"AKP, alıştığımız manada bir siyasi parti değil!?
Bilakis ihvancı geleneğin temsilcisi olan, marjinal içgüdüsel reflekslere sahip,
Hatta parti ifadesinin ötesinde, içeriği ve faaliyetleri itibarıyla her şeyi göze almış
Bir 'Siyasal İslam Örgütü'dür."
Dr. Vecdet Öz
Adalet Partisi Genel Başkanı
...
Tarihin tekerrürü veya 100 yıllık ajandanın tekrardan güncellendiği günleri yaşıyoruz.
Neo Sevr'e akan süreç'te, Atatürk Türkiye'si yağmalanırken,
Anayasa değişirken "erkete"de kim ve/veya kimler vardı!
Ne kadar'ı yerli, ne kadar'ı milli; bu da bir başka ağır roman hikaye!
Sezar öldükten sonra Brütüs de peşinden yolcu edildi.
Bu sebep’ten erken kalkan’ın sattığı bir süreç bu!
Hal böyleyken...
2024 "Cehennem Yaz'ı" bağlamında, son bir yılda "Şeytanın gör dedikleri"...
...
Sahte laik'ler için yol'un sonu?!
Kılıçdaroğlu ve Özel CHP’si?!
BOP'yanbaşı CHP?!
Ak CHP?!
TESEV'ci CHP?!
Sarı CHP?!
Turkuvaz CHP?!
Baykal'a kaset komplosu sonrasında;
"Türkiye'nin laiklik diye bir derdi yoktur" diye açıklama yapıp,
BOP'eşbaşı Gül'ün önünde ceket ilikleyip,
Geçmişe ait tüm değerleri yok sayan,
BOP'a payandalık yapan F'CHP?!
Dersim intikamı peşinde koşan o kafa'nın hakim olduğu CHP?!
AKP'nin her politikasına önden karşı çıkıp, ardından destek çıkan kıblesi şaşmış ak CHP?!
Demem o ki:
Kılıçdaroğlu & Özel CHP'si ile AKP arasında fark var mı; var ise nedir?!
Sözün özü:
Kılıçdaroğlu ve Özel CHP'sinin içine girdiği yol, yol değildir!
Laik, çağdaş, aydınlanmacı Atatürk Türkiyesi'nin yön'ü hiç değildir.
Ak CHP'nin yol'u, Neo Sevr'dir!
...
Ülkenin gerçek gündemi olan;
Derin ekonomik kriz ve çöküş,
Sürekli artan enflasyon ve faiz,
Tarihi bir rekor kırmış olan döviz ve altın fiyatları,
Kuşa dönmüş olan emekli maaşları,
Yüzde 95'i yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren bir toplum yapısı,
Her geçen gün derinleşen sefalet,
Batan dev firmalar,
Açılmamak üzere indirilen kepenkler,
Artan icra-iflas dosyaları,
Bu yüzden artan huzursuzluk ve boşanma davaları,
Artan onur intiharları,
Yok olan tarım ve hayvancılık,
Her geçen gün artan işsizlik,
Din istismarı ve anti laik faaliyetler,
Kahraman ecdada yapılan saygısızlıklar ve hakaretler,
Çökmüş olan diplomasi,
Savaş çığlıkları atan maceracı bir yönetim,
Yunanistan nüfusunu aşmış olan mülteci sorunu ve dolaylı işgal,
Bu nedenle artan kriminal olaylar,
Yüzyılın en büyük rant'ı, talan'ı ve soygun'u,
Milletin vergileriyle sürdürülen saltanat hayatı,
Büyük israf ve ödenen ballı maaşlar karşısında ortalığı ayağa kaldırmak,
Derhal erken seçim istemek yerine,
Yeni CHP'nin yeni Genel Başkanı Özel de ha(z)ci olmuş, sürekli lafı geveliyor, top çeviriyor,
Orda burda eğleniyor!
Sadece Erdoğan'a muhalif olmak yetmez, topyekun BOP'eşbaşlarına muhalif olmak şarttır.
Silkelemezsen, Beştepe'deki düşmez!
Beştepe'deki düşmeden de, TBMM'nin başındaki düşmez!
Netice:
Laik, çağdaş Atatürk Türkiyesi ile sorun'u olan herkes'le bizim de sorunumuz var.
Yüzsüzlük yapıp, laik yürüyüş'ün içine ayak basmaya kalkışan sahte laik'ler,
Sahte Atatürkçü'ler için BOP yol'unun sonu!
Devir, sahte, iliştirilmiş laik'lerin masallarını dinleme devri değil!
Devir, BOP ve/veya Neo Sevr procesine bulaşan güruhu silkeleme devri.
Hal böyleyken...
Özel "İktidar olma" havucu üzerinden, neyi neden yaptığını bilmiyor?!
Gerdeğe girecek damat gibi sabırsız!
Turkuvaz CHP, "Medya maymunu" ruh hali içinde!
Pop vitrin, söylem!
AKP'nin sırtında ne kadar yük var ise hepsini Kılıçdaroğlu & Tekin & Özel üçlüsü CHP'nin tarafına taşıdı!
CHP zaten şu anda ikiye ayrılmış durumda; "Turkuvazcılar", "Öz CHP'liler" diye...
Kurultay'dan sonra asıl kıyamet kopacak!
O halde?!
"Bilinç yarılması"na gerek yok!
"Kazan kazan" oyunu böyle bir oyun!
Hülasa:
"Londra arka planlı" AKP iktidarı, "Neo Sevr" planına
Kılıçdaroğlu & Özel ikilisi üzerinden "meşruiyet"kazandırmaya çalışıyor.
Brexit/AB makas'ı.
Nüans?!
Yeni CHP'nin genel başkanı Özgür Özel ve Kılıçdaroğlu, "İktidar kurultayı" kapsamında:
a. Atatürkçü'lere sırtını döndü.
b. II. Cumhuriyetçiler'i kucakladı.
Hasılı:
Merkez sağ'da olduğu gibi merkez sol'da da özde/sözde ayrımı.
Ezcümle:
Renkli demokrasi'nin odak'taki partisi!
Yeni CHP, "Laik'lik karşıtı eylemler'in odak'ındaki parti" hüviyet'inde.
Neo Sevr çerçevesi'nde, ne kadar yakıcı, yıkıcı yapı var ise hepsi ile ittifak halinde.
Kurultay, adeta Özgür Özel'in yeniden taç giymesi için düzenleniyor.
Sanırım, Özgür Özel ve kadrosuna dış odaklardan verilen görev;
"Hızlı muhalefet yapar gibi görün ama iktidara niyetlenme" şeklinde.
Çünkü, ne Özel de ne de CHP'de "erken seçim ve/veya iktidar olma" gibi dert yok!?
Mevcut sistem Batı açısından iyi çalışıyor.
Türkiye, iyi bir pazardır.
Batı, bu sistemin değişmesini elbet istemiyor.
CHP, sistemin payandası olarak vardır.
Kendi solundaki muhalefeti toparlamak ve etkisizleştirmek için vardır.
Sistemi değiştirmek isteyen partilerin iktidara yürümesinin önündeki engeldir.
İktidar olmak isteyen partinin siyasi çizgisi, ideolojisi olur.
Bu ideolojiye uygun bir iktidar programı hazırlar.
Bu programa uygun kadrolar yetiştirir.
İktidara gelince neyi nasıl yapacağını, hangi sorunu nasıl çözeceğini önceden halka anlatır.
CHP'de bunların hiçbiri yok.
2008 yılında Baykal döneminde yapılmış ve rafa kaldırılmış bir program var.
Yenisi yok?!
Temel konularda ne politikası, ne iktidar hazırlığı var.
Bütün ısrarlara rağmen 12 yıldır yeni bir program kurultayı yapmadılar!?
İktidara gelince neyi nasıl yapacağını bilmeyen bir partiye vatandaş oy verir mi?!
CHP her seçimde 130 kadar vatandaşı milletvekili yapan,
Seçim öncelerinde adaylardan okkalı gelirler sağlayan,
Karşılığında adaylara ömür boyu ballı emeklilik ve sağlık güvencesi umudu satan bir ticari kuruluştur.
Her seçimde kadroların yarısı değişir..
Değişir ki, yeni adayları cezbedecek sayıda yer açılsın, adaylığa ilgi çoğalsın.
Gelirler büyüsün...
CHP'nin Ayasofya konusundaki tavrı da çok zavallı!?
AKP'nin kendilerini çekmek istediği tartışmalara girmeyerek, oyunu boşa çıkardıklarını söylüyorlar.
Tartışmaya girerlerse, onlara "dinsiz"diyeceklermiş.
"Cami düşmanı" diyeceklermiş.
Bu ne demek?!
Demek ki, kendilerini halka anlatamıyorlar.
Demek ki, karşı taraf hangi çamuru atarsa altında kalıyorlar.
Bu bir acizlik beyanı...
Üstelik onlara "dinsiz" ve "cami düşmanı" diyen yine diyor.
Bence esas sebep muhtemelen daha başka?!
Bence AKP'nin politikalarını için için onaylıyorlar.
Sistemin devamına katkıda bulunuyorlar.
"Aman bize dinsiz demesinler" argümanı ise pasifliğin bahanesi...
Kılıçdaroğlu; "Yeni CHP kuruyorum" diye partinin Atatürkçü, laik özünü boşalttı.
Atatürkçü kadroları tasfiye etti ama yeni bir oluşum sağlayamadı.
Başka?!
CHP'lilerin Babacan ve Davutoğlu ile kavga etmesini ise anlamıyorum.
Bırakın onlarla AKP uğraşsın, AKP adına siz neden kavga ediyorsunuz?!
...
Soru:
Erken seçim olur mu?!
Bence, Yeniçağ Yazarı Arslan Bulut'un yazısındaki şu satırları dikkat çekici.
Diyor ki:
"Aslında herkes bekçi yasası, barolar, Ayasofya ve sosyal medyanın sınırlanması gibi çalışmaların
Çok daha büyük bir projenin hazırlığı olduğunu biliyor.
Türkiye adım adım Türk devletini sona erdirecek büyük bir darbeye doğru gidiyor..."
Birinci cümleye katılıyorum.
Büyük bir projenin hazırlığı var.
Bu bizi nereye götürür onu bilemem.
Seçimsiz bir rejime mi götürür?!
Seçim zamanı kendimizi bir takım savaşların içinde mi buluruz, onu da bilemem.
Çünkü dört bir yanda cephe açtık.
Önümüzdeki seçimi konuşmak yerine günlük gelişmelere odaklanmalıyız.
2002-2010 arası AKP'ye omuz vermiş, Ergenekon ve Balyoz davalarına amigoluk yapmış,
Atatürk'ü karalamış, laiklerle laikçi diye dalga geçmiş,
AKP'yi demokrat diye yutturmaya çalışmış ne kadar "ikinci cumhuriyetçi", "yetmez ama evetçi" varsa,
Şimdi muhalefet safına geçmiş, kendini meşrulaştırmaya çalışıyor.
Nitekim...
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettikten sonra mecburen,
Danışıklı olarak CHP Genel Başkanlığı'nı Özgür Özel'e bıraktı?!
Bu 'Genel Başkanlık' değişiminden önce
Kılıçdaroğlu'nun tarihe geçecek stratejik hatalarının sadece ve sadece küçük bir kısmını
Kaleme alıp, tarihe not düşmek elzem.
Öncelikle...
CHP artık, Akepeli'lerin dillendirdiği "Yeni Türkiye" gibi, "Yeni CHP" oldu.
Bu yeni CHP'nin yaptıklarını kısaca analiz edecek olursak;
Taraf gazetesinin kurucuları ve fikir babaları olan Altan'lara Parti'nin kapısını açması ve alkışlatması,
İlk akla gelen..
Ordu ve Türklük karşıtı bu aktörlere, CHP'nin Başkanı'nın sahip çıkması,
YeniCehepe'nin anlamlandırılması için önemlidir?!
Tarihi bir hata!
Bir başka hata, öyle bir hata ki; 'Cumhuriyet Karşıtı' İhsanoğlu'nun soyu olan Ekmeleddin İhsanoğlu'nun,
Atatürk'ün partisinden aday yapılması!
Bu adaylık sürecinin derinlerine girip analiz yapmak isterim.
Fakat bu komplo teorisi olarak nitelendirilmeyeaçık hale gelir.
Ama dünya tarihinde Cumhurbaşkanı adayı olan birisi, daha sonraki seçimde rakibine oy vermiştir.
Bu kişi, "Ekmek için Ekmeleddin İhsanoğlu"dur!
Bu büyük stratejinin, dehanın fikir babası ise Taha Akyol ve Kılıçdaroğlu'dur.
Ayrıca, "Gel Muharrem"i unutmadık.
23 Nisan Şiiri için ilkokul talebesi çağırır gibi, Cumhurbaşkanı adayını çağırması,
Seçilemeyeceğini bilmesine rağmen aday olması, tarihi hatalarının sadece binde biridir.
Bununla beraber, Gülen Cemaatine yakın adamların partiye alınması,
'Siyaset dehası' Kılıçdaroğlu'nun hataları değil, bilerek yaptığı yanlışlardır.
Kılıçdaroğlu'nu ele aldıktan sonra Yeni Genel Başkanı,
(Lideri değil) 'Lider' vasıfları tıpkı Kılıçdaroğlu gibi olmayan Özgür Özel'e baktığımızda,
Çok derin analizlere gerek kalmayacak şekilde, otoritesi olmayan,
Liderlik vasıfları sıfıra yakın, emanetçi gibi duran bir siyasi zerre!?
Bununla beraber en mutlu olduğu an, AKP Genel Başkanı'nı gördüğü zaman
Yüzünde güller açması, bayramlık çocuk gibi mutlu olması?!
Bu Genel Başkan, neden muhatabına 22 yılda olan olumsuz değişimlerin hesabını sormaz da, pişmiş kelle gibi sırıtır?!
Misal, en başta stratejik öneme sahip şirketlerin neden satıldığını sormaz?!
Neden en önemli Türk ekonomik kaynakların neoliberal politikalara kurban edilip,
İleride Türk Milleti'nin elinin kolunun bağlandığını sormaz?!
Sorma kabiliyeti mi yok?!
Yoksa cesareti mi yok?!
Ya da, en azından; "özelleştirilen kamu mallarını Türk Milleti için tekrar ele geçirip, alacağım" demez?!
Yoksa, o’nu "o koltuğa oturtan sistem"den mi çekiniyor?!
Netice:
Türkiye'yi yönetmeye aday olan siyasi aktörler; yetersizlikleri, eksiklikleri ve liderlik vasıflarının olmayışı ile birlikte,
AKP'yi zor duruma sokup, siyaset arenasından atacak bir görüntü vermiyorlar.
Bununla beraber Türk Milleti, en sonunda, "karaca kızıl günde" sıkıştığı günde;
Kendi mekanizmasını kuracak alt yapıya, bilgi ve birikime haizdir.
Sadece olayları ve olguları takip etmektedir.
Tekrar önemle hatırlatmak isterim ki:
19 Mayıs'ta Samsun'a çıkan meçhul'e adım atmadı, neyi neden yaptığını biliyordu!
Aynen Çanakkale'de olduğu gibi.
19 Mayıs 1919, basit bir tarih değildir.
Sadece "Türk Milleti" için değil, "İnsanlık" için atılmış büyük bir adımdır.
O adım'ın ardından, 23 Nisan 1920 tarih'i geldi.
"Laik" Dünya'nın çivi'si 29 Ekim 1923'te Anadolu'da çakıldı.
Bugün'ün hikayesi geçmişte yazıldı ise;
2024 Cehennem Yaz’ı bağlamında, küresel aksta ortak çıkar:
Yeniden Atatürk!
Yeniden Laik Türkiye!
Yeniden Çağdaş Türkiye!
Ezcümle:
Atatürk'ün "Gençliğe Hitabe"si, bir "duvar süsü"değil "Erken Uyarı Sistemi"dir!