe bölümüyle, o Türkoloji bölümünün arasındaki ince fark nedir? Bana anlatır mısınız?
BEYCAN İLYAS- Şimdi şöyle örnek vereyim ; Sırbistan, Arjantin’de Sırp Dili ve Edebiyatı Kürsüsü yani Filoloji Fakültesinde kürsüsünün çalışabilmesi için , yanılmıyorsam bir buçuk milyon dolar para harcadı . Dolayısıyla onun sembolik bir anlamı vardır. Türkoloji, hem buradaki Türk mevcudiyetinin varlığını gösteriyordu hem de sadece Türklere hitap etmiyordu , buralı olmayanların da mezun olduğu bölümdü. Onlardan çok ciddi edebiyatçılar çıktı, tarihçiler çıktı, filozoflar çıktı. Türkiye ile olan o bağı kurdu. Biz her zaman şöyle gurur duymuşuzdur televizyonlarda eskiden ‘’Aa…bak burada Türkçe öğretiliyormuş’’ TRT’nin gezdiği, ‘’Aa bak Türkçe bölüm varmış’’ olan bir bölüm bugün maalesef böyle bir tehlikeyle karşı karşıya.
NURAY BAŞARAN- Yani Makedon hükümetinin kurduğu bir üniversitede Türkoloji bölümüne hiçbir öğrenci kayıt yaptırmadı çünkü Balkan’da Türkçe bölümü açıldı , doğru mu?
BEYCAN İLYAS- Şimdi şöyle sadece onunla ilgisi yok , çok ufak bir sürü sebep var ama en önemlisi tabii ki oydu.
NURAY BAŞARAN- Balkan Üniversitesi’ nin Türkçe Bölümü Türkoloji’den daha mı farklı?
BEYCAN İLYAS- Oradaki eğitim bölümü farklı olabilir çünkü biz de eğitim fakültesi var. Kötülemekten ziyade şunu dememiz lazım ; çok güzel bir strateji uygulanması lazım. Bu hassas çizgi ve hassas noktalara dikkat edilmesi lazım.
NURAY BAŞARAN- Buradaki devletin kurduğu üniversitenin, Türkoloji Bölümüne kayıt yaptıran öğrenci yok. Balkanı tabi ki Türk hükümeti destekli kurulmuş bir üniversite. Türkçe bölüm olması da çok normal ama öbürü daha mı değerli?
BEYCAN İLYAS- Bu bilgiyi paylaşmam lazım; Balkan Üniversitesi’nın Türkçe eğitim yapabilme akreditasyonu yoktu. Balkan Üniversitesi’nin eğitim dili İngilizcedir. Sadece bu bölümün açılmasıyla ciddi bir darbe vurdu Türkoloji’ye. Budur demek istediğim.
NURAY BAŞARAN- Şu anda Türkçe bölümünde Türkoloji İngilizce mi okutuluyor?
BEYCAN İLYAS- Şöyle, bir Makedonya Türkü olarak söylüyorum ; Balkan Üniversitesi de bir vakıf üniversitesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurduğu devlet olarak değil, bir vakfın kurduğu bir üniversitedir. Kurulduğu zamanki amacı farklıydı. Üsküp en önemli merkezlerden birisidir. En rahat ortamı sağladı, bizde o dönemde de bizim de ciddi bir katkımız oldu. Parti olarak kampüsün elde edilmesi konusunda o zamanki hükümetle. Bizdeki mesele şu; Türkoloji etkisi midir? Balkan Üniversitesi eğitim dili İngilizcedir. Yanılmıyorsam geçen yıl eğitim Türkçe fakültesi kurduğu için filolojiye yani Türk diline gidecek olan öğrencilerin bir kısmı oraya kaydı. Çünkü onlarda burslandırma programları var . Farklı bir şekilde oraya kaydı. Yani şunu demek istiyorum ; şimdi aynı çizgiye koymayalım. Bakın FETÖ çok ayrı bir şey, bu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurduğu bir şey. Gururla da destekliyoruz ama bizim de gururlandığımız bir mesele bu durumda bir Vizyon Üniversitesi var. Biz diyoruz ki; Vizyon Üniversitesi’ ni Türkiye desteklemeli ki destekliyor. Tanınmış bir üniversitedir. Makedonya’da akredite edilmiş Türkçe eğitim zor bir süreç. Böyle bir hak elde etmek çok zor bir süreç. O da bir vakıf üniversitesi , devlet üniversitesi değil ama sembolik anlamda bizim için önemli olduğu için ve oradan bizim kadromuzun yetişmesi daha Türkçe bilen, Türkçe eğitim görmüş olan bir kadro farklıdır. Farklı dilde eğitim görmüş bir kadro farklıdır. Biraz balkan kafasıyla düşünmek lazım. Yoksa birileri diyebilir; Harvard’da da mezun olmuş , gelmiş olan birisi tabi ki başarılı olabilir ama bizde bir Türkçeyi muhafaza savaşı varken , burada mücadelesi varken, bu noktalar bizim için önemli. Türkiye düşünce şekliyle de farklıdır, bizim düşünce şeklimiz farklıdır. İnce çizgi budur. Bazı şeylerin bu şekilde devam etmesi gerekiyor. Yoksa orası kapanır , burası sekteye uğrarsa , bu direkt olarak Türklerin mevcudiyetine zarar verebilir önümüzdeki dönemde. Allah korusun bu asimilasyon bu baskı politikası.
BASKI HALA VAR
NURAY BAŞARAN- Baskı hala var mı?
BEYCAN İLYAS- Tabi ki var ; istihdamda baskı var, siyasette baskı var, ticarette baskı var bu baskı sona erer mi burada?
BEYCAN İLYAS- Avrupa’nın bakışı şu: Türkiye’nin balkanlardaki gücünü zayıflatmamız lazım hatta yok etmemiz lazım. Buna izin vermeyen kimler? Türkler başta olmak üzere, diğer Müslüman gruplar
NURAY BAŞARAN- Avrupa Birliği’ ne girdikten sonra da- ki gireceksiniz öyle gözüküyor - bu daha da artacak. Öncesinde tedbir almak gerekir sanırım.
BEYCAN İLYAS- Şimdi Avrupa Birliğine girerken bu durumları çok iyi irdelemek lazım. Avrupa Birliğine girersek, Avrupa Birliği mevzuatında mevcut bizim durumumuz nasıl olacak ona çok dikkat etmemiz lazım. Bizi bekleyen çok ciddi işler var. Zaten önümüzdeki dönemde siyasi parti olarak halkımızın karşısına böyle çıkacağız ve bunu soracağız halkımıza. Avrupa Birliği şunu pekala diyebilir, ‘’Kusura bakmayın sizin mevzuatınız bize uygun değil , giremezsiniz böyle’’ siz şu hakları vermişsiniz yoksa Avrupa Birliğinde bu haklar, azınlıklar haklarına girmektedir ve doğrudan bizim haklarımızla eğer bir engel söz konusuysa…
NURAY BAŞARAN- Mevcut haklarınız gidebilir mi?
BEYCAN İLYAS- Bazı yerlerde belki iyileştirme olabilir. Çünkü Avrupa Birliği açık konuşalım sözde azınlıklar haklarına önem vermektedir ama biz bunu pratikte çok göremedik.
NURAY BAŞARAN- Mesela hangi haklarınızı riskli görüyorsunuz?
BEYCAN İLYAS- Yerel yönetimlerde Türkçenin kullanılması konusunda Avrupa Birliği diyebilir ki, ‘ zaten iki dil kullanılmakta, ne gerek var Türkçenin kullanılmasına? Hangi dil sizin resmi dilleriniz? Bunlar ama yerel yönetim ve Anayasa der ki, yerel yönetim hakları farklı düzenlenmektedir. Yerel yönetimlerde eğer yüzde 20’nin üzerinde Türkler varsa belediye çapında doğrudan dil resmi olmaktadır. Altında ise belediye meclis kararıyla resmi dil olabilir Türkçe. Avrupa Birliği diyebilir ki, ‘ yok öyle bir şey yüzde 20’nin üzerindekiler resmidir, hem merkezi , hem yerel öyle mevzuata karışıklık olmaz bize uymaz’ diyebilir. Ne diyeceklerini , ne yapacaklarını göreceğiz ama bizim halkımızın karşısında şunu dememiz lazım: Avrupa Birliğine doğru gidiyoruz. Coğrafya olarak Avrupa’nın bir parçasıyız, mevcut siyasi atmosferde onu göstermektedir. Gelin biz bir olalım, güçlü olalım ve bunların karşısında durabilecek bir siyasi güç elde edelim.
TÜRKİYE AVRUPA İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR
NURAY BAŞARAN: Türkiye’nin bu noktada bir yapabileceği var mı?
