Hakkari-Yüksekova sınırında Cilo Dağları'nda yer alan 20 bin yıllık buzullar, doğaseverlerin uğrak mekanı olurken, küresel ve iklim değişikliğiyle gün geçtikçe eriyor. Dünya genelinde etkili olan küresel ısınma ve iklim değişikliği beraberinde riskleri de getiriyor. Bu risklerden biri de buzulların erimesi oldu. Türk Coğrafya Kurumu da iklim değişikliğinin Türkiye'deki buzullarına etkisini gözlemlemek için Hakkari ve Yüksekova Cilo Dağları'nda 5 günlük arazi çalışması yaptı. Coğrafya öğretmenlerinden oluşan kadroyla, 1950 metrelerdeki Yüksekova'da sazlık ve bataklık alanları gezdi, 3 bin 794 metre yüksekliğindeki Sat Dağları'nın buzul göllerini gözlemledi. Daha sonra Cilo Buzul Vadisi'ndeki buzullara ve şelale bölgesine çıkıldı. Kuraklık nedeniyle buzullardaki gerilemeleri yerinde gözleyen ekip, 3 bin 50 metredeki Gelyano Buzul Gölü'nü inceledi. Aktif buzullar, enine buzul çatlakları, erime öncesindeki eski buzuldan geriye kalan buzul çizikleri ve buzul cilalama izlerini gören ekip, yaylalardaki otlaklarda sürü sahiplerinden bilgi aldılar.
Buzulların araştırılması ilk 1948 yılında Sırrı Erinç hoca tarafından yapıldığını diyen Coğrafya Öğretmeni ve araştırmacı Kenan Canan, "O zaman yapılan araştırmada buzulların 4 kilometre mesafede olduğunu tespit etmişti. 2009 yılında araştırmada araştırmada buzulların 1 kilometreye kadar düştüğü tespit etmişleri hocalarımız. En son 5 Temmuz 2021 tarihinde, Türk Coğrafya kurumunun değerli hocalarıyla, 30 kişilik coğrafya ekibi olarak, biz Hakkâri'deki buzulları yerinde inceledik. 5 günlük arazi çalışmamız oldu. Bu arazi çalışması içerinde, bölgedeki doğal yapıyı yerinde inceledik. Ve ne yazık ki şu tabloyla karşılaştık. 70 yıllık süre içerisinde buzulların ciddi anlamada küçülmüş olduğunu gördük. Ve bu şekilde bu hızla bir erime devam ederse belki 15-20-30 yıl sonra belki biz bu buzulları hiç göremeyeceğiz. Bizden sonraki nesiller bu buzullardan haberdar bile olmayacaklardır. Onun için acilen çözümler bulmalıyız. Küresel ısınmanın, iklim değişikliğin belki önüne belki tamamen geçemeyiz ama bireysel olarak her birey neler yapabilir bunun üzerine oturup konuşmak gerekiyor. Küresel ısınmayla, iklim değişikliğinin en büyük etkileri son 4-5 gündür orman yangınlarıyla görebiliyoruz. Bu gerek ülkemizde olsun, gerek yakın komşularımızda olsun ciddi boyutta orman yangınlarını görebiliyoruz. Maalesef buda küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin hangi safa olduğunu diğer bir kanıtıdır" dedi.
Buzullar gün geçtikçe erdiğini söyleyen doğasever Faruk Akbaş, "4 yıl önce tekrar buraya gelmiştim. Geldiğimiz yer tamamen buzuldu. Burada da buzul mağarası vardı. Bugün gördüğüm tablo çok üzücü. Buzulların yarısı yok yok olmuş. Artık iklim değişiyor. Buranın mikro kliması değişiyor. Bilim insanları buraya gelmeli ve bu zararı en aza indirecek şekilde çalışmalar yapılmalı. Çünkü burası sadece basit bir buzul gölünden oluşmuyor. Burası özel bir doğal ortamdır. Buradaki doğal çeşitlerini sürdürmek için çok acil bir şeyler yapmak gerekir. Burası ülkemizin en güzel yeri ve fotoğraf için vazgeçilmez yer. Ülkemizin en ücra köşesinde böyle doğal güzellik keşfedilmeyi bekliyor. Hem doğaseverler için hem de fotoğrafçılar için" ifadelerini kullandı.