Intersolar Avrupa Güneş Enerjisi Konferans ve Fuarı kapsamında hazırlanan "Güneş Enerjisinden Çelik" başlıklı rapora göre, Avrupa ülkelerinin ağır sanayilerde kullanmak üzere fosil yakıtlı enerji kaynaklarından uzaklaşıp, fiyatları nispeten daha pahalı ancak çok daha temiz kaynaklara ulaşım konusunda alternatifler değerlendiriliyor.
Ağır sanayide ihtiyaç duyulan enerjinin fosil yakıtlar yerine hidrojenden karşılanmasıyla bu durumun ülkelerin iklim hedeflerine yaklaşmasına yardımcı olacağı öngörülüyor.
Hidrojen, bilinen yakıtlar içinde birim kütle başına en yüksek enerji içeriğiyle diğer kaynaklara göre temiz bir alternatif olarak değerlendiriliyor.
Avrupa Birliği (AB), sera gazı emisyonlarını yüzde 55 azaltmayı taahhüt ettiği "Fit for 55" anlaşması kapsamında, 2030'a kadar 5,6 milyon ton yeşil hidrojen üretmeyi hedefliyor. Ayrıca mart ayında açıklanan "REPowerEu" eylem planı kapsamında, "Fit for 55" planına ilave 15 milyon ton daha yeşil hidrojen üretimi amaçlanıyor.
Elektroliz yatırımları için 1,2 milyar avroya ihtiyaç var
Dünya genelinde üretilen hidrojenin yüzde 95'i fosil yakıtlardan, geri kalan yüzde 5'lik kısımdan suyun elektrolizi yöntemiyle elde ediliyor.
Rapora göre, AB ülkelerinde çelik üretimi enerji yoğun sektörlerin başında geliyor. Temiz enerji ve hidrojen kullanarak yıllık 4 megaton ham çelik üretimi için 1,2 ile 1,3 gigavat elektroliz kapasitesine ihtiyaç bulunuyor.
Bu büyüklük için 3,3 milyar avro sermaye yatırımı gerekiyor. Bu yatırımın 1,2 milyar avroluk bölümünü elektroliz yatırımları oluşturuyor.
Rapora göre, güneş enerjisinin hidrojen üretiminde kullanılması durumunda ise elektroliz yatırımlarının 4,5 ile 5 gigavata kadar çıkabileceği hesaplanıyor. Bu da yatırımların 7 milyar avroya ulaşmasına olanak veriyor.
Hidrojen ithalatında boru hatları alternatifi
Avrupa ülkeleri, ağır sanayide ihtiyaç duyduğu hidrojeni, yüksek elektroliz maliyetleri sebebiyle özellikle çelik üretiminde kullanacağı hidrojenin boru hatlarıyla taşınmasını da alternatifler arasında değerlendiriyor.
Raporda enerji fiyatlarının minimumda düşünüldüğü "düzenlenmiş senaryoya" göre hidrojen üretiminin kilogram başına 1,5 avro, "yüksek fiyatlı senaryo" kapsamında ise kilogram başına 3 avro olarak hesaplanıyor.
Mevcut koşullarda ise çelik sektöründe ihtiyaç duyulan hidrojenin üretim maliyeti kilogram başına 1,5 avro olarak hesaplanıyor. Bu fiyatlama seviyesi ise Avrupa'nın çelik sektörü için "zorluk" anlamına geliyor.
Rapora göre, Avrupa çelik üretiminde ihtiyaç duyduğu hidrojeni boru hatlarıyla ithal etmeyi yüksek üretim maliyetlerine alternatif bir çözüm olarak değerlendiriyor.
İthal edebileceği ülkeler arasında Türkiye, Birleşik Krallık, Orta Doğu ve Afrika bölgesi, Norveç ve Ukrayna bölgeleri ön plana çıkıyor. Türkiye'nin ise 7 bölgesinde hidrojen üretimi için gerekli yenilenebilir enerji kaynağı bulunuyor. Ayrıca Türkiye diğer bölgelerle kıyaslandığında kara ve boru hattı bağlantıları açısından avantajlı bir konumda bulunuyor. Bu nedenlerle diğer seçenekler arasında Türkiye öne çıkıyor.