Türk Eximbank'tan yapılan açıklamaya göre, banka, ihracatçıların yeşil dönüşümle ilgili yapacakları yatırımları desteklemek üzere sağladığı finansman imkanlarına bir yenisini daha ekledi.
Türk Eximbank, Hazine ve Maliye Bakanlığının karşı garantisi ve Dünya Bankası Grubu üyesi olan International Bank for Reconstruction and Development'ın (IBRD) 600 milyon avro tutarında ilk zarar tazmin yapısında sunduğu garantisi altında, toplam 1 milyar avro tutarındaki "Türkiye Yeşil İhracat Projesi" kredi sözleşmesine imza attı.
Deutsche Bank, Standard Chartered Bank, BNP Paribas ve ING Bank'ın katılımıyla gerçekleştirilen 10 yıl vadeli kredi, Türk Eximbank'ın bugüne kadarki en büyük borçlanma işlemi, aynı zamanda IBRD'nin ise ihracatçıların yeşil dönüşümünü destekleyen ilk garanti işlemi olma özelliğine sahip.
Söz konusu finansman işlemi, Türkiye Yeşil İhracat Projesi kapsamında IBRD, kreditörler ve Türk Eximbank arasındaki işbirliği ile Türk ihracatçılarının Avrupa Birliği'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) sonucunda ortaya çıkabilecek zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.
Avrupa Birliği'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, ilk aşamada, 2026 yılı itibarıyla karbon salınımı yoğun sektörlere yönelik olurken, ilerleyen dönemlerde diğer karbon salınımı yoğun sektörlerde ve diğer ihracat pazarlarındaki karbon vergilerinde uygulamaya konulacak.
Etkilenen sektörlerde faaliyet gösteren ihracatçıların maruz kalabileceği olumsuz etkilerin önüne geçilmesiyle yeşil ürün üretenlerin ihracatlarını artırmasının desteklenmesi amaçlarıyla, gerçekleştirecek yenilenebilir enerji üretimleri, enerji verimliliği yatırımları ve bu yatırımları yapan ihracatçıların işletme sermayesi ihtiyaçları finanse edilecek.
Kredinin bahsedilen yeşil dönüşüm ana odağına ek olarak, kadının iş gücüne katılımını destekleyen firmaların finanse edilmesi ile KOBİ finansmanı gibi sosyal hedefleri de bulunuyor.
"Ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşılmasına destek vereceğine inanıyorum"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Hazine ve Maliye Bakanlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Kerem Dönmez, ekonominin itici gücü olan ihracatçıların uygun koşullu finansmana erişiminin sağlanması ve Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması'na adaptasyonunu destekleyip ihracatçıların uluslararası rekabet gücünün artırılmasına büyük önem verdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu amaçla geliştirilen Türkiye Yeşil İhracat Projesi'nin ülkemiz ihracatçılarının yeşil dönüşümüne öncülük edeceğine, yeni istihdam imkanları oluşturacağına ve ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşılmasına destek vereceğine inanıyorum. Önümüzdeki dönemde de verimlilik temelli ve ihracata dayalı nitelikli büyümeyi desteklemek için Dünya Bankası ve diğer kalkınma ortaklarımız ile çalışmayı sürdüreceğiz."
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez de ihracat sektörünün devam eden başarısının Türkiye ekonomisi için hayati önem taşıdığını ve sürdürülebilirliğe doğru geçişin hükümet için yüksek bir öncelik olmaya devam ettiğini aktardı.
Lopez, "Dünya Bankası, yalnızca dünya çapında düşük karbonlu bir geleceğe doğru geçişi desteklemekle kalmayıp aynı zamanda hem firmaların hem de ülkenin rekabet gücünü artıracak olan bu girişimlere yardımcı olmaktan memnuniyet duyuyor." ifadelerini kullandı.
"Uzun vadeli finansman yoluyla yeşil ihracatı desteklemekten memnuniyet duyacağız"
Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney de IBRD garantisi ile temin edilen 1 milyar avro tutarındaki 10 yıl vadeli kaynak ile Türkiye'nin iklim değişikliğine uyum çabalarına eşlik ederek, Türk ihracatçılarının yeşil dönüşümlerini ve uygun maliyetli uzun vadeli finansman yoluyla yeşil ihracatı desteklemekten memnuniyet duyacaklarını bildirdi.
Güney, Avrupa Birliği'nin belirlediği sera gazı emisyon azaltımı hedefine ulaşılması amacıyla düzenlediği CBAM'ın, Türk yapımı malları "karbon vergisi" şeklinde ithalat tarifelerine maruz bırakacağını ifade ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu durum, ihracatçılarımızı düşük karbonlu üretim süreçlerini kullanan şirketlere kıyasla rekabet açısından dezavantajlı hale getirecek ve potansiyel olarak ürünlerinin Avrupa Birliği'nde ve diğer ihracat pazarlarında pazarlanabilirliğini etkileyecektir. CBAM'ın, 2030 yılına kadar, nispeten yakın bir gelecekte, daha da genişlemesi ve tüm sektörleri içermesi bekleniyor. Bu nedenle ihracatçılarımızın ihracat potansiyellerini korumak için uyum sağlaması ve üretimlerini mümkün olduğunca karbondan arındırması bekleniyor. Sağladığımız bu kaynak ile düşük karbonlu ihracata geçiş ve CBAM'den etkilenecek sektörlerdeki ihracatçıların rekabet gücünün korunması doğrultusunda çizilecek olan stratejik yol haritasında biz de üstümüze düşeni yapacağız."
Türkiye Ülke Müdürü ve Deutsche Bank AŞ Genel Müdürü Orhan Özalp, Türk Eximbank'a sağlanan 1 milyar avro değerindeki anlaşmanın Deutsche Bank'ın Türkiye'ye ve bankaya olan bağlılığını gösteren dönüm noktası niteliğinde bir anlaşma olduğunu belirtti.
Özalp, "Ülkenin makro görünümündeki iyileşme ile Deutsche Bank'ın Türkiye'ye olan bağlılığı artmaya devam edecektir." ifadesini kullandı.
Standard Chartered Genel Müdürü Kaşif Atun da bu anlaşmanın Türk Eximbank'ın çok rekabetçi oranlarla uzun dönem finansman sağlamasına yardımcı olduğuna dikkati çekerek, "Müşterilerimizi ve faaliyet gösterdiğimiz toplumları enerji geçişi ve karbondan arındırma konusundaki sürdürülebilirlik yolculuğunda desteklemek bankamızın strateji odağında yer almaktadır. Ülke için çok önemli olan bu işlemin bir parçası olduğumuz için müteşekkiriz." açıklamasında bulundu.
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, TEB olarak müşterilerinin sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarına finansman sağlanması ve bu alandaki projelerinin desteklenmesi konusunda aktif rol aldıklarını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"İhracatçılarımız başta olmak üzere kurumsal müşterilerimize yeşil dönüşüm süreçlerinde danışmanlık desteği veriyor, ihtiyaç duyabilecekleri finansman ürünlerini sunuyoruz. Global ortağımız BNP Paribas Grubu'nun ESG ve sürdürülebilir finansman alanındaki bilgi birikimi ve deneyiminden de yararlanıyoruz."
ING Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Alper Gökgöz de ING olarak sürdürülebilirliği stratejik öncelikleri arasında konumladıklarını ve yeşil dönüşümün kolektif bir çaba ve eylem gerektirdiğine inandıklarını aktardı.
Gökgöz, Türkiye'deki ihracatçıların yeşil dönüşümlerinin, ihracat kapasitelerini korumak ve rekabet avantajı kazanmak açısından oldukça önemli olduğuna inandıklarını belirtti.