5 Ocak 2020 tarihinden itibaren kendisinden haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku için Tunceli'de eylem düzenlendi.
Tunceli Kadın Platformu’nun çağrısıyla bugün, Seyit Rıza Meydanı’nda yapılan açıklamaya, CHP ve HDP milletvekilleri, Tunceli Belediye Başkanı ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, anne Bedriye ile baba Halit Doku da katıldı. Kadın Platformu adına Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Raife Yılmaz'in yaptığı açıklamada, Gülistan'a ait herhangi bir ize rastlanmaması üzerine 23 Kasım 2020’de arama çalışmalarının tamamen sonlandırıldığı hatırlatıldı.
"Dosyanın tek şüphelisi ve Gülistanın en son görüştüğü kişi olan Zaynal Abarakov’un ise bu süre zarfında sadece ifadesine başvuruldu. Bugün geldiğimiz aşamada dosya ilk açıldığı durumda olup herhangi bir ilerleme kaydedilememiştir. Ailenin yetkililerle görüşmeleri sonuçsuz kalmış verilen sözler tutulmamıştır. Şüpheliler hakkında herhangi bir işlem yapılmaz iken abla Aygül Doku hakkında dava açılmıştır" denilen açıklamada ailenin Tunceli Valisi ile yaptıkları görüşmede yaşananlara dikkat çekilerek "Vali ve savcının söylemleri şüphelileri aklayan tarzdadır. Annenin Gülistan bulunana kadar burdan gitmeyeceğiz sözleri üzerine Valinin ‘ne isterseniz yapın’ söylemi yetkililerin bu olayı önemsemedikleri ve kendileri nezdinde kapattıklarının göstergesidir" vurgusu yapıldı.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VURGUSU
İktidarın kadına yönelik şiddetle mücadeledeki politikalarının eleştirildiği açıklamada, "İktidar mensuplarının her bir cümlesi kadınlara şiddet olarak dönüyor. Haftalardır, aylardır, yıllardır yasalar etkili uygulanmıyor. Erkek şiddetine karşı acil önlem planı çağrılarımıza kulak tıkayan iktidar, bizim için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesinden imzayı çekti. Biz kadınların uzun yıllar mücadelesi sonucu bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasa iken bunu uygulayacakları yerde kaldırdılar. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdi. İstanbul Sözleşmesini hedef alıp Sözleşmeden çekilmek kadına yönelik şiddete teşviktir" denildi.
Açıklama, "Kadınlar olarak izlenen tüm bu yok etme politikalarına karşı örgütlü kadın mücadelesini büyütüp olayların takipçisi olacağız. Kaybolduğu ilk günden beri bu işin takipçisi olacağımızı ve Gülistan bulunana kadarda vazgeçmeyeceğimizi belirtmiştik. Burdan bu sözümüzü tekrarlıyoruz. Failleri aklamanıza, korumanıza izin vermeyecek hesap soracağız! Yaşasın kadın mücadelemiz" ifadeleriyle tamamlandı.
ANNE VE ABLA DOKU'DAN TEPKİ
Anne Bedriye Doku da “2 yıldır hayat bize zindan oldu. Uyuyorum Gülistan, yemek yiyorum Gülistan, yürüyorum Gülistan. Gülistan’ı ağaca sordum, toprağa sordum, demire sordum, kuşa sordum kimse cevap vermiyor. Gülistan’ın başına ne geldi? Zaynal niye tutuklanmıyor? Ne yaptıysa o yaptı niye sorgulanmıyor? Niye telefonuna, bilgisayarına el konmadı? 3 gün sonra ifadesi alınıyor. Haber geldi saat 1’di. Emniyete başvurduk sanki bir kedi, sanki bir tavuk kaybolmuş. Savcı gerekeni yapmadı, barajı aradılar başkalarını çıkardılar benim kızımı niye bulmadılar?” diye sordu. Açıklamanın ardından kitle, Gülistan Doku’nun en son görüldüğü yer olan Dinar Köprüsü’ne gitti.
Burada bir açıklama yapan Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku ise Mecliste kurulması istenen Meclis Araştırma Komisyonu’nu AKP ve MHP’nin kabul etmediğini ifade etti. Abla Doku, yargılama sürecinde normalde uygulanması gereken kanunları uygulanmadığını söyleyerek yargılamanın güven vermediğini ifade etti.