"Arabulucuk" kelimesi hem iç hukukun ,hem de uluslararası hukukun kullanmakta oldugu bir kelime/tabirdir
Kisiler ya da uluslararasındaki anlaşmazlıkların cozumunde uzlaşmayı sağlamaya çalışan kisiye/kisilere/devlete verilen bir sifattir.
Arabuluculuk sistemi, hukuk anlayışı gelişmiş ülkelerin iç hukuk sistemlerinde kişilerle kisiler arasinda; kişilerle kurumlar/devlet ilişkilerinde; ya da uluslar/devletler arası uyuşmazlıkların cozumunde basvurulan/kullanılan ALTERNATIF UYUSMAZLIK COZUM SISTEMIDIR.
İç hukukta taraflar arasındaki bir uyuşmazlık konusunun mahkemeye gitmeksizin veya gidildikten sonra mahkemenin yönlendirmesiyle ve tarafların riza/kabulüyle tespit edilmiş üçüncü kişiler aracılığıyla çözülmesini temin çalışmasına ARABULUCULUK, bu çalışmayı yapan kişilere de ARABULUCU demekteyiz.Basit anlatım budur...
Bir de,uluslararası ihtilaflar acisindan kullanılmakta olan arabuluculuk müessesesi vardır ki; son günlerde ve özellikle de Rusya-Ukrayna krizi sebebiyle sıklıkla kullanılan bir soz haline gelmiş bulunmaktadır.
İç hukuktaki arabuluculugun temel şartı TARAFSIZLIK VE IHTILAFA KONU TARAFLARIN RIZASIDIR... Ya mahkeme evvelinde, ya da mahkeme sırasında ( mahkemenin telkin ve yonlendirmesiyle) taraflar ismi ve tarafsızlığı üzerinde anlasacaklari/anlaştıkları kişiyi ARABULUCU olarak kabul ve tayin ederler; görüşme ve çalışmalar başlar.Ayni durum uluslararası uyuşmazlıklar ve devletlerarasi krizler için de geçerlidir.Pek tabii olarak burada da iç hukukta oldugu gibi iki temel şart aranacaktır.Ilk şart araya girecek (kisi/kisiler/kurum/devlet ) arabulucunun TARAFSIZLIGI; ikinci şart ihtilaf taraflarının bu arabulucuyu ARABULUCU OLARAK KABULLERIDIR...Herhalde bu kabul/rıza sartinin temel şartı arabulucu olacak üçüncü sahsin/devletin "tarafsizligi" olacaktir.
Turkiye ve Turkiye'nin Cumhurbaskani Sayın Erdoğan, dünyayı ilgilendiren uluslararası krizlerin ortasına atilmakta , ne yapıp ne edip bir arabuluculuk kapmak hevesi sergilemektedir.Son olarak da,Rusya- Ukrayna gerginliği sebebiyle kendisini ortaya atmış ve her vesileyle bu konuda arabulucu olma talebini,isteğini hem taraf iki ülkeye,hem de uluslararası camiaya ifade etmektedir.Taraf iki ülkeye demektedir ki "beni/Turkiye'yi arabulucu tayin edin,göreve hazirim" ...Rusya Federasyonu veya Ukrayna Turkiye'yi ve Erdoğan'ı "tarafsız arabulucu" olarak kabullenip bu işte (yani aralarındaki uyusmazlikta) ARABULUCU olarak görevlendirir mi?..
Peki Türkiye,her iki ülke acisindan,yani ihtilafa konu,krizin sebebi Rusya ve Ukrayna acisindan tarafsız bir ülke sayılabilir mi?..
Ruslarla aramızda ihtilaf da var, sözüm ona dostluk da...Uyesi olduğumuz,soz ve veto hakkımızın oldugu NATO gibi bir Paktin içinde yer alıyor olmamıza rağmen Rusya'dan S-400 almaya kalkacak kadar "gözünu karartabilen" bir milletiz. ..Bu Rusya acisindan iyi olabilir de Rusya'nin işgal düşüncesi ve teşebbüsü karşısında batıya sığınan Ukrayna acisindan ne ifade eder? Karmaşık bir soru,cevabı da karmaşık gibi gözükmekte...
Diğer yanda Rus uçağını düşürmüş bir Türkiye ve "ben talimat verdim" diye açıklama yapan bir Başbakan...Rusya'nin ve özellikle Putin'in bu isi hiç unutmadığını ve o gün bugündür aklından çıkartmadığıni düşünüyorum...
Diğer yanda Kırım'ı işgal etmiş bir Rusya...Kırım'ın işgali hadisesinde Rusya'nin karşısında, Ukrayna'nin yanında yer almış; Kırım Turk/Tatar diasporası ile birlikte Rusya karşıtı, Ukrayna yanlısı politikaları yürüten bir Türkiye...
Ortada bu işe yani arabulucuk hevesine mani olabilecek daha onlarca sebep var/sayılabilir...Ancak şu belirtilen meseleler ortada iken bu iki ülkenin bizi arabulucu kabulu ve tayinini düşünebilmek biraz boş heves gibi geliyor.Tamam bu problemler ortada,biz de biliyoruz ve Turkiye'nin /Erdogan'in " tarafsız arabulucu" olacağına inanıyoruz, derler mi?..
Biraz zor gözüküyor...Cunki, vaziyet arabulucu ve arabuluculuk tarifine pek uymuyor!..
Sevket Bulend Yahnici
BASE yonetim kurulu uyesi