Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları 4. gününde devam ederken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CNN Türk canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Çavuşoğlu, Ukrayna topraklarındaki durumun “savaş”a dönüştüğünü ve Montrö Sözleşmesi’nin “bütün hükümlerini şeffaf bir şekilde uygulayacaklarını” söyledi.
Çavuşoğlu açıklamasında, “Kıyıdaş ve kıyıdaş olmayan ülkelerin savaş gemilerinin geçişi ile ilgili düzenlemeyi Montrö sözleşmesi yapıyor. Türkiye bugüne kadar sözleşmeyi harfiyen uygulamıştır. Bu şartlarda Montrö anlaşmasını uygulayacağız. 19. maddesi gayet açık. Başlangıçta Rusya’nın saldırısı oldu, uzmanlarla, askerlerle, hukukçularla değerlendirdik” dedi.
“BU BİR ASKERİ HAREKAT DEĞİL, RESMEN SAVAŞ HALİ VAR”
“Artık bu bir savaşa döndü” diyen Çavuşoğlu, “Bu bir askeri harekat değil, resmen savaş hali var. Bu durumda da tabii biz tarafların birisi hangisi olursa Rusya da olabilir Ukrayna da burada biz bu durumda Montrö anlaşmasını bu şekilde uyguluyoruz” diye konuştu.
TÜRKİYE “SAVAŞ” OLARAK TANIMLADIĞINI İLAN ETTİ. ŞİMDİ NE OLACAK ?
Eski diplomat Sinan Ülgen, Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya arasında yaşananların resmen savaş olduğunu ilan etmesi üzerine Montrö hükümlerinin uygulayacağını açıklaması sonrası neler olacağını anlattı. Sinan Ülgen kendisine ait sosyal medya hesabından şunları paylaştı:
AKDENİZ’DEKİ GEMİLERE İZİN VERMEK ZORUNDA
“Türkiye Montrö 19. Madde temelinde Boğazları Rusya ve Ukrayna savaş gemilerine kapatsa bile, bu gemilerin kendi filolarına dönüş maksadıyla geçişlerine izin vermek durumundadır.
Dolayısıyla halen Akdeniz’de bulunan ve Karadeniz filosuna bağlı Rus savaş gemileri Karadeniz’e geçebilirler. Ama Karadeniz’den tekrar Akdenize geçemezler.
KISITLAMALAR SAVAŞIN SONUNA KADAR
Bu kısıtlama savaşın sona ereceği tarihe kadar sürdürülmek durumunda. Savaş ne zaman sona erer ? Kiev’de Rusya yanlısı bir hükümet iktidara geldiğinde. Veya ateşkes sağlandığında ki o daha uzak ihtimal.
Kanaatimce Türkiye dengeyi bu şekilde oluşturmalıdır. Yani Boğazları kapatacak ama Karadeniz filosuna bağlı Rus savaş gemilerinin geçmesine izin verecektir. Sözleşmenin doğru yorumu budur.
Türkiye bu şekilde hareket etmezse, Sözleşme hükümlerini ihlal ettiği suçlaması ile karşı karşıya kalabilir. O zaman da orta vadede Sözleşmenin tadili yönünde bazı resmi taleplerle karşılaşabilir. Bu risk alınmamlı diye düşünürüm.