‘TOPUKLU EFE’ CHP’DEKİ SON GELİŞMELERİ DEĞERLENDİRDİ: 'SEL GİDER KUM KALIR'

CHP’de kongre sesleri duyulduğunda ilk tepkiyi verenlerden birisi Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu oldu. Değişimin kaçınılmaz ama zamanı olmadığını söyleyen Çerçioğlu ile CHP’yi konuştuk


NURAY BAŞARAN (NB): CHP’de neler oluyor? Son yıllarda sürekli bir mutsuzluk ve ümitsizlik üzerine konuşmalar yapılıyor CHP için. CHP nerede hata yapıyor? İktidara gelememesinin nedenleri sizce nelerdir?

ÖZLEM ÇERÇİOĞLU (ÖÇ): Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1923 tarihinde kurulmuş, Atatürkçülük ve sosyal demokrasi görüşlerini benimsemiş , bir merkez Türk siyasi partisidir. Ve kurucusu Türkiye Cumhuriyeti’nin de kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Bu nedenle de CHP, bir parti olmasının yanı sıra,  kriz ve tehlike dönemlerinde (özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasına ilişkin kritik dönemlerde )Türkiye’nin ve Türk halkının sigortası olmuştur. Ve bu sigorta görevi de,  halk tarafından CHP’den sürekli olarak beklenmektedir. Bu çerçevede de CHP popülist politikalar yerine daha çok devletçi ve devlet bekasına ilişkin politikalar geliştiriyor. Bu nedenle de halk kitlelerine dönük politikaları öncelemediği için de sanırım biraz kitlelere ulaşma konusunda eksik kalıyor. 

NB: Peki bu eksiklik değil mi?



ÖÇ: Evet ama, bizim Türkiye önceliğimiz CHP’nin önünde . Türkiye olmazsa zaten siyaset yapacak mecra da kalmaz. Yeni dönemde bu eksikler halka Türkiye’nin bekasına ilişkin tehlikeler anlatılarak giderilecek. Partimiz bu konuda çalışmalarını sürekli olarak yapıyor. Halka gideceğimiz yerel yönetim seçimlerinde tüm bunları halkımızla paylaşacağız.

NB: Türkiye ne kadar bekaa sorunu yaşıyor ki? CHP’nin seçim yenilgileri bile bununla ölçülsün?

ÖÇ: O kadar çok sıkıntılı dönemlerden geçiyoruz ki bölgesel olarak, bu tam anlamıyla iç politikayı da doğrudan etkiliyor. Size yukarda bahsettiğim ülkenin üniter yapısının korunması noktasında  CHP sigorta görevi yaptığı için hep karıştırılmak istenen partilerin de başında geliyor. CHP, bu nedenle de, son zamanlarda Türkiye üzerine oynanan ve bölgedeki küresel sermayenin projelerine paralel olarak, yok edilmeye çalışılan en önemli kurumların da başında gelmektedir.

Son olaylara ve gelişmelere baktığınızda; Türkiye’de en çok sıkıntı yaşanan alanlar;  demokrasi, adalet ve özgürlüklerdir. Ve yine bu alanlar,  CHP ve Türkiye Cumhuriyeti ile Mustafa Kemal Atatürk istikametinin olmazsa olmazlarıdır.

Hem 15 Temmuz Kalkışması, hem de bölgesel gelişmelere paralel,  ülkemizde gelişen ve gelişmesine katkı sağlanan terör günden güne artmıştır. Bunlara paralel özgürlükler ve demokrasi kısıtlanmış, adalet ise en önemli sorunlu alandır.

Tüm bunların getirdiği problemler arasında, Türkiye çok önemli iki seçim için sandığa gitmiştir. Bir tanesi, sistemin değişmesi için yapılan referandumdur. Diğeri, değişen yeni sistemin ilk başlangıç seçimidir. 
Bilindiği gibi referanduma çok az bir farkla Türk halkı ‘evet’ derken, mevcut sistemin değişmemesi yönünde kampanya yürüten CHP, kendi  oy oranlarının çok üzerinde ‘hayır’ oyu alınmasını sağlayabilmiştir. 
24 Haziran seçimleri ise,  bir genel seçimden daha çok; ilk kez oylanan yeni bir sistemin karşısında ‘ittifaklar’ modeli geliştirilerek  yapılmış bir seçimdir. 

Kaldı ki, bu seçimler bahsettiğimiz OHAL ve bazı kısıtlamalar çerçevesinde yapılmış bir seçimdir. Tüm bunlara karşın CHP’nin, bu mecburiyetler karşısında,  bazı partilerin ( demokrasi gereği )seçime girmesinin önünü açmaktan tutun da, bölgesel tehditler ve Türkiye’nin iç karışıklığına da sebep olabilecek olayları önlemeyi öncelediği ve önlediği  yaşadıklarımızla ortadadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olarak CHP, (varlığımızı korumayı son yıllardaki ülkemizi tehdit eden olaylar karşısında)  kendi parti varlığı yerine ülkenin varlığının sürmesini önceleyen partimiz,  bugün de aynı sorumluluk duygusunu taşımaktadır.

