Hani sayın İçişleri Bakanı ