Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Uzay Yürüyüşü" başlıklı dosyasının 8'inci haberinde, Milli Uzay Programı çerçevesinde "Ay Programı" için geliştirilen uzay aracının hibrit motorunu yapan DeltaV şirketinin projeleri ele alındı.
Şirketin Genel Müdürü Karabeyoğlu, AA muhabirine, özgün ve milli hibrit roket motorları geliştirdiklerini ve bunların kendine özgü bileşenleriyle sıvı ve katı yakıtlı roketlere göre daha güvenli ve maliyet etkin çözümler sunduğunu söyledi.
Uzaya maliyet etkin ulaşım sağlama amacıyla çalıştıklarını ve bu alanda öncü firmalardan biri olduklarını ifade eden Karabeyoğlu, dünyada 100 kilometre irtifayı aşma ve uzayda ateşlenen ilk hibrit motor gibi ilk sayılabilecek özellikleri bulunduklarını dile getirdi.
Karabeyoğlu, uzayda faaliyet göstermenin ekonomik kazancın yanı sıra teknolojik ilerleme gibi avantajlarına da dikkati çekti.
Türkiye'nin uzay teknolojilerine yapacağı yatırımların, ülkenin gelecekteki ekonomik ve stratejik konumunu güçlendireceğini belirten Karabeyoğlu, "Bu nedenle, uzay teknolojilerine yapılacak yatırımlar, uzun vadede büyük getiriler sağlayacak ve Türkiye'nin global arenada güçlü bir oyuncu olmasını sağlayacaktır." diye konuştu.
"Eşi benzeri olmayan bir teknoloji"
Hibrit roket teknolojisinin, dünyada yeni bir teknoloji olduğunu belirten Karabeyoğlu, şunları kaydetti:
"Biz hibrit roket teknolojisi alanında önemli adımlar attık ve bu teknolojiyi dünya çapında mevcut piyasa şartlarıyla rekabet edebilir bir seviyeye getirmeyi hedefliyoruz. DeltaV aynı zamanda uydular ve yörünge transfer araçları için uzay motorları geliştirmektedir. Alçak Dünya yörüngesinde manevralarını gerçekleştirecek ilk sistem bu yıl içerisinde tarihçe kazanacaktır."
Karabeyoğlu, hibrit roket motorunun tamamen milli ve yerli imkanlarla geliştirilmiş olmasının, teknolojik bağımsızlığı pekiştirdiğinin altını çizerek, bu ürüne Hibrit İtki Sistemi (HİS) adını verdiklerini bildirdi.
Hibrit teknolojiyle çalışan sonda roketleri, Sonda Roket Sistemi (SORS) ile 100 kilometre irtifayı geçerek, uzayda ateşlediklerini anlatan Karabeyoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ay'a gitmek için kullandığımız bu motor, dünyada eşi benzeri olmayan bir teknoloji. Bu başarı, Türk mühendislerinin yeteneğini ve azmini gösteriyor. Gelecek misyonlarda da bu teknolojiyi kullanmayı ve dünyaya satmayı planlıyoruz. Ay Projesi'nde elde edeceğimiz deneyim ve veriler, ileriye dönük projelerimiz için çok önemli olacak. Bu projede başarılı olmak, Türkiye'nin uzayda daha ileri teknolojilere sahip olmasını ve uluslararası alanda rekabet gücünü artırmasını sağlayacak. DeltaV olarak geliştirdiğimiz hibrit roket motorları, Türkiye'nin uzay teknolojileri alanında bağımsızlığını ve rekabet gücünü artıracak. Bu motorlar Türkiye'de gelişen bir sektör olarak uzay teknolojilerini kullanan diğer firmaların da işine yarayacak ve uzaydaki hareket kabiliyetimizi artıracak. Uzayda çalışacak sistemler geliştirmek, gelecekte Türkiye'nin uzayda daha etkin bir rol almasını sağlayacak. Bu motorlar sayesinde, Türkiye'nin uzay araştırmalarındaki yetkinliği ve teknolojik altyapısı güçlenecek. DeltaV'nin bu alandaki katkıları, uzun vadede ülkemizin ekonomik ve teknolojik kalkınmasına önemli katkı verecek. Bu teknolojiyi dünya pazarına sunarak ekonomik kazanç elde etmeyi ve Türkiye'yi bu alanda gelir payı olan bir ülke konumuna getirmeyi hedefliyoruz."
"Gezeravcı'nın gMetal deneyi önemliydi"
Karabeyoğlu, Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) yaptığı gMetal deneyinin, katı ve hibrit roketlerde ana yakıt veya yakıt katkısı olarak kullanılan metal tozlarını incelemesi bakımından önemine dikkati çekti.
Metal tozlarının yer çekimsiz ortamda verimli şekilde yakılabilmesinin uzay motorları için oldukça önemli olduğunu vurgulayan Karabeyoğlu, "Alper Bey'in gMetal deneyi, yer çekimsiz ortamda bu tür tozların verimli bir şekilde yakılabilmeleri için gerekli bilimsel alt yapıyı oluşturmak amacıyla yapıldı. Yer çekimsiz ortam dünyada da oluşturulabiliyor ama dünyada yapılan bu testlerin süreleri saniyeler, en fazla dakikalar mertebesinde oluyor. Uzay istasyonu çok uzun süreli testlerin yapılabilmesine imkan sağladığı için bilimsel çalışmalar için emsalsiz fırsatlar doğuruyor." dedi.
"Hareket kabiliyetini geliştirmek, uzaydaki varlığımızı güçlendirecek"
Karabeyoğlu, uzayda hareket kabiliyetinin uyduların yer değiştirmesi, bakım ve onarım faaliyetleri gibi operasyonlar için kritik öneme sahip olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Yörünge transfer araçları, uzayda etkin ve verimli hareket etmeyi sağlar. Türkiye'nin uzay hedefleri arasında hareket kabiliyetini geliştirmek, uzaydaki varlığımızı güçlendirecek ve stratejik avantaj sağlayacaktır. Türkiye'nin uzayda belirlediği hedef alanlar içerisine hareket kabiliyetini dahil etmesi, gelecekte uzayda daha etkin ve bağımsız operasyonlar gerçekleştirebilmemizi sağlayacak. Bu, sadece mevcut uydu ve araçlarımızın daha verimli kullanılmasını sağlamakla kalmayıp uzayda yeni fırsatlar ve işbirlikleri yaratmamıza da olanak tanıyacak. Bu teknoloji, uluslararası alanda önemli bir rekabet avantajı sağlayabilir. Uzayda hareket kabiliyeti aynı zamanda uzayda savunma ve harekat sistemlerinin temelini oluşturmaktadır."