Türk Nöroloji Derneği Başkanı Şerefnur Öztürk, teknolojik gelişmelerin beyin hastalıklarının tanı ve tedavisindeki gelişmeleri de hızlandırdığını, algoritma uygulamaları, robotik teknolojiler, yeni girişimsel yöntemlerin umut verici olduğunu bildirdi.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı da olan Prof. Dr. Öztürk, Beyin Haftası dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, nörolojik hastalıkların global ölçekte ölümlerin yaklaşık yüzde 17'sini oluşturduğunu belirtti.
Nörolojik hastalıklardan ölenlerin sayısının 1990-2015'te yüzde 36,7 arttığına dikkati çeken Öztürk, son yıllarda inme ve bulaşıcı hastalıkların önlem ve tedavi olanaklarındaki gelişmelerle ölüm oranlarında azalmaların beklendiğini dile getirdi.
Korunma yollarının ve erken tedavinin, nörolojik hastalıklarda da en önemli stratejik yaklaşımı oluşturduğuna değinen Öztürk, şöyle devam etti:
"Bu hastalıklar için risk faktörlerinin çoğu ortaktır ve toplumda risk faktörlerinin farkındalığının artırılması ve korunma yolları konusunda eğitim çok önemlidir. Nörolojik hastalıklar alanında tanı ve tedaviyi daha etkin duruma getirebilmek için bütün dünyada çalışmalar sürdürülmekte ve çok umut verici sonuçlar alınmaktadır. Eskiden iyileşmez gözüyle bakılan pek çok hastalık artık tedavi edilebilir hastalıklar grubuna girmiştir. Teknolojik gelişmeler beyin hastalıkların tanı ve tedavisinde de gelişmeleri hızlandırmakta, çağın getirdiği olanaklar nörolojik hastalıkların tanı ve tedavisine de uygulanmaktadır. Bir tür yapay zeka olan algoritma uygulamaları, robotik teknolojiler, yeni girişimsel yöntemler umut vericidir."
Beyin damar hastalıklarından ölüm, dünyada ikinci sırada
Beyin damar hastalıklarının dünyada en fazla fonksiyon kaybına yol açan, yaşam kalitesini etkileyen ve ölüm nedeni olarak da dünyada ikinci sırada yer alan hastalıklar olduğunu vurgulayan Öztürk, "Toplum sağlığı açısından günümüz koşullarında salgın hastalıklara yaklaşımda olduğu gibi, nörolojik hastalıklara sahip kronik hastaların yanı sıra risk altındaki toplumu korumaya yönelik güçlü stratejiler geliştirilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Risk faktörlerini azaltacak yaşam tarzı değişiklikleri konusunda insanların aydınlatılması gerektiğine işaret eden Öztürk, bu konuda toplumun bütün organlarınca uygun ortamın hazırlanması ve bunun sürdürülmesinin, ilaç tedavileri kadar etkili olduğunu anlattı.
Öztürk, "Okullardan başlamak üzere sebze ve meyveyi yeterince içeren doğru beslenme alışkanlıklarının edindirilmesi, sigara ve alkol kullanımının önlenmesine yönelik bilgilendirme, fiziksel aktiviteyi artıracak faaliyet ve ortamların sağlanması, hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıklarının düzenli kontrolü ve uygun tedavisi, obeziteyi önleyecek stratejiler sadece sağlık merkezleriyle değil, okullar, parklar, spor merkezleri, halk eğitim stratejileriyle bir bütün olarak ele alınmalı." ifadesini kullandı.