Türkiye’den İsveç’e sert tepki

Geçen hafta İsveç'in başkenti Stockholm'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir maketiyle yapılan eylem ile ilgili Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan sert tepki geldi. Çavuşoğlu, "Bu eylem teröristler tarafından yapılıyor. İfade özgürlüğünden bahsediyorlar" dedi.

Bakan Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir-Abdullahiyan ile bakanlıkta bir araya geldi. Bakan Çavuşoğlu ile Emir-Abdullahiyan görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Bakan Çavuşoğlu görüşmeye ilişkin, “İran Cumhurbaşkanı’nın ülkemize ziyaretinin gerçekleşmesi için Cumhurbaşkanımızdan da talimat aldık, hazırlıklarımızı yapacağız. Bugün yaptığımız görüşmelerde ikili ilişkilerimizi tüm boyutlarıyla değerlendirdik. Karşılıklı yatırımların artması konusunda da hemfikiriz. İran’dan doğalgaz tedarikimizin artması için de çalışmalarımız vardı. Geçen yıl ve bu yıl kış aylarında bir kesilme, azalma oldu. Eğer teknik arıza varsa bunların giderilmesi için biz de katkı sağlamaya hazırız, Sayın Cumhurbaşkanımız da kesintilerin sonlandırılması ricasını iletti. İran’da üretim kapasitesinin arttırılması için yapılabilecekleri de görüştük” dedi.

“İRAN’IN SÜRECE KATKISI ÖNEMLİ”

Çavuşoğlu, terör ile mücadelenin iki ülke için önemli olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

* “PKK tehdidinin ortadan kaldırılması konusunda biz gerekli tedbirleri alıyoruz, içeride ve dışarıda atılması gereken adımları atıyoruz. Suriye bağlamında da bu konuları değerlendirdik. Suriye konusunu da geniş olarak değerlendirdik. Sınır ve toprak bütünlüğü konusu her zaman bizim önceliğimizdir. Gerek İran gerek Türkiye olarak Suriye’nin sınır, toprak bütünlüğü ve siyasi birliğini güçlü olarak destekliyoruz.

* Devam eden bir savaş var. Bu doğrultuda Astana formatı çerçevesinde aslında önemli adımlar da attık; ama artık sonuç odaklı adımların atılması lazım. Bu doğrultuda rejim ile angajman süreci başladı. Önümüzdeki süreçte dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantı yapılması planlanıyor. İran’ın da bu sürece katkısının çok önemli olduğunu vurguladık. Önümüzdeki süreçte atılacak adımların netice getirmesi konusunda İran ile de yakın olarak çalışacağız.”

“TÜRKİYE OLARAK KENDİMİZE YEDİREMİYORUZ”

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye-İran-Irak 3’lü mekanizmasını canlandırmaları gerektiğini de ele aldıklarını kaydederek şöyle konuştu:

* “Özellikle Irak ile ilgili bölgesel sahiplenme önemli. Bizim Irak ile ilgili başka ülkelerin gelip de burada yönlendirmesi ile adım atmamıza gerek yok. Irak’ta bir sorun varsa bizim sorunumuz, Suriye’de bir sorun varsa bizim sorunumuz, İran’da bir sorun varsa bizim sorunumuz.

* Batıdan ülkelerin gelip de ahkam keserek bizleri bir araya getirmeye çalışması aslında bize hakarettir. Bu herhangi bir ülkeye karşı olduğumuz için değil. Bizim gidip Batıda iki ülkeyi bir araya getirme çabamız ne kadar absürtse, Irak ile ilgili bir toplantıda da başka bir ülkenin gelip burada bizleri bir araya getirmeye çalışması ya da ‘getirdim’ edasında bulunması doğru bir yaklaşım değil. Biz Türkiye olarak bunları kendimize yediremiyoruz. Afganistan’da kız çocuklarının eğitimi konusunda kadınlara yönelik yasak konusunda da hemfikir olduğumuzu teyit ettik.”

