Türkiye, 2021 yılında Avrupa Birliği’yle (AB) ilişkilerini yeniden rayına oturtmayı hedefliyor. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türk yetkililerin askıdaki üyelik müzakerelerini devam ettirme ve olumlu gündem oluşturma amacıyla “siyasi irademiz var” yönündeki mesajları da bu hedefi doğrular nitelikte.
Bu kapsamda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Brüksel’de AB Konseyi ve AB Komisyonu üst düzey yetkilileri ile Avrupa Parlamentosu’nun bazı üyeleriyle temaslarda bulunacak. Çavuşoğlu, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell gibi isimlerle biraraya geliyor.
Çavuşoğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile açıklamasında altını çizdiği üzere Brüksel ziyaretinde, Türkiye’nin 1995 yılı Aralık ayında imza attığı Gümrük Birliği Anlaşması’nın tarım, kamu ihaleleri gibi alanları kapsayacak şekilde güncellenmesi-genişletilmesi talebini yineleyecek. Bunun yanı sıra Çavuşoğlu, 18 Mart 2016’da imzalanan Ankara Mutabakatı çerçevesince Türkiye’nin göç krizini önlemeye dönük üzerine düşenleri yaptığı gerekçesiyle AB’nin de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına turizm amaçlı vize serbestisi tanıması gerektiğini yeniden iletecek. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde Brüksel’in de artık somut adımlar atması gerektiği görüşünü muhataplarına aktarmayı planlayan Çavuşoğlu’nun ziyaretinde, AB tarafınca Ankara’ya “hukukun üstünlüğü” ilkesi uyarınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyum gibi sorunlar konusunda nasıl mesajlar verileceği merak konusu.
Dışişleri Bakanlığı’ndan da Çavuşoğlu’nun temaslarıyla ilgili olarak “Türkiye-AB ilişkilerinde olumlu gündem üzerinden ilerleme sağlanmasına ilişkin beklentilerimiz aktarılacaktır” açıklaması yapıldı.
Uzmanlar ne diyor?
Türkiye’nin AB’den beklediği somut adımlar konusunda, Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sezgin Mercan ile Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD) Başkan Yardımcısı Can Baydarol, VOA Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Ankara – Brüksel hattındaki trafiği yakından izleyen Mercan, 2021 yılında Türkiye’den beklentiler olduğunu unutmaksızın ilişkilerde artık pozitif gündeme geçileceği görüşünü paylaşıyor. Ancak Mercan, 2021 yılı içerisinde Türkiye’nin beklediği üzere Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi tanınması gibi gelişmeler yaşanmayacağı düşüncesinde. Buna karşın Baydarol, AB’nin de ekonomik çıkarları bakımından Brüksel’in her iki tarafa da yarar sağlayacak düzenlemeleri yapma iradesi gösterebileceği umudunu taşıyor.
Uzmanlar, Brüksel’de AB yönetimiyle temaslar olumlu sonuçlar verse de üye ülkeler konumundaki Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ise Türkiye aleyhine somut adımlar atılmasını engellemeyi sürdüreceğine de işaret ediyor.
“AB üyeliğinde adım beklenmemeli ancak ilişkilerde mekanizmalar işliyor”
Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Sezgin Mercan, hem Ankara hem de Brüksel için “ilişkileri tazeleme ihtiyacı” bulunduğunu söyledi. Geçtiğimiz yıl ilişkilerde Doğu Akdeniz eksenli ciddi yıpranma yaşandığını kaydeden Mercan, neredeyse AB üyesi Yunanistan ile çatışma noktasına gelinmesinden Brüksel’in de rahatsızlık duyduğunu vurgulayarak, bu nedenle de AB üyeliği adayı ve NATO müttefiki Türkiye’ye yönelik Aralık ayında yaptırım kararı alınmadığını ifade etti. “Bir anlamda AB’den bekle-gör politikasına yönelik bir karar ortaya çıktı” diyen Mercan, bugüne kadar da yumuşama sinyalleri verilirken yine de 2021 yılında Türkiye’nin adeta dondurulmuş vaziyetteki AB üyeliğiyle ilgili fasılların açılması gibi adımlar beklememesi gerektiği görüşünde.
Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB üyesi olduğu koşullarda Türkiye lehine çok somut adımlar atılamayacağını söyleyen Mercan, ancak Ankara – Brüksel hattında diplomatik kanallar açık tutularak pek çok alanda işleyen mekanizmalar bulunduğunu ve bunun 2021 yılında olumlu bir atmosferde devam edeceği düşüncesini aktardı. Mercan, örneğin Türkiye’nin de “Hayır kabul etmeyeceğiz” tavrı sergilememesi durumunda AB’nin farklı alanlarda maddi destek yapma kararı alabileceğini, fonları açabileceğini söylüyor.
“Türkiye’nin AB’ye, AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı çok açık”
Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD) Başkan Yardımcısı Can Baydarol, 2021 yılında Ankara – Brüksel hattında yaptırımlar uygulanması gibi negatif bir gündem beklemediğini belirterek, ancak Türkiye’nin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan düzeyinde sadece mesajlar vermekle yetinmemesi aksine AB’nin beklentilerini dikkate alarak eylemlerde bulunması gerektiğini söyledi.
Baydarol, Brüksel’in kendi yararını da gözeterek Gümrük Birliği’nin güncellenmesi için 2021 yılı içerisinde adım atabileceği görüşünde.
Gümrük Birliği Anlaşması’nın nasıl yenileceğini ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına turistik serbest dolaşım hakkı tanınması başlıklarına ekonomik açıdan bakmak gerektiğini vurgulayan Baydarol, “Mesela turizm açısından vize serbestisinden karlı çıkacak olan Avrupa Birliği olacaktır. İnsanlar Türkiye içerisindeki bazı pahalı turizm merkezleri yerine Avrupa’daki bazı yerlere gitmeyi tercih edebilecektir. Ekonomik açıdan bakıldığında Gümrük Birliği’nin yenilenmesi de vize serbestisi de hemen halledilebilir. Bugüne kadar siyasi gerekçelerle engellendi. Eğer Mart’ta yapılacak AB zirvesine kadar Türkiye pozitif gündem yaklaşımını sürdürürse bu iki sorun da kolayca aşılabilecektir” diye konuştu.
“Yunanistan AB’deki karar alma mekanizmasını kilitleme gücüne sahip”
Sezgin, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda beklenti oluştuğunu, ancak Türkiye söz konusu olduğunda AB’de “aşırı bir politizasyon” yaşandığını belirten Mercan, Yunanistan’ın Türkiye’nin AB’yle Gümrük Birliği güncellemeye çalıştığı süreçte AB’nin karar alma mekanizmasını kilitlemeye devam edeceğini söyledi.
Benzer şekilde vize serbestisinde de Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın engelleyeceği rol üstleneceğini ifade eden Mercan, yine de “Türkiye – AB ilişkilerinde derman arayışları olduğunu” kaydetti.
“Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a geri adım attırılabilir”
Almanya’da Hristiyan Demokrat Parti’nin liderliğine Armin Laschet’in seçilmesine dikkat çeken Can Baydarol, bu durumda Almanya’nın Türkiye’yi AB içerisinde destekleme pozisyonunu sürdüreceğini kaydetti. Baydarol, AB’nin enerji ihtiyacı ve kuşak yol projesi bakımından Türkiye’yi kaybetmeyi göze almayacağını da söyledi.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin “şantaj” politikası izlediğini söyleyen Baydarol, “ikili sorunları AB sorununa dönüştürme politikası” yürütüldüğünü ancak yine de Almanya ve ABD gibi faktörlerle Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a geri adım attırabileceğini dile getirdi.