Türk Toraks Derneğinden Koronavirüs Uyarıları

Türk Toraks Derneği Solunum Sistemi İnfeksiyonları Çalışma Grubu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınındaki son durumu değerlendirdi

İSTANBUL (AA) - Türk Toraks Derneği Solunum Sistemi İnfeksiyonları Çalışma Grubundan yapılan açıklamada, dün itibarıyla Türkiye'de 1 doğrulanmış (kesin) Kovid-19 vakası saptandığı hatırlatılarak, ileriki günlerde Türkiye'de doğrulanmış (kesin) olgu sayısında artışın muhtemel olduğu ifade edildi.

Salgının tüm çabalara karşın yayılmaya devam ettiğine ve ölüme yol açma riskinin yüzde 3,5 dolayında olduğuna işaret edilen açıklamada, şu bilgiler paylaşıldı:

"Üst solunum yolu infeksiyonları ve akut bronşitin yüzde 90-95 oranında nedeni virüslerdir. En sık solunum yolu infeksiyonlarına yol açan virüsler, Influenza virus (grip), Rhinovirus, Adenovirus, Parainfluenza virus ve Coronavirüs'tür. Genel olarak, influenza (grip) virüsü dışında, solunum yolu infeksiyonlarına yol açan virüslere yönelik etkin bir ilaç ya da aşı yoktur. Dolayısıyla İnfluenza dışında bu virüs infeksiyonlarından genel önlemler dışında korunma olanağı, genel sağlık desteği dışında tedavi seçenekleri bulunmamaktadır. Antibiyotikler yalnızca bakteri olarak adlandırılan infeksiyon etkenlerine karşı etkilidir, virüs infeksiyonlarında bir yararları yoktur. Benzer şekilde İnfluenza virüsüne etkili oseltamivir gibi sınırlı sayıdaki ilaç diğer virüs infeksiyonlarında herhangi bir yarar sağlamamaktadır."

Virüs infeksiyonlarının şiddetinin "maruz kalınan virüsün saldırganlık gücü", "ne kadar virüsün solunum sistemine girdiği" ve "virüsle karşılaşan kişinin bağışıklık sisteminin gücü"ne göre farklılık gösterdiği belirtilen açıklamada, bağışıklık sisteminin yaşlılarda, altta yatan kronik hastalığı olanlarda, iyi beslenmeyenlerde, bedensel veya ruhsal olarak aşırı yorgun bireylerde daha zayıf olduğu ve bu bireylerde virüs infeksiyonlarının daha ağır seyrettiği anlatıldı.

Açıklamada, tütün ve tütün ürünleri kullanımının da solunum yollarının savunma mekanizmalarını bozduğu ve Kovid-19 dahil pek çok solunum yolu infeksiyonunun gelişimini kolaylaştırdığı vurgulandı.

"Kronik hastalıklara solunum yolu infeksiyonunun eklenmesi hastalık şiddetini artırıyor"

Hastalığın belirtilerine ve etkilediği kişilere ilişkin şunlar kaydedildi:

"Kuluçka dönemi (virüsle karşılaştıktan ilk belirtilerin ortaya çıkmasına dek geçen süre) 2-14 gün arasındadır. Kuluçka dönemi sırasında hastalık belirtisi olmaz. Bu virüs infeksiyonu diğer solunum yolu infeksiyonlarına benzer belirtilere neden olmaktadır. Temel olarak ateş, öksürük ve nefes darlığına yol açmaktadır. Bazı hastalarda boğaz ağrısı ve burun akıntısının da olduğu görülmüştür. Hastalık genellikle orta-ağır bir klinik seyir göstermektedir. Ağır hastalanan ve ölen kişilerin büyük kısmı, ileri yaştaki (65 yaş üstü) ve altta yatan hastalıkları (akciğer hastalıkları, organ yetmezlikleri, kanser, diyabet, bağışıklık baskılayan hastalıklar) olan kişilerden oluşmaktadır. Genç sağlıklı erişkinlerde hastalık nispeten hafif seyretmektedir. Bu belirtileri olan ve infeksiyonun saptandığı ülkelerden gelen (özellikle son 14 gün içinde o ülkelerde bulunmuş) ya da bu tür bireylerle teması bulunan kişiler, mutlaka bu infeksiyon açısından durumlarını bildirerek sağlık kuruluşlarına başvurmalı ve değerlendirilmelidir. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve astım gibi kronik solunum sistemi hastalıklarının belirtileri, koronavirus infeksiyonunun yol açtığı öksürük ve nefes darlığı gibi belirtilere benzemektedir. Kronik solunum sistemi hastalığı olan kişiler, şikayetlerinde günlük değişkenliklerden daha fazla şiddetlenme olduğunda, özellikle ateş ortaya çıktığında, balgam miktarında artış, balgam renginde koyulaşma olduğunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Bu kronik hastalıklara herhangi bir solunum yolu infeksiyonunun eklenmesi kişinin genel durumunu bozmakta, hastalık şiddetini oldukça artırmaktadır."

Açıklamada, tüm solunum virüsleri gibi koronavirüsün de temel olarak hasta kişinin öksürmesi, hapşırması, burnunu temizlemesi, gülmesi ve konuşması sırasında saçılan damlacıkların solunmasıyla bulaştığı aktarıldı. Bu yolla bulaşın, genellikle hasta kişiyle 1 metreden daha yakın mesafeli temas sonucu geliştiği belirtilen açıklamada, virüsün hasta bir kişinin temas ettiği yüzeylere dokunma ve daha sonra dokunan elle ağız, burun veya göze teması yoluyla bulaşma riski bulunduğu bildirildi.

Açıklamada, hastalıktan korunma yöntemleri şöyle sıralandı:

"Tüm solunum yolu infeksiyonlarından korunmada benzer önlemler geçerlidir: Eller sabunla en az 20 saniye boyunca düzenli olarak yıkanmalıdır. Eğer su ve sabun yoksa alkol temelli dezenfektan solüsyonlar kullanılabilir. Her durumda, olabildiğince yıkanmamış ellerle gözlere, burna veya ağza dokunmaktan kaçınılmalıdır. İnfeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır. Hastaların mümkün olduğunca evden çıkmamaları, öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burunlarını mümkünse kağıt mendille kapatıp, mendili çöp kutusuna atmaları gereklidir. Kağıt mendil yoksa ağız ve burunlarını kollarının iç yüzüyle örtmeleri önerilir. Hasta kişilerin maske takması da virüsün saçılmasını ve bulaşmayı azaltmaktadır. Hasta kişinin elle temas ettiği yüzeylerin düzenli olarak temizlenmesi önerilir. Bu yüzeylerin temizliğinde kullanılan klorheksidin, biguanidler gibi dezenfektan maddeler bazı astım hastalarında bronşlarda daralmayı tetikleyebilir. Bu nedenle astımlı hastalar yüzey temizleyici olarak bu tür maddelerden kaçınmalıdır."

Açıklamada, ateşi 48 saat içinde düşme belirtisi göstermeyen veya solunum sıkıntısı (nefes darlığı) olan kişilerin hızla bir sağlık merkezine başvurması gerektiğinin altı çizildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri