Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve kuvvet komutanları ile birlikte dün Trablus’a giderek resmi görüşmelerde bulunan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye yönelik sert açıklamalarıyla dikkat çeken Tobruk merkezli Libya Ulusal Ordusu komutanı Halife Hafter’i hedef aldı.
Milli Savunma Bakanı ‘‘Darbeci ve dış mihrakların piyonu, başkalarının oyuncağı Hafter, BM tarafından tanınan meşru Milli Mutabakat Hükümeti’nin daveti ve ikili anlaşmalar çerçevesinde bölgeye gelmiş olan, askerî eğitim iş birliği, yardım, danışmanlık desteği sağlayan Türk askerini, TSK unsurlarını doğrudan hedef alan hezeyanlar içinde görülmeye başlanmıştır. Kendi zulümlerini, katliamlarını kapatmak için her türlü yaygarayı koparıyorlar. Bunlar beyhude gayret, bir yere varmaları mümkün değil. Bu sözde mareşal, çarşıdan üniforma almakla veya aldığınız rütbeleri takmakla mareşal olunmuyor. Bu kifayetsiz muhteris bizzat kendisi görüşmeleri, konuşmaları, siyasi çözümleri birilerinin adına çıkmaza sokmak, kendi katliamlarını, caniliklerini, suçlarını örtmek için elinden gelen gayreti gösteriyor’’ dedi.
Hafter’den Türkiye çıkışı: ‘‘Ya barışçıl şekilde ayrıl ya da zorla kovulacaksın’’
22 Aralık’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Libya’ya Türk Silahlı Kuvvetler unsurlarının gönderilmesini içeren tezkereyi 2 Ocak’tan itibaren 18 ay daha uzatması üzerine Halife Hafter, Türkiye’ye karşı askeri seçeneğe başvurabileceklerini söylemişti.
Riyad merkezli Arab News internet sitesinin Kahire’den geçtiği haberde, Libya Ulusal Ordusu Komutanı, Libya’nın bağımsızlığının 69. yılı törenleri kapsamında Bingazi’de yaptığı konuşmada “Türk askerinin botları tertemiz toprağımızı kirletmeyi sürdürdükçe güvenlik ve barış olmayacak. Biz kendi ellerimiz ve özgür irademizle silahlarımızı kullanarak barışı getireceğiz. Sömürgeleştiren düşmanın iki seçeneği var. Barışçıl bir şekilde ayrılmak ya da zorla kovulmak” dedi.
Akar ve komutanlar Trablus’ta üst düzey yetkililerle görüştü, mezuniyet törenine katıldı
Hafter’in bu açıklamasından iki gün sonra Türkiye, adeta Trablus’a askeri diplomatik bir çıkartma yaptı. Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı’yla birlikte Libya’ya giden Akar Libya Savunma Bakanı Selahaddin Nemruş, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid El Meşri ve İçişleri Bakanı Fethi Başağa’yla görüşmeler yaptı.
Milli Savunma Bakanı’nın 30 Ekim’de başbakanlık görevinden istifa etme kararından vazgeçen Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Fayez el Saraç’la görüşmemesi dikkat çekti.
Libya Kara Harp Okulu mezuniyet törenine de katılan Akar, akşam Başağa, El Meşri ve Nemruş’un da katıldığı yemekte, Libya’daki Türk askerlerine hitap etti.
‘‘Türk unsurlarına saldırı olursa Hafter ve destekçileri kaçacak yer bulamazlar’’
Türkiye’de 3 bin Libyalının eğitim aldığını söyleyen Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Hafter güçlerinin saldırısına hazır olduğu mesajını verirken asıl hedefin, siyasi çözüm olduğunun altını çizdi.
Milli Savunma Bakanı “Bu savaş suçlusu, cani yani katil Hafter ve destekçileri bilmelidirler ki; Türk unsurlarına yapılacak herhangi bir saldırı girişiminde, katil Hafter unsurları her yerde meşru hedef olarak görülecektir. Bunu akıllarına soksunlar. Böyle bir hareketi yaptıktan sonra kaçacak yer bulamazlar. Dolayısıyla herkes aklını başına toplasın. Burada bir ateşkes sağlanmış, bu ateşkes çerçevesinde siyasi görüşmeler yapılıyor. Bu siyasi görüşmelerle bir çözüm bulunmaya çalışılıyor. Dolayısıyla buradaki mesele herkesin bu siyasi çözümün bulunmasına katkı sağlamaktır. Bunun dışında yapılacak her türlü hareket yanlıştır. Libya’nın birliği, bütünlüğü ve Libya’nın Libyalılara ait olduğu esastır. Milli Mutabakat Hükümeti’nin Libya’nın birliğini, bütünlüğünü sağlaması için onlara elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik, göstermeye devam edeceğiz, buradan” dedi.
Birleşmiş Milletler’in Libya’ya uyguladığı silah ambargosunu denetlemek için Avrupa Birliği’nin kurduğu İrini operasyonu da eleştiren Hulusi Akar “Libya’nın meşru hükümetiyle, herhangi bir koordinasyon yapılmadan, iş birliğine gidilmeden ve BM’nin bu konuda açık ve net bir kararı olmadan bir harekât başlattılar. Bu, taraflı, yanlı ve meşruiyeti tartışmalı bir harekât. Dolayısıyla bunun kabul edilmesi mümkün değil” yorumunda bulundu.
Dr. Tansi: “Türkiye, Hafter ve destekçilerinin kimyasını bozdu”
Türkiye’nin özellikle Batılı müttefiklerinin Libya politikasından rahatsızlık duyduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Deniz Tansi, Halife Hafter’in bu güçlü destek sayesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef aldığı görüşünü savunuyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Dr. Tansi “Türkiye, birkaç gün önce Libya tezkeresinin süresini 18 ay daha uzatarak deyim yerindeyse Hafter’in ve ona destek veren güçlerin kimyasını bozdu. Hafter’in açıklamaları o hayal kırıklığının ardından geldi. Şimdi de Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla, Trablus’a giderek Türkiye’nin her şeye hazır olduğunun güçlü mesajını verdi. Avrupa Birliği’nin İrini operasyonu, her ne kadar Libya’ya silah ambargosunu uyulmasını amaçlıyor gibi görünse de asıl hedefin, Trablus hükümeti olduğu açık. Türkiye de bundan rahatsız. Zaten Fransa, Mısır’la birlikte Hafter yönetiminin en büyük destekçilerinden biri. Tabii Rusya da öyle. Ancak Hafter asıl cüreti Batılı başkentlerden alıyor” dedi.
Dr. Tansi: “Türkiye yalnız politik düzeyde değil askeri olarak her şeye hazırım mesajı veriyor”
Doğu Akdeniz jeopolitiğinde, Birleşmiş Milletler tarafından meşru Libya hükümeti olarak görülen Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin varlığının, Türkiye için çok önemli olduğunun altını çizen Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Tansi, Türkiye’nin şu an Libya’da karşı karşı karşıya göründüğü Rusya’yla birlikte tıpkı Dağlık Karabağ’da olduğu gibi çözüm bulabileceği görüşünde.
Dr. Tansi “Amerika politikası, Libya’da pek görünür değildi. Biden, göreve başladıktan sonra Hafter’e destek verir mi? Bir diyalog ortamı bir çözüm için çaba harcar mı? Bu soruların yanıtını zaman gösterecek. Ama şu anda artık iyiden iyiye Akdeniz gücü haline gelen Rusya, bir hakem olabilir. Biden’a beklemediği bir hoş geldin sürprizi yaparak Dağlık Karabağ’da belirleyici olan Türkiye ve Rusya burada neden benzer bir işbirliği içinde olmasın? Ama unutmamak gerekir ki; Libya’yla imzalanan deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşması Türkiye için asla ihmal edilemeyecek bir öneme sahip. Hele Mısır ve Yunanistan arasında yapılan anlaşma sonrası daha da önemli hale geldi. Türkiye, üst düzey yetkililerini Libya’ya göndererek söylem düzeyinde kalmayacağını, bu işin içine gövdesiyle girdiğini göstermiş oldu. Yalnız politik düzeyde değil askeri olarak her şeye hazırım mesajı veriyor” dedi.