NURAY BAŞARAN
Önce en sıcak olan ile başlayalım:
Virginia merkezli Politico’nun dün yazdığına göre; Trump, Putin‘le bir telefon görüşmesi yaptı ve gerilimi tırmandırmanın kabul edilemezliği konusunda onu uyardı.
Ancak Putin bunun yerine tam tersini yaptı!
Politico şunları yazdı:
‘Görünüşe göre yeni bir saldırıya hazırlık amacıyla güçlerini Ukrayna’nın güneydoğusunda toplamaya devam ediyor ve geçen hafta Putin, Ukrayna’ya yönelik son aylardaki en büyük füze saldırılarından birkaçını başlattı. ”
Politico’nun işaret ettiği gibi ne Putin, ne de Ukraynalılar henüz Trump’la anlaşmaya varamadı.
Bu arada Cumhuriyetçiler saflarında hâlâ Ukrayna’nın pek çok destekçisi var; bunlar arasında Trump’ın müstakbel Dışişleri Bakanı Senatör Marco Rubio da var.
Onların görüşleri dikkate alınırsa Trump, Ukrayna’nın büyük bir bölümünü Putin’e teslim ederek , başkanlığına zayıflık gösterisiyle başlamak istemeyebilir.
Bu arada NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Kanada’nın Montreal kentinde düzenlenen NATO Parlamenter Asamblesi’nin 70. yıllık oturumu katılımcılarına dün yaptığı video konuşmasında NATO’nun 3 önceliğini şöyle sıraladı:
NATO Genel Sekreteri olarak sizlerle üç önceliği paylaşmak istiyorum. Birincisi, her türlü tehdide karşı savunma kapasitesine sahip olmamız ve güçlü kalarak savaşı önleyebilmemiz için savunmamızı güçlendirmektir.
İkincisi ise Kuzey Kore, Çin ve İran tarafından desteklenen ve körüklenen Rus saldırganlığına karşı mücadelesinde Ukrayna’yı desteklemek.
Üçüncüsü, Avrupa-Atlantik güvenliğinin karşı karşıya olduğu küresel zorluklara bir yanıttır.”
Ukrayna’da istikrarlı ve uzun vadeli barış olmadan Avrupa’da gerçek bir güvenliğin olamayacağını vurgulayan Rutte “Ukrayna’nın her yerinde. NATO Müttefikleri, özgürlük mücadelesine yardımcı olmak için Ukrayna’ya kritik destek sağlıyor. Onların (Ukraynalıların) güvenliği bizim güvenliğimizdir. Ne kadar çok destek sağlarsak savaş o kadar çabuk biter. Ukrayna savaş alanında ne kadar güçlüyse, müzakere masasında da o kadar güçlü olacaktır.”dedi.
Bununla da kalmayıp , Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın yalnızca Avrupa güvenliğini etkilemediğini, bunun güvenliğin bölgesel değil, küresel bir olgu olduğunu açıkça ortaya koyduğuna da vurgu yaparak “Çin, İran ve Kuzey Kore, Rusya’nın ‘savaş makinesini’ desteklemeye ve çatışmanın alevlerini körüklemeye devam ediyor. Kuzey Kore’den muharip birliklerin Rusya’da kullanılması savaşın tehlikeli bir uzantısıdır ve sonuçları Ukrayna sınırlarının çok ötesindedir. Asker ve mühimmat tedariki karşılığında Kuzey Kore, füze teknolojisi alıyor ve bu da yalnızca Güney Kore ve Japonya için değil, aynı zamanda Kuzey Amerika ve Avrupa için de artan risk yaratıyor.” diye belirtti.
Yani?
Artık Putin’in karşısında hem NATO, hem de bir yönüyle Trump da var!
Bu Türkiye’nin milli politikası ve planını destekliyor. Türkiye hem en kısa zamanda Asya –Pasifik politikalarına uygun duruş ve ittifakları rahat yapabilecek durumda. Bölgede ise daha önce Rusya ile kurduğu Akkuyu Projesi ve ABD’nin bölgeden çekilmesi noktasındaki Suriye’nin kuzeyindeki Töeristan’a karşı iç cepheyi güçlendirmek adına, Devlet Bahçeli tarafından başlatılan ‘Kürt Kardeşliği’ni inşaa edebilirse; bölgedeki İngiliz varlığı gerçeğine karşı da politika üretebilir.
Hatırlarsanız; Cumhuriyet’in 100. Yıl kutlamalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan Vahdettin Köşkü’nden ‘siyah sancak’ metaforu ve kuvvet komutanlarının kılıçlarının kınından çıkmış vaziyette protokol kutlamalarında gerekli mesajları verirken , ilk kez Cumhuriyetin halk tarafından sivil kutlamalara katılımı en yüksek seviyede gerçekleşmişti.
Malum Ortadoğu’nun onlarca yıl asıl sahibi olan İngiliz politikalarının önemini anlatacak değilim. Bu malumun ilanı olur. Ama yeni dönemde ABD’nin Ortadoğu’dan Asya Pasifik’e yönelmesi, bizi bölgede İngiltere ve İsrail projeleri ile baş başa bırakacağı açıkça görülüyor.
Ve ilk önemli stratejik alanın da önce Kıbrıs olacağı görülüyor. Dolayısıyla da Doğu Akdeniz’in güvenliği ve ‘Mavi Vatan’ daha da önemli hale geliyor.
Bu nedenle yakın zamanda KKTC Bayrağı taşıyan petrol arama gemileri kimseyi şaşırtmamalı. KKTC Devlet Başkanı Ersin Tatar, KKTC Bayraklı petrol arama gemileri ile Kıbrıs karasularında çalışma başlatabilir. Malumunuz o gemiler bizde var ve beklemede!
Türkiye de bu gemilerin Tatar’ın talebiyle güvenliğini pekala sağlayabilir. Bu sayede de tüm Akdeniz’in güvenliğini , Rusya ve Libya ile birlikte yapabiliriz. Hiç kimse tanımadığı(!) KKTC’ye de müdahale edemezler. Eğer müdahale ederlerse de KKTC yakın zamanda ‘tanınmış’ hale gelebilir.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi Türkiye artık jeopolitik gücünün farkında ve iyi bir oyuncu ve oyun kurucu. Ve bir çok senaryoyu aynı anda çalışıyor.
O nedenle Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, her türlü senaryoya hazır olduğumuzu söylüyor. Zira Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’nın geçmiş devlet görevleri nedeniyle, bölgede kimin ne yaptığı noktasındaki bilgiler ışığında belirlediği dış politikalar da çok önemli.
Ne demişti Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, ‘Türkiye, yönetimi Türklere bırakılmayacak kadar önemlidir.!’
Biz de şimdi diyoruz ki:
Türkiye, yönetimi, hiç kimseye bırakılmayacak kadar Türkiye’nindir!