Her yıl artan eğitim yatırımları, bu alanda yapılan çalışmalar, bilgi ve beceriyle donatılmış ve yetişmiş insan gücü potansiyelini artırma yönündeki gelişmeler sayesinde Türkiye, eğitimin birçok alanında OECD ortalamalarını yakaladı.
Bu kapsamda, okullardaki öğretmen sayısından sınıfların kapasitesi ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısına, eğitime ayrılan bütçeden öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesine kadar geniş bir yelpazede önemli kazanımlar elde edildi.
Türkiye'nin eğitime yönelik hamlelerinin sonuçları, OECD tarafından yayımlanan "Bir Bakışta Eğitim 2020" raporuna da yansıdı.
Türk Eğitim Derneğinin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM, OECD'nin yayımladığı "Bir Bakışta Eğitim 2020" raporunda yer alan eğitim sistemlerine ilişkin verileri, OECD ortalamasıyla karşılaştırmalı olarak Türkiye odağında inceledi.
AA muhabirinin rapordan derlediği bilgilere göre, OECD ortalamasıyla kıyaslandığında Türkiye'de yükseköğretim düzeyinde kadınların ve erkeklerin bireysel eğitim maliyetleri düşük olmasına rağmen getirileri oransal olarak çok daha yüksek.
OECD ortalamasında kadınlar ve erkekler için bireysel maliyetlerin yaklaşık 7 katı getiri sağlanırken, bu oranlar Türkiye'de kadınlar için 33,8 kat, erkekler için 15,2 kat olarak kayda geçti. Raporda, Türkiye'de yükseköğretime yapılan 1 dolarlık bireysel harcamanın kadınlarda yaklaşık 34 dolar, erkeklerde ise 15 dolar getiri olarak geri döndüğü kaydedildi.
Zorunlu eğitim çağının dışında kalan nüfusun eğitime katılım oranı
Farklı eğitim kademeleri ve yaş grupları için eğitime erişim verilerine de yer verilen rapora göre, zorunlu eğitim çağı pek çok OECD ülkesinde, 6 yaş itibarıyla ilkokul kademesiyle başlıyor, ortaöğretimin tamamlanmasıyla yaklaşık 16 yaş civarında sonlanıyor.
Çağ nüfusunun eğitime tam katılım sağladığı yaş aralığının, zorunlu eğitimin sınırlarını aştığına dikkat çekilen rapora göre, OECD ortalamasında bu aralık 4-17, Türkiye'de ise 6-15'e karşılık geliyor.
Türkiye'de, zorunlu eğitim çağının dışında kalan, 20-24, 25-29, 30-39 ve 40-64 yaş gruplarının yer aldığı nüfus için eğitime katılım oranlarının, OECD ortalamasından daha yüksek olduğu görülüyor.
Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yükseldi
Türkiye'nin okul öncesi eğitimde 2005'te yüzde 13 olan 3-5 yaş arasındaki okullaşma oranı, 2018'de yüzde 43'e yükseldi. Türkiye bu alanda son dönemde önemli bir gelişme kaydetti.
OECD ortalamasında, 2017'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 3,5'i, ilköğretim, ortaöğretim ve ortaöğretim sonrası yükseköğretim öncesi kademeler için, yüzde 1,4'ü ise yükseköğretim kademesi için harcandı. Türkiye'de ise ilköğretim ve ortaöğretim için yapılan harcamalar, GSYH'nin yüzde 3,3'ünü, yükseköğretim kademesi için GSYH'nin yüzde 1,7'sini oluşturdu.
Kaynak türüne ayrılan harcamaların "kamu", "özel" ve "uluslararası" olmak üzere üç boyutta ele alındığı rapora göre, Türkiye'nin ilköğretimden yükseköğretime yüzde 5 olan toplam harcama oranı, OECD ortalaması olan yüzde 4 ile benzerlik gösteriyor.
Türkiye'de ilköğretimden yükseköğretime, eğitimle ilgili harcamaların yüzde 75,3'ü kamu kaynaklarından, yüzde 24,4'ü özel kaynaklardan, yüzde 0,3'ü ise uluslararası kaynaklardan aktarılıyor.
Zorunlu eğitim süreleri
OECD ortalamasında zorunlu öğretim süreleri ilkokul için 6 yılda toplam 4 bin 598 saat, ortaokul için 3 yılda toplam 3 bin 30 saat, Türkiye'de ise ilkokul için 4 yılda toplam 2 bin 880 saat, ortaokul için 4 yılda toplam 3 bin 371 saat olarak hesaplandı. Türkiye'de ilkokul ve ortaokul için toplam zorunlu öğretim süresi 8 yılda 6 bin 251 saat iken OECD ortalamasında 9 yılda 7 bin 628 saat olarak belirlendi.