NB:Tam da bu aşamada hemen parti içinde kongre karmaşası ve tartışmalarının olması peki normal mi? CHP’nin böyle bir sigorta görevi varken ne kadar uygun?

ÖÇ. Elbette parti içinde ‘parti içi demokrasi’ gereği,  yapılan hata, eksiklikler  ve yanlışların tartışılması ve bunlara çözüm aranması çok normaldir. Çünkü CHP bir ‘TEK ADAM’ tarafından yönetilmediği gibi,  ‘TEK ADAM’ tarafından da susturulmamaktadır. Ama CHP; bu partinin tüm kurul ve kurallarının ihlal edilip,  isteyenin istediği gibi hareket edip, istediğini yapabileceği bir kurum da değildir. Kuralları olan bir kurumdur. Bu kurumun kurallarına da hepimizin uymak mecburiyeti vardır. Buna mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da dahildir.

Bu çerçevede, son zamanda yapılan tartışmalar normal ama bir o kadar da izlenecek yol,  net ve açıktır.
Tüm bu nedenlerle bugün , ‘en önemli ihtiyaçlar nedir?’ sorusunun cevabı da dikkate alınarak,  hareket etme mecburiyetimiz vardır.

1. Tam sistem değişikliği sonrası, halen daha demokrasi ve özgürlükler noktasında tartışma ve sıkıntılar sürerken,

2. 24 Haziran seçimleri sonrasında,  Yerel Yönetimler seçimlerine 9 ay gibi bir süre kalmışken, hatta bu seçimlerin de kulislerde erkene alınacağı konuşulurken,

3. Ve yerel seçimlerin,  ‘bütün şehirler’, ‘seçilmiş valiler’ gibi yeni sistemin mecburiyetleri olarak gösterilen yeni modellere çalışma ve hazırlanma , hatta itiraz etme gerekliliği varken,

4. Bölgemizde, küresel sermayenin bölge,  hatta şehir devletlerine geçmek ya da  ülkemizin bölünmesine dönük tehditler varken,

5. Hızlı bir şekilde CHP olarak bunlara odaklanıp, ülke bekası için sigorta olmaya,  bugün her zamankinden daha büyük ihtiyaç  ortadayken,  şimdi başka çalışmalar yapma zamanıdır.

Elbette CHP Kongresi de yapılmalıdır. CHP’yi daha iyi kadroların yönetmesi noktasındaki en önemli arena olan, kongreler de olmalıdır. Ancak bu doğru zamanda yapılırsa, partimiz ve ülkemiz için hayırlı olur.

Her şey vaktinde ve zamanında yapılırsa daha doğru olur. Vaktinden önce güneş doğuyor mu? Zamanından önce çiçek açıyor mu? Bülent Ecevit bu partiye ne kadar yıl hizmet verdikten sonra Genel Başkan olmuştur? Bugün önceliğimiz, kritik süreçten geçen ülkemiz ve ağır sorumluluk sahibi partimiz için,  sadece hizmet ve çözüm üretmek olmalıdır.

Elbette bu süreçte partimizin nerede hata yaptığı ve nerelerde değişim yapma mecburiyeti olduğu da tartışılmalı ve derhal bu stratejik çalışmalar yapılmalıdır.

Burada da önceliğimiz halk odaklı olmaktır.  Halkı önceleyen, Atatürk istikameti ve fabrika ayarlarını gözden geçirmektir.  Ulu Önder Atatürk, üniter yapıda kurduğu bu Cumhuriyetin değerlerini nasıl  her şeyin üzerinde tuttuysa; bu amaçla kurulan CHP de,  bunun devamı için her türlü koltuk savaşının dışına çıkıp;  halkın ve milletin çıkarlarını önceleyecektir. Bu çerçevede ,  değişim elbette kaçınılmazdır. 

Değişim noktasında, her şey zamanı geldiğinde kendiliğinden olacaktır. Bunu zorlamanın anlamı ve gereği yoktur. 

Eğer tam da yerel seçimler öncesinde yerelde daha fazla söz sahibi olma iştahı ve duygusu bizi esir alırsa,  bu ancak CHP’yi bölme işine yarar. Ki, bu da küresel düzenin hedefleri arasındadır. Bu oyuna gelmek 100 yıllık partiye yakışmayacağı gibi 100 yıllık varlığımız buna engeldir.  CHP ve CHP’liler buna izin vermeyecektir. Şimdi her zamankinden daha çok birlik zamanıdır. Özgür ortamlarda bu tür tartışmalar olur. Ama doğanın kanunudur: SEL GİDER KUM KALIR!!!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri