Bununla birlikte resmi geçiş süreci de aradan geçen günlere rağmen başlamadı. Geçis sürecinin başlamaması Biden ve ekibinin işini zorlaştırırken, Amerikalılar da alışık olmadıkları sancılı bir sürece tanıklık ediyor.
Amerika’da 3 Kasım seçimleri geride kaldı ama sonuçlarıyla ilgili tartışmalar sona ermedi. Tartışmaların sona ermemesinin nedeni Başkan Donald Trump’ın kendisini seçimin galibi olarak nitelemesi ve bazı eyaletlerde süreci yargıya taşıması.
Ancak oylar sayıldıkça rakibi Joe Biden’la arasındaki fark ülke genelinde artıyor. Biden’ın oy oranı yüzde 51’e yükseldi, aradaki fark nerdeyse yüzde 4. Oy farkı da 6 milyona ulaşmış durumda.
Trump ve ekibi seçimin kaderini belirleyen eyaletlerden Nevada, Arizona, Pensilvanya, Michigan, Wisconsin ve Georgia’da itirazlarını sürdürüyor. Georgia’da fark yüzde 1’den az olduğu için yapılan ikinci oy sayımından da Trump’ın beklediği sonuç çıkmadı. Pennsylvania’da mahkeme Trump ekibinin sonuçlarla ilgili talebini geri çevirdi ama Trump ekibi bir başka mahkemeye daha başvurdu.
Wisconsin’de iki bölgede Trump ekibinin isteği ve masrafları da karşılamasıyla yeniden sayım yapılma kararı alındı ancak oradan da sonucu değiştirecek bir haber beklenmiyor.
Trump ekibi söz konusu 6 eyalette verdiği hukuki mücadelede de şu ana kadar mahkemelerden istediği bir yanıt alamadı.
Uzmanlar 8 Aralık’a kadar eyaletlerin sonuçları netleştirip bildirmesi gerektiğini hatırlatıyor ve Trump ekibinin zaman kazanmaya çalıştığını belirtiyor. Trump’ın amacının söz konusu eyaletlerde seçim sonuçlarının onaylanmasını engellemek olduğu belirtiliyor.
Chicago Üniversitesi’nden Profesör Jonathan Masur, “Trump’ın gündeme getirdiği bu yasal zoruluklar temelde değersiz. Değerli bile olsalar, ki çoğu değil, seçimin sonucu değişmeyecek. Bazı oy pusularını sağda solda bulabilirler. Bu tür durumlar 2000’de olanlar nedeniyle oldukça önemli. Çünkü Florida’da 500 oyla sonuç netleşmişti. Eğer konu orada burada bulunan 500 oy olsa, bu yasal meydan okumalardan biri yerinde olabilir. Ancak Biden bütün bu eyaletlerde binlerce oy farkla kazanıyor. Yani yasal meydan okumaların bir etkisi olmayacak” diyor.
Trump’ın yenilgiyi kabul etmemesi ve federal daireleri yöneten GSA’ın Biden’ı henüz kazanan olarak nitelememesi nedeniyle geçiş süreci de resmen başlamış değil.
Bu nedenle Biden ve ekibi resmi yetkililerden bilgi alamıyor, alması gereken federal kaynağa ulaşamıyor ve ekibinde yer alacak muhtemel isimler gerekli güvenlik soruşturmasından geçemiyor.
Biden’a güvenlik konularında resmi yetkililerden bilgi de verilemiyor.
Geçiş sürecinin resmen başlamamasının salgın konusunda atılacak adımları da zorlaştıracağı, zaman kaybına neden olacağı ve bunun da hayati önemde olduğu dile getiriliyor.
Hukuk süreci, geçiş sürecinin resmen başlamamasına ek olarak Başkan Trump’ın böyle bir dönemde, alışık olunmadık şekilde, savunma bakanı ve İç Güvenlik Bakanlığı Siber Güvenlik Birimi Direktörü gibi bazı önemli yetkilileri görevden alması, 20 Ocak’taki yemin törenine kadar Amerika’yı hareketli günlerin bekediğinin işareti gibi.
Chicago Üniversitesi’nden Masur, “Biden’ın başkanlığının başlamasına yaklaşık 10 ay var. Başkan Trump kalan sürede topal ördek durumunda olacak. Ama bu süre içinde çok fazla zarar verebilir. En basiti Biden ve ekibiyle işbirliği yapmaz. Bu da Biden’ın başkanlığına zorlu bir başlangıç yapmasına neden olur. Buna ek olarak federal yönetimin çalışmasını herhangi bir yolla sabote edebilir. Kalan sürede tavırlarının zarar verici ve dengesiz olabileceği konusunda endişe duymak için çok fazla neden var” diyor.
Cumhuriyetçi Parti içinde artan sayıda isim Trump’ın “ben kazandım” yaklaşımına mesafeli yaklaşmaya başlamış durumda. Ancak yine de Biden’ı açıkça tebrik edenlerin sayısında önemli bir artış yok.
Peki Amerikan halkı gelişmeler konusunda ne düşünüyor?
Reuters/Ipsos’un anketine göre halkın yüzde 73’ü Biden’ın seçimi kazandığına inanıyor. Halkın sadece yüzde 5’i Trump’ın kazandığını düşünüyor. Cumhuriyetçi seçmenin yaklaşık yarısı ise seçime hile karıştığı için Biden’ın kazandığı düşüncesinde.
Bir başka ankette de katılımcıların yüzde 46’sı Trump’ın hemen yenilgiyi kabul etmesi gerektiğini savunuyor.
Bundan sonraki süreçte 8 Aralık tarihi önemli. Bu tarihe kadar eyaletlerin sonuçlarını netleştirip sunmaları gerekiyor. Sonrasında 14 Aralık’ta eyaletlerin oyları doğrultusunda seçilen delegeler eyaletlerin başkentlerinde bir araya gelecek ve oylarını kullanacaklar. Biden resmi olmayan sonuçlara göre 538 delegeden 306’sını kazanmış durumda. 6 Ocak’ta Senato ve Temsilciler Meclisi ortak oturumda delegelerin oylarını sayacak.
Ve sonunda 20 Ocak’ta da seçilen başkan yemin ederek göreve başlayacak ancak yaşanan bu sıradışı süreç nedeniyle yeni başkanın işi başlangıçta hiç de kolay olmayacak gibi görünüyor.