Civler köyü yakınında bulunan Kemerdere Su Kemeri, 5 bin yıldan fazla geçmişe sahip Troya'ya su kaynağı olarak Roma Dönemi'nde yaptırıldı. Binlerce yıl kullanılan ve zamanla yıpranan tarihi yapının gelecek nesillere aktarılabilmesi amacıyla proje hazırlandı. İl Özel İdaresince, Güney Marmara Kalkınma Ajansının (GMKA) desteğiyle yapının aslına uygun olarak restorasyonuna başlandı.
Çanakkale Vali Yardımcısı ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Abdullah Köklü, proje aşamasında yapının kapsamlı şekilde incelendiğini ve onarımda kullanılacak malzemelerin belirlenmesi amacıyla alınan numunelerin analiz edildiğini söyledi.
Bu süreçte Orman Bölge Müdürlüğü denetiminde servis yolu açıldığını, Troya Müzesi kontrolünde yapının eksik olan kısmının temel kalıntılarına ulaşılması için araştırma kazısı yapıldığını belirten Köklü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buluntuların koruma kuruluna sunulmasının ardından yapının daha önce yıkılmış olan kısmının tümlenmesi ile uygulamaya geçildi. Mevcut durumda yapının eksik korniş taşları yerine konularak, korniş üst kotundaki kemerlerin yapımına başlandı. Diğer yandan sağlam olan derzli kısımlar korunmak suretiyle derzler açılıp dolguları yapıldı. Taş imalatlarda mümkün olduğunca orijinal taş kullanıldı. Eksik kısımlarda ise orijinale uygun özellikte onarım taşı kullanıldı. Harç ise analizlerden gelen sonuçlara göre hazırlandı."
Köklü, çalışmalara kemer ve üst kottaki su kanalının onarımları, cephe temizliği ve derz imalatlarıyla devam edileceği bilgisini verdi.
Yaklaşık 1 milyon 800 bin lira olan restorasyon bütçesinin yarısının GMKA, diğer yarısının İl Özel İdaresi bütçesinden karşılandığını dile getiren Köklü, yüzde 40 nakdi gerçekleşmenin sağlandığı restorasyonun bu yılın ortalarında tamamlanmasının öngörüldüğünü ifade etti.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan da Kemerdere'nin, Troya için çok önemli tarihi bir su kaynağı olduğunu vurguladı.
Milattan önce 3 bin 500'lerden başlayan Troya yerleşmesinin, Tunç Çağı'nda ticaret nedeniyle çok zengin bir şehre dönüştüğünü aktaran Aslan, "Özellikle Çanakkale Boğazı'nın kontrolüyle, Troya Savaşı dediğimiz dönem yani Homeros'un destanlarda anlattığı dönem sonrasında bunun Troya Savaşı'yla ilişkisi ve Troya'daki çok büyük bir tahribatın milattan önce 1200'lerde olduğunu arkeolojik verilerden de biliyoruz. Daha sonra bütün Akdeniz havzasında bu dönemdeki yerleşmelerin yok olması ve bazı iklimsel değişiklikler nedeniyle Troya'nın önemi yavaş yavaş azalır" dedi.
Aslan, özellikle Helenistik Dönem sonrası, Büyük İskender'in Anadolu seferinin ardından Troya bölgesinin yine ön plana çıktığını ve zengin bir kent olduğunu belirtti.
Bizans Dönemi'ne kadar bu önemin artarak ilerlediğini anlatan Aslan, şunları kaydetti:
"Nüfusu Bizans Dönemi'nde oldukça yükselen bölgenin Batı Anadolu'da önemli bir yerleşim yerine dönüşmesiyle kentin su ihtiyacının da arttığını, özellikle 8 ve 10 kilometre kadar uzaklıktaki alanlardan kemerlerle kente su getirildiğini biliyoruz. Son dönem kazılarında da bu verilerle karşılaşmıştık. Burada en önemli buluntulardan biri, Roma Dönemi'ne ait Kemerdere Su Kemeri'dir. Bu tarihi yapı çok önemli şekilde bilimsel olarak çalışıldı. Çok ustaca yapılmış bir kemer olarak karşımıza çıkmakta. Troya'ya çok uzak olan bu yapı ile küçüklü büyüklü kemerlerle Kemerköy'den ve hatta Çamlıca bölgesinden Troya ve çevresine su taşındığını biliyoruz. Batı Anadolu'daki Roma Dönemi'ne ait sağlam kalmış kemerlerden biri olması nedeniyle de çok büyük önem taşımaktadır."
2018 Troya Yılı sonrasında bölgedeki projelerin daha çok önem kazandığına dikkati çeken Aslan, Troya Müzesi, Troya Ören Yeri'ndeki uygulamalar, Arkeoköy ve Etnoköy çalışmaları, yürüyüş rotası ve milli parktaki diğer çalışmaların yanı sıra Kemerdere Su Kemeri'nin, bölgenin kültür turizmine büyük katkıları olacağını sözlerine ekledi.