ANKARA(AA) - Libya'da darbeci general Halife Hafter, başkent Trablus'u ele geçirmek için 4 Nisan'da saldırı emri vermiş, bunun üzerine uluslararası meşruiyete sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) birlikleri de karşı operasyon başlatmıştı. Hedefine ulaşamayan Hafter, 12 Aralık'ta Trablus'a yönelik "Belirleyici Savaş" adıyla yeni bir saldırı talimatını iletmişti.
Türkiye de bu süreçte UMH'ye destek verdi. İki ülke arasındaki güvenlik ve askeri iş birliği mutabakat muhtırası TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Sadece güvenlik anlamında değil, ekonomik anlamda da Türk iş adamları önemli pazarlardan biri olan Libya'nın yanında yer aldı. Müteahhitler, iç karışıklıklar bittiğinde ülkenin yeniden inşası için uygun iş yapma zeminini hazırlamak üzere muhataplarıyla görüşmelerini sürdürüyor.
İç karışıklık öncesi 4 milyar dolarlık iş hacmi
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Mithat Yenigün, AA muhabirine, Libya pazarının Türk müteahhitlerin yurt dışındaki ilk göz ağrısı olduğunu söyledi. 1972 yılında uluslararası pazara adım attıkları ilk yerin Libya olduğunu hatırlatan Yenigün, ülkede o tarihten bugüne kadar toplam 29 milyar dolarlık proje üstlenildiğini bildirdi. Yenigün, Libya'nın müteahhitlerin Rusya ve Türkmenistan'dan sonra en çok iş üstlendikleri 3'üncü ülke olduğunu belirterek, yaşanan iç karışıklıklar öncesi Libya'da firmalar tarafından yıllık 4 milyar dolara varan iş hacminin yakalandığını ifade etti.
Türkiye ile Libya arasında Ticaret Bakanlığı başkanlığında oluşturulan ve inşaat sektörünün sorunlarının çözümünü hedefleyen çalışma grubunun yılın başında Ankara, İstanbul ve Trablus'ta bir araya geldiğini anımsatan Yenigün, bu grup tarafından hazırlanacak bir çerçeve anlaşmasıyla mevcut sorunların çözümüne yönelik yol haritası oluşturmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Yenigün, bu görüşmelerin ardından Hafter'e bağlı silahlı güçlerin Tripoli kapısına dayandığını anlatan Yenigün, bu görüşmelerde de aksamalar yaşandığını, en son ekim ayında Libya hükümeti ile temasa geçtiklerini kaydetti. Çerçeve anlaşması niteliğindeki metin üzerinde görüştüklerini ancak anlaşamadıkları birkaç husus olduğunu aktaran Yenigün, söz konusu maddelere ilişkin Türkiye ve Libya bakanlarının çözüm bulmasını beklediklerini söyledi.
Teminat mektubu sorunu
Yenigün, 2011 yılında iç karışıklıklar başladığında proje görüşmelerinin en hareketli döneminde olduklarını, güvenlik sorunları nedeniyle projelerin birdenbire durduğunu anlattı.
O süreçte Türk müteahhitlik firmalarının şantiyelerinin yakıldığını, yağmalandığını hatırlatan Yenigün, "Firmalarımız işlerini yarım bırakarak, ülkede çalışan 25 bin Türk işçisini de alarak ülkemize dönmek zorunda kaldı ancak sözleşmeler gereği aradan geçen sürede firmalarımız yüksek rakamlara ulaşan sigorta komisyonları, teminat mektupları ve akreditif komisyonları, taşeron temin sözleşmeleri, diğer tazminatlar ve şantiyelerdeki güvenlik giderleri gibi pek çok ödemeyi yapmaya devam etti." diye konuştu.
Yenigün, firmaların alacaklarına ilişkin şu bilgiyi verdi:
"Libya'da firmalarımızın hak ediş alacakları 1 milyar dolar, teminat tutarı 1,7 milyar dolar, makine, ekipman gibi envanter ile diğer zararlar toplamı ise 1,3 milyar dolar civarında. Halen firmalarımızca teminat mektupları için yılda 50 milyon dolar komisyon ödenmektedir. Bu da arkadaşlarımızın canlarını yakıyor. Her 3 ayda bir ödenen teminat mektupları kabuk bağlamaya başlayan yaralarımızı her seferinde yeniden kanatıyor."
Libya hükümeti ve temsilcilerinin yanı sıra işveren kuruluşlarla yaptıkları görüşmelerde özellikle teminat komisyonlarının çözümüne yönelik henüz ortak paydada buluşamadıklarını, ayrıca makine parkı zararlarının giderilmesi için firma bazında değerlendirme önerisi getirdiklerini aktaran Yenigün, bu pazarda 80 civarında firmanın mağdur olduğunu söyledi.
"Sorunlar çözüldüğünde Libya'ya yeniden döneceğiz"
Ocak ayında iki ülke arasında heyet ziyaretleri yapılmasını beklediklerini belirten Yenigün, şöyle devam etti:
"Hafter'in Libya'da ortaya çıkardığı karışıklık, Türkiye ve Libyalı bakanlar ile sektör temsilcileri arasındaki sürece ilişkin tutumu etkilemedi ancak belirsizliği artırdı. Bu son olaylara rağmen Libyalı bakan Ankara'ya geldi, Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan ile görüştü. İyi niyet karşılıklı olarak teyit edildi. Şimdi Libya tarafından haber bekliyoruz. Bizim de bazı önerilerimiz oldu, onları da değerlendirecekler. Süreç devam ediyor. İki taraf da sorunların çözümünü istiyor, onların da savaş durduğu an hasarların giderilmesine ve yeni projelere ihtiyacı var. Ülkenin petrol gelirleri de bulunuyor. Sorunlar çözüldüğünde ve güvenlik sağlandığında Türk müteahhitler olarak alışık olduğumuz bizim için iyi bir pazar olan Libya'ya yeniden döneceğiz."