TEYZEMİ KAÇIRDILAR

Çidem Ayözger Ergüvenç

Koronalı Günlerde koronasız bir yazı ile yine sizleri gülümsetmeyi amaçladım. Umarın başarırım.

Hayatta bazen gerçekleşen durumlar komedi filmlerinden daha komik olabiliyor. Rahmetli teyzem henüz hayatta, birçok yaşlı gibi onun da yanında bir yardımcı-bakıcısı var; hem evde yaşamını kolaylaştırıyor hem de dışarı çıktığında refakat ediyor. Bir gün yine birlikte teyzemin banka işlerini halletmek için çıkıyorlar. Birçok yaşlı gibi teyzem de takside öne, şoförün yanına otururdu. Refakatçisi hanım teyzemi yerleştirip kendisi de arka koltuğa geçerdi. O gün de aynı ritüel tekrarlanıyor, teyzem öne oturuyor. Biraz yol aldıktan sonra, romatizması nedeniyle başını tam da çeviremediği için arkaya sesleniyor, diyelim “kimliğimi de koydun çantama değil mi?” falan gibi bir şey sormak için. Arkadan tık yok. Teyzem bu kez daha yüksek sesle soruyor, şoför kendisine sorduğunu sanarak, “Hanımefendi ben nereden bileyim senin kimliğini” diyor. Teyzem kendisine değil arkadaki hanıma sorduğunu açıklayınca şoför, “arkada kimse yok ki” diyor. Teyzem panikliyor, olacak iş değil. Yardımcısı hanımın kendisini merak edeceğini düşündüğünden ne yapsın, hemen geri dönmelerini söylüyor. Evin önüne geldiklerinde yol kenarında insanların biraz da telâş içinde toplanmış olduklarını görüyor. Ne olduğunu anlamak için şoförün yardımıyla merak ve heyecan içinde zor şer kalabalığa yanaşıyor ki refakatçi hanım kaldırıma oturmuş başında mahalleli, kadıncağız canhıraş “Teyzeyi kaçırdılar n’olur polise bildirin, ona kim bilir neler yapıyorlardır” diye haykırıyor… Taksi şoförü teyzem binince kadıncağızı beklemeden gazlamış gitmiş! O da şoför teyzemi bilerek kaçırdı sanmış. Teyzem öyle mücevherleriyle falan gitmezdi bankaya ya da çarşıya. Yardımcı hanım acaba ne için kaçırıldığını düşünmüş olabilir ki?..

              Teyzeciğimin kaçırılmış olması olasılığı bir kez de bizi, çok üzüntülü bir günümüzde korkutmuştu. Ankara’da Maltepe’de otururdu. Zamanı geldi sonsuca göçtü. Görevlerimizi yaptık, cemaat açısından ulaşımı daha kolay diye uğurlamak için Kocatepe Camiini seçtik. Üzüntü içinde ailece gelenleri karşılıyor, başsağlığı dileklerini kabul ediyoruz; vakit geçti teyzem yok! Cenaze işleri ile görevlendirdiğimiz yetkilileri arıyorum cevap vermiyor. Öğle namazı başladı başlayacak, ben kararımı verdim teyzemin cenazesini kaçırdılar; bizden fidye isteyecekler. Aslında Vehbi Koç’un cenazesi değil ki böyle bir işe kalkışsınlar. Hem anlam veremiyorum, hem de bir taraftan ailemi polisi arayalım diye ikna etmeğe çalışıyorum. Derken telefonum çaldı. Cenazeci adam arıyor “Hanımefendi neredesiniz namaz başladı başlayacak!” Şaşkına döndüm demek ki teyzem kaçırılmamış “Ne demek neredesiniz, camide sizi bekliyoruz, siz neredesiniz?!” Meğer evi Maltepe’de ya biz istediğimiz kadar Kocatepe Camii diye bin kez söyleyelim, cenazeyi Maltepe Camiine götürmeyi uygun görmüşler. Rahmetli gezmeği severdi, dünyaya veda ederken de ufak bir gezinti yaptı. Neyse ki zamanında yetiştiler de bir sorun çıkmadı.

Üzüntülüyken bile gülünç şeyler oluyor… Ne kadar kaygılı olursak olalım gülmekten vazgeçmemeliyiz.

Yine bir yemek tarifi ile bitireceğim yazımı. İşte size bir kahvaltılık:

İki dilim tost ekmeğinin arasına taze kaşar peyniri koyun. Hazırladığınız tostu çırpılmış yumurtaya iyice bulayın. Teflon tavada az bir sıvı yağda ait, üst kızartın. Bu bir kişilik tarif; istediğiniz kadar çoğaltarak yapabilirsiniz. Evlerimizde uzun süreler geçirmekte olduğumuz bu günlerde hem biraz oyalar, hem de güne güzel bir kahvaltıyla başlamanızı sağlar umuduyla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.