Türkiye'de devlet okullarında ilkokul kademesindeki ortalama sınıf mevcudu 23, özel okullarda ortalama sınıf mevcudu 18. Ortaokul kademesinde devlet okullarında 26 olan ortalama sınıf mevcudu, özel okullarda 18.
OECD ortalamasına bakıldığında ise ilkokul kademesinde sınıf mevcudu ortalaması, devlet okullarında 21, özel okullarda 20, ortaokul kademesinde devlet okullarında 23, özel okullarda 22 olarak raporda yer alıyor.
Türkiye'de öğretmen başına düşen öğrenci sayıları ilkokul kademesinde 17, ortaokul kademesinde 16 iken, OECD ortalaması ilkokul kademesinde 15, ortaokul kademesinde 13.
Yükseköğretim kademesinde ise öğretim personeli başına düşen öğrenci sayısı Türkiye'de 25 iken OECD ortalaması 15.
Öğretmenlerin öğretim için harcadıkları süre
Rapora göre, OECD ülkelerinde, devlet okullarında okul öncesi öğretmenleri yıllık ortalama 993 saat, ilkokul öğretmenleri 778 saat, ortaokul (genel programlar) öğretmenleri 712 saat, ortaöğretim (genel programlar) öğretmenleri 680 saat süreyi öğretime ayırıyor.
Bu süreler, Türkiye'de okul öncesi öğretmenleri için 898, ilkokul öğretmenleri için 718, ortaokul (genel programlar) öğretmenleri ve ortaöğretim öğretmenleri için 503 saati kapsıyor.
Öğretmenlerin yaş ortalamaları ve cinsiyet dağılımı
Yapılan çalışmaya göre, öğretmenlerin yaş gruplarının dağılımı, gelecek yıllarda ortaya çıkacak öğretmen ihtiyacını belirlemek adına önemli bir gösterge. Emeklilik yaşına yakın öğretmen oranının fazla olması, gelecek yıllarda öğretmen ihtiyacının artacağına işaret olarak görülüyor.
Türkiye'de öğretmenlerin yaş ortalamalarına ilişkin veriler, diğer ülkelerden farklı bir tablo çiziyor. OECD ortalamasına kıyasla, Türkiye'de 30 yaş altındaki öğretmen oranı yüksek, 50 yaş üzerindeki öğretmen oranı ise oldukça düşük. Türkiye'de öğretmenlerin yüzde 18'i 30 yaş altında, yüzde 70'i 30-49 yaş arasında, yüzde 12'si ise 50 yaş ve üzerinde.
OECD ortalamasında, çalışılan kademe yükseldikçe 50 yaş ve üzeri öğretmen oranı da yükseliyor. Bu oran, ilkokul kademesinde yüzde 32, ortaokulda yüzde 36, ortaöğretim yüzde 39. OECD ülkelerinin büyük bölümünde ortaöğretim kademesinde her üç öğretmenden en az biri 50 yaş ve üzerinde. En yüksek oran yüzde 63 ile İtalya'da.
Türkiye'de kademelere göre böyle bir eğilim söz konusu değil. İlkokul öğretmenlerinin yüzde 16'sı, ortaokul öğretmenlerinin yüzde 6'sı, ortaöğretim öğretmenlerinin ise yüzde 15'i 50 yaş ve üzerinde.
Türkiye'de ve OECD ortalamasında, tüm kademelerde öğretmenlerin çoğu 30-49 yaş aralığında ve kadın öğretmenlerin oranı erkek öğretmenlerden fazla.
Özellikle okul öncesi kademesinde kadın öğretmen oranı oldukça yüksek. Türkiye'de ve OECD ortalamasında bu kademedeki öğretmenlerin yüzde 90'ından fazlası kadın. Bununla birlikte, Türkiye'de ve OECD ortalamasında eğitim kademesi yükseldikçe kadın öğretmen oranı azalıyor.
Türkiye'de kadın öğretmen oranı okul öncesinde yüzde 95, ilkokul kademesinde yüzde 62, ortaokul kademesinde yüzde 57, ortaöğretim kademesinde yüzde 50, yükseköğretim kademesinde yüzde 44 olarak hesaplanıyor.
Tüm kademeler ortalamasında öğretmenlerin cinsiyet dağılımına bakıldığında, Türkiye'de kadın öğretmen oranı yüzde 57. Türkiye, bu oranın yüzde 48 olduğu Japonya'yla birlikte dağılımın en dengeli olduğu ülkelerden biri.