Seçim sonrasında konuşulan ve istenilen ‘Türkiye İttifakı’nın , bırakın gerçekleşmesini, neredeyse siyasetteki mevcut ittifaklar yıkılmak üzere.
Ak Parti’nin Ankara ve İstanbul belediyelerini kaybetmesi, siyasetin dengelerini değiştirmekle kalmadı, bütün siyasilerin de dengesini bozdu. Ve yeni bir dönem başladı derken, yeni olmazlar da konuşulmaya başladı.
Nasıl mı?
Seçim sonrasında herkes nasıl bir tavır sergileyecek diye merak ederken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ’Türkiye ittifakı’ söylemi adeta ortalığı karıştırdı. Ve herkes bu talebi kendi hayallerine göre değerlendirdi.
Ardından kulislerde dillendirilen olası CHP-Ak Parti koalisyonu ve uzun zamandır konuşulan- perde arkasında Abdullah GÜL’ün olduğu- Davutoğlu ve Ali Babacan’ın kuracağı yeni parti gündemimize geldi. Ya da Davutoğlu ve Babacan’ın tekrar Ak Parti çatısı altına gelebilecekleri ihtimaline dair kulisler siyaseti ısıtmaya yetti.
Gelin birer birer konuları açalım:
1- AK PARTİ-CHP ARASINDA KOALİSYON GÖRÜŞMESİ YOK
Son zamanlarda bazı çevreler, ‘Türkiye ittifakı’ndan CHP ve Ak Parti koalsiyonunu anlayıp bu konuda önemli kulis bilgileri dillendiriyor. Öncelikle söylemeliyim ki, böyle bir durum şu anda yok. Çünkü CHP Genel Başkanı-ki bu konunun doğrudan iki muhatabından birisi olan -Kemal Kılıçdaroğlu’na bu konuyu doğrudan sordum ve kesinlikle kendilerine gelen ve de kendilerinden giden böyle bir teklifin olmadığını söyledi.
Anlayacağınız bu kulis bilgisi şimdilik bir şehir efsanesinden ibaret.
2- DAVUTOĞLU-BABACAN -GÜL VE DİĞERLERİ.. VE KAÇ PARTİ KURULUR?
Aslında Ahmet Davutoğlu ile Abdullah Gül arasındaki ilk gerginlik geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında oldu.
Gül ve Davutoğlu o sıralarda ‘gizli’ bir görüşme planlamıştı. Abdullah Gül’ün Millet İttifakı’ının adaylığının konuşulduğu günlerdi. Görüşme daveti Gül’den gelmişti. Ancak Davutoğlu bu ‘gizli’ görüşmeden önce nezaketen Tayyip Erdoğan’ı da haberdar etti. Daha sonra ‘gizli’ görüşme gerçekleşti. Ne var ki Ahmet Davutoğlu bu görüşmeden çıkar çıkmaz Abdullah Gül, kameraların karşısına geçti ve bu görüşmeyi deşifre etti. Davutoğlu ise, ‘gizli’yapılan görüşmeyi tüm Türkiye duyunca ne olduğunu anlayamadı. Neyse ki Erdoğan durumu biliyordu. Ancak GÜL’ün bu ‘gizli’ planlanan görüşmeyi Erdoğan bildiği için mi yoksa hangi sebeple tüm Türkiye’ye açıkladığı henüz daha merak konusu.
Gelelim iki parti kurulması konusuna…
Yaklaşık 3 ay kadar önce yeni parti konusunda görüşü sorulan Abdullah Gül, partinin genel başkanının Ali Babacan olmasını önerir. Ahmat Davutoğlu’nun da Genel Başkan Yardımcısı olmasının daha uygun olacağını söyler.
Şimdi sıkı durun, çok önemli kaynağımın söylediğine göre Davutoğlu bu teklife şu cevabı verir:
‘Eğer Sayın Gül de Genel Başkan Yardımcısı olacaksa, bu teklifi hemen kabul ederim’.
Konuşma bununla da sınırlı kalmaz. Davutoğlu devam eder:
‘Yok eğer Sayın Gül arka planda kalacaksa, ben de arka planda kalırım. Evime giderim. Evime gitmeden önce de etrafımda toplanan herkesin de Sayın Babacan’ın arkasında toplanmasını sağlarım. Sayın Gül de aynısını yapar. Böylece ortaya sağlıklı bir yapı çıkar.’
Bugün hala tartışılan, ‘ bir mi yoksa iki parti mi kurulur ?’sorularının cevabı aslında bu yaşanan diyalogta.
3- ALİ BABACAN-ÜMİT ÖZDAĞ ASLINDA NE KONUŞTU?
Gelelim kulislerdeki Ümit Özdağ ile Ali Babacan arasında geçtiği iddia edilen konuşmaya!
Bunun için biraz bekleyeceğiz. Zira Ali Babacan bu konuda açıklama yapmaya hazırlanıyor. Kimbilir belki de Ümit Özdağ gerçeği söyler. Açıklama yapılmazsa, şimdiden söylüyorum aralarında nasıl bir sohbet geçtiğini ben yazacağım. Bunun için bana birkaç gün müsaade…
Sanırım yakında siyasette kim kiminle, kimin üzerinden hangi siyasi operasyonları yapma peşinde bunlar bir bir ortaya dökülecek. Dökülmekle de kalmayacak. Bir çok şey açığa çıktığı gibi bir çok kişi de siyaset dışı kalacak. Hele hele Ak Parti içerisinde kılıçların çekildiği hissi verildiği düşünülürken, uzun ve yalnız adamın nasıl racon keseceği de ayrı merak konusu.