BEYCAN İLYAS- Mutlaka. Türkiye şu anda bile uluslararası anlaşmalarla bile Makedonya’ya Türklerden dolayı müdahil olma hakkı vardır.’ O benim milletimdir’ der. Hakkı vardır. Orada hak artar. Türkiye Avrupa için çok önemlidir. Avrupa Birliğinin bir aday ülkesi olan Türkiye, müzakereye başlamış olan bir ülke. Şu anda belki Avrupa’ya ihtiyacı yok ama Avrupa’nın Türkiye’ye çok ihtiyacı var ve olacak da. Dolayısıyla Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu bir ülke, pekala şunu diyebilir: Ben Avrupa’ya gelmiyorum fakat anlaşmalar yaparız. Bir parçan olmam ama komşu ülkeyiz. Avrupa Birliğini bir ülke olarak kabul edersek Türkiye komşu ülkedir. Zaten Bulgaristan’la yapıldı. Avrupa Birliği ile yapılmış bir anlaşmadır bu ama Türkiye şunu diyebilir ‘’ Ben girmeyeceğim ama orada girecek olan Türklerin hala ben onlardan yükümlüyüm.’’ Bunu açıkça demesi lazım. Diyor da ama bunun artık stratejik resmi ve planlı olması lazım. Her şeyin mümkünatı vardır. Türkiye Cumhuriyeti çok ilginçtir, - ne kadar da birileri onu öyle göstermeye çalışsa bile - Türkiye Cumhuriyeti Balkanlara gösterdiği barışçıl politika ve desteği diğer ülkeler göstermiyor ve herkes bir şart koyuyor. Bulgaristan der ki ‘’ Makedonya’ya destek vereceğim. Senin tarihin değilim. Yunanistan, Arnavutluk başka konuşur. Bölge ülkelerinde öyle bir karışık durum ki ve Avrupa Birliği her zaman çifte standart uygular. Bosna’da çifte standart var. Bosna Hersek Cumhuriyeti bugün Bosnalıların söz söyleyemediği bir ülke haline gelmiş. Bu Avrupa’nın değil, Dayton Anlaşması ile yapılmış büyük bir hata bu çözülmediği sürece balkanlara barış gelmez.
Karadağ’da aynı sıkıntılar yaşanmakta. Kosova apayrı bir mesele. Dönem dönem Makedonya’da da yaşamaktayız. Uygulamada Avrupa Birliği her zaman biliyorsunuz çifte standardı kullanmıştır. Bugünde kullanıyor. Biz Türkiye’nin mevcudiyeti ile birlikte buna bir nevi dur diyebiliriz . Hatta çok güçlü çıkabiliriz. Buradaki siyasi mevcudiyet yarın Avrupa Parlamentosunda olacak. Bir kardeşimiz milletvekili seçiliyor buradan Avrupa Komisyonuna gidecek , bir Türk nasıl orada ses çıkarır Türkiye? Bugün görüyoruz Hollanda Parlamentosunda, Almanya Parlamentosunda Türkiye’nin mevcudiyeti ve Avrupa parlamentosunda Türklerin mevcudiyeti dönem dönem. Türklere laf atıldığı zaman ses çıkıyor. Bu şekilde de düşünmek lazım. Bizim anayasamızda Makedonya anayasasında kurucu milletiz biz. Bu Türklüğümüzle kurucu millet Türk milletinin bir parçası olarak Avrupa Birliğinin de anayasasının bir parçası olacağız. Bu da çok ciddi bir durum ve bunu da desteklemek lazım. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Türkiye Cumhuriyeti ile çok ciddi çok yakın çalışırsak Balkanlardaki balkan Türklüğü de kazanmış olur. Diğer akraba toplulukları da kazanmış olur. Samimi olarak bir tek Türkiye yardımcı oluyor. Kimlere? Arnavutlara. Akraba topluluğu dediğimiz onlardır. Bosna , onlar bizim akraba topluluğumuzdur. Irki olarak aynı değiliz ama akraba topluluktur. Dolayısıyla bu iki toplumda balkanlardaki en nüfuslu etkin ve nüfus olarak en çok bulunan müslüman topluluklardır. balkanlarda bunların üzerinde de çok ciddi çalışmalar yapılması lazımdır.
NURAY BAŞARAN- Hükümet ortağınızın Türkiye’ye bakış açısı nasıl? Çatışma Yaşıyor musunuz?
BEYCAN İLYAS- Hükümet ortağımız biraz daha çok AB ve ABD odaklı bir politika gütmekte. Türkiye ile olan tarihi ekonomik ve şüphesiz ki sosyal ilişkileri koparamaz ama bir uzaklaşma olduğunun da farkındayız şu durumda. AB şüphesiz ki Yunanistan’ı AB ülkesi yaparken, dönemindeki Yunanistan AB ülkesi olacak halde değildi . Hele Bulgaristan , hele Romanya ama çekilen bu setin kime çekildiğini coğrafya olarak haritada görebiliriz. Mevcut olan yakınlıktan birileri rahatsızlık duyuyor. Dönem dönem görüyoruz. Makedonya da çok olmasa bile Kosova’da gördük. İsrail’in Kosova’ya çok fazla destek çıkması, Amerika’nın fazlasıyla mevcudiyeti, Avrupa Birliği de aynısını yapmaktadır. Düşmanlık anlamında değil amma ve lakin ekonomik olarak artık yön farklı yerlere çevrilmeye başladı. Güvenlik konusunda unutmayalım Makedonya’yı ilk tanıyan ülke Türkiye’dir. Ona rağmen hava sahasını bugün Yunanistan silahlı kuvvetleri kontrol etmekte.
Coğrafya olarak bakılırsa Türkiye, uzaktır en yakın olan NATO hava sahası Balıkesir ise belki uzaklık olabilir ama Türkiye ile olan ilişkilerde özellikle ekonomik ilişkilerde , bizde bir şekilde motor olmaya devam ediyoruz. Mesela Türkiye ile geçen yıl 6 anlaşma imzalandı ve bunların modifikasyonu parlamentoda bizim meclisimizde oybirliği ile yapıldı. Bu çok önemli bir şey. Muhalafetiymiş bir iki tane milletvekili dışında- onlar zaten uç , ne uç olduğunu bilmiyoruz. Solcu mu sağcı mı bilmiyorum. Sağcı söylemde solcu hareket ediyor. Garip bir iki milletvekili arkadaşımız onlar farklı bir parti.- Onun dışında hepsinin desteğiyle geçtiler. Silah konusunda Türkiye’nin yardımı var ama en son aldığımız haber yeni üretilen silah sistemlerini Makedonya alacakmış belki SİHA’lara da başvuracak, belki de bir çok şeyi Makedonya yine Türkiye’den alacak. Makedonya zora düştüğü zaman, orada bir yakın kardeşinin olduğunu müttefiğinin olduğunu çok iyi biliyor. Unutmayalım ki Makedonya’nın şu anda mevcut olan iki tane stratejik iş birliği anlaşması vardır. Birisi ABD ile diğeri Türkiye ile. Bu iki anlaşma son derece ciddidir. Ticari anlaşmada şu anda Türkiye ve Makedonya arasında hazırlık yapılmaktadır. Yeni ticaret anlaşması imzalanacaktır. Umarız bu istediğimiz 1 milyarlık ticari hacmin çok kısa zamanda elde edilmesi.
NURAY BAŞARAN- Hangi alanlarda gelmeli iş adamları buraya?
BEYCAN İLYAS- Şu anda en önemli iki nokta altyapı ve enerji. Şu anda Türkiye yatırımcısı var enerjide az var ama onlara yol açmak için bizde gereken çalışmaları yapıyoruz. Birçok şirkete yardımcı olduk. Onlar yatırımlarını yaptılar. Özellikle enerji panelleri konusunda elektrik üretimi konusunda ama mevcut olan bazı büyük elektrik santralleri ki onlar katı yakıtla çalışmakta. Onların doğalgaza dönüşümü konusunda çok büyük bir ilgi vardır. Makedonya da ilgi gösteriyor. Türkiye ile bunu yapsın diye. İnşallah bunlar da gerçekleşirse büyük hacimle katı yakıtı çekip, o fabrikaları kömürden uzaklaştırıp doğalgaza geçirmek konusunda iki üç tane mevcut tesis var, büyük tesisler bunlar. Bunları dönüştürme konusunda ciddi düşünceler var. Alt yapı çok önemli , sekiz koridoru başkent Üsküp’ü Tiran ile bağlayacak yıllardır süren bir proje ama bu defa çok ciddiye alındı ve o koridor sekizi yapacak olan Türkiye Amerika konsorsiyumu. Yasalaştı bu mesele. Altyapıda da Makedonya’nın hala kullanılmamış ve özellikle turistik anlamda çok güzel yerleri var. Türkiye’nin bu konuda ve Türkiye yatırımcısının bu konuda son derece ciddi katkısı da olabilir. Tabi ki ticaret ve gıda ticareti de yapabiliriz. Makedonya aslında Türkiye’ye çok ihtiyacı var. Hacme bakılırsa , Makedonya’nın ithalatı Türkiye’nin yaptığı ithalat ihracattan çok çok daha yüksek.