“TERÖRE KARŞI HEP BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ”

Soruları yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, savaşın etkisi ile Suriye’nin teröristler için bulunmaz bir fırsat olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, “Suriye’de PKK ve YPG’nin amacı belli, bazı ülkelerin desteği ile sürekli güçlenmeye çalışıyorlar, Suriye’yi bölmek amacındalar. Terör devleti kurmak niyetindeler. Sınırımızın hemen ötesinde bir terör koridoru oluşturmak istediler. Biz gerek DEAŞ gerek PKK’ya yönelik operasyonlar ile bu planları öldürdük. Teröristlere karşı müdahalelerde bulunuyoruz. Ama bu teröristlerin buralardan temizlenmesi gerekiyor. Rusya, ABD söz verdi, 2019 yılında mutabakata vardık, iki ülke de sözünde durmadı. Halen bu teröristler sınırımızın ötesinde. Teröre karşı hep birlikte mücadele etmemiz lazım” dedi.

“KİMSE BİZE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ DEMESİN”

Bakan Çavuşoğlu, İsveç’te Türkiye ve Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik düzenlenen gösteriyle ilgili savcılığın verdiği karar sorulması üzerine şu ifadeleri kullandı:

* “Savcının soruşturmaya gerek yoktur kararı son derece absürttür. Hepimiz hukukun üstünlüğünün ne demek olduğunu biliyoruz. Bu eylem kimler tarafından yapılıyor? Teröristler. İsveç’in ahitnameye baktığımızda bunlarla mücadele sözü var mı? Var. İfade özgürlüğünden bahsediyoruz. Bu saldırı, bu provokasyon ırkçı bir saldırı mı? Evet. Irkçılık İsveç’te suç mu, değil mi, onun cevabını versinler. Nefret suçu içeriyor mu? Evet içeriyor.

* İsveç’te nefret suçu işlemek serbest mi değil mi, onun cevabını versinler. Kimse bizi İsveç’te ifade özgürlüğü var, bu suç değildir diye kandırmaya çalışmasın, kimse bize bunu söylemesin. Bu, ırkçı ve nefret suçu içeren bir eylemdir. Bu evrensel değerlere de karşıdır, uluslararası hukuka göre de suçtur.

* İsveç, kelime oyunları ile bizi oyaladığını düşünüyorsa, aldandığını, kendisini aldattığını söylemek isterim. Ya teröristlerin döşediği mayınlara kurban olacaklar ya da hepimizin güvenliğini düşünerek ahitnameyi uygulayarak ileriye doğru yürüyeceğiz.”

“İRAN İSLAM CUMHURİYETİ'NDE KADINLAR ÇOK YÜKSEK BİR ÖZGÜRLÜK VE HAKLARA SAHİP”

İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin İran’ın başkenti Tahran’da ahlak polisi tarafından ‘Başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesi’ ile gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesini takiben başlayan protestolar ve İran'da kadın haklarına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

* “İran İslam Cumhuriyeti'nde kadınlar çok yüksek bir özgürlük ve haklara sahip. Bir İranlı kızın doğal ölümü ile gözünü dünyaya kapatması esasen hepimizi büyük üzüntüye boğdu. Ama gerçek şu ki yabancı güçlerin müdahalesiyle ve sosyal medya ile Batılı basının da desteği ve çabalarıyla esasen güvenlik ve özel amaçlar ile İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde bir komplo ve girişimde bulunuldu.

* Batı, dünyada ve bölgemizde kadın haklarının savunucusu olduğunu iddia ediyorsa neden bir Filistinli Hristiyan gazeteci Şirin Hanım'ın Siyonist rejiminin eliyle ölümüne karşı çıkmadı? Neden Amerika ve Batı'nın Irak'ta, Afganistan'da, Suriye'de ve hatta Yemen'deki girişimleri sayesinde ölen birçok kadın ve çocuğun hakları için bir tepki göstermediler? İran İslam Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti, bölgemizde en güçlü demokrasiye sahip olan iki ülkedir.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri