THY 2018 bilançosunu önceki gün borsaya gönderdiğinde birçok kişi şaşırdı. Çünkü şirket 4 milyar 45 milyon lira kâr açıklamıştı.
“Koskoca şirketin 4 milyar kâr açıklamasında hayret edecek ne var?”, diyeceksiniz… Haklısınız ama THY birkaç hafta önce Maliye’ye gönderdiği bilançoda zarar açıklamıştı! Hem de ne zarar: 7.8 milyar TL.
THY’nin 7.8 milyar TL zararı, sosyal medyada gündem olmuştu. Şirketin kötü yönetildiği, krizin THY’yi de vurduğu yazılıp çiziliyordu.
4 milyar TL kâr olan borsa bilançosu açıklanınca bu kez iktidar yanlılarına gün doğdu. Ekşi Sözlük’te açılan “THY'nin 2018 yılında 4 milyar tl kar etmesi” başlığında, bir kullanıcı şöyle diyordu: “İnsanımızın rekabet anlayışı rakipten daha iyisini düşünmek yerine onun batmasını istemektir. Türkiye’de muhalefetin yaptığı da budur. Bir de her iyi şeyi küçümsemek.”
THY kârda mı, zararda mı? Nedir bu işin sırrı? Önceki gece Borsatek.com’un kurucusu, eski dostum Kenan Sözbir’le THY’nin bilançosunu açıp bu sorunun yanıtını aradık.
En sonda söylenmesi gerekeni en başta söyleyerek başlayalım: İki bilanço da yanlış değil. (Maliye’ye yalan yanlış bilanço verilecek değil ya!)
İki bilanço arasındaki farklılık, hesap yöntemlerindeki farklılıktan kaynaklanıyor. Maliye’ye bildirilen zarardaki bilanço, Vergi Usul Kanunu’nun öngördüğü muhasebe yöntemiyle hazırlanmış. Borsa’ya, yani Kamuyu Aydınlatma Platformu’na bildirilen ise Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) ile. Türkiye UFRS sistemine geçmemiş olsa THY hem Maliye’ye hem de borsaya zarar açıklayacaktı.
Peki UFRS nedir?
Avrupa Birliği 2002 yılında borsalara açık tüm şirketlerin mali tablolarında Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) kullanılmasını kararlaştırmıştı. 2005’ten itibaren Avrupa’daki borsalar, bu yönteme geçmeye başladı. Tabii Türkiye de geçti.
Eski muhasebe yöntemiyle UFRS arasında birçok farklılık var. Temel farklardan biri, uçak finansmanında. Maliye bilançosunda uçak finansmanı 10 yıla bölünürken UFRS'de bu süre 25 yıla çıkıyor. (Yani satın alınan uçakların yıllık maliyeti UFRS’de daha düşük.)
Ayrıca THY’nin UFRS bilançosunda kullandığı fonksiyonel para birimi, Amerikan Doları. Maliye’ye verdiği bilançoda ise TL.
İki bilançoda kur farkı zararları da değişik şekilde hesap ediliyor. (Zurnanın zırt dediği yer de zaten burası.)
“Kur farkı” ne demek? Eğer döviz cinsinden borcunuz varsa, TL aşırı değer kaybettiğinde borcunuz durduk yerde katlanır. Geçen yıl Türkiye’de olan buydu. Birçok şirket durduk yerde kur zararı yazdı...
THY’nin bilançosuna artık geri dönelim. THY’nin cirosu, yani toplam satışları 2018’de 39 milyar TL’den 62 milyar TL’ye çıkmış. Yani ciroda yaklaşık 60’lık artış yaşanmış.
Buna karşılık THY’nin kârı 2017’de 639 milyon TL’den 2018’de 4.045 milyar TL’ye yükselmiş. Yani ciro yüzde 60 artarken kâr neredeyse yüzde 700 artmış!
THY’nin borçları da artmış: Kısa vadeli borçları 16.2 TL’den 27.2 milyar TL’ye yükselmiş. Yani o da yaklaşık yüzde 60 artmış. Uzun vadeli borçlar 32 milyardan 51 milyara yükselmiş. Burada da yüzde 60 artış var.
Artık zurnanın zırt dediği yere, yani “finansman gideri”ne gelelim: 2017’de THY’nin 3.9 milyar TL finansman gideri varmış. Bu rakam 2018’de 2.8 milyar TL’ye inmiş. Üstelik ciro bu dönemde yüzde 60 arttığı için, finansman gideri oransal olarak gerileyerek cironun yüzde 4.5’ine düşmüş.
Galiba THY’nin kârındaki esrarengiz artışın ana sebebini bulduk: Finansman giderlerindeki beklenmedik düşüş.
Peki ama nedir “finansman gideri”? Cevap: Faiz ve kurdan kaynaklı giderler.
2018’de birçok şirket dolardaki olağanüstü artış nedeniyle kur zararı yaşarken, THY, detayını bilmediğimiz bir yöntemle finansman giderlerini şaşırtıcı şekilde azaltmış.
“Bilmediğimiz bir yöntemle” diyoruz, zira THY’nin Kamuyu Aydınlatma Platformu’na gönderdiği bilançoda finansman gideri satırında, detaylı bilgi için 31 numaralı dipnota bakılması gerektiği yazıyor. 31 numaralı dipnotu bilançoda aradık ama bulamadık. (Belki de gecenin ilerleyen saatlerinde sarhoş olmuştuk…)
Gördüğünüz gibi THY’nin esrarını bir yere kadar aydınlatmayı başardık. Ama hâlâ karanlıkta kalan bazı noktalar var. Bu yazı, Kafka’nın romanları gibi, kesin bir sonuca ulaşmadan bitiyor...
Kaynak: Barış Soydan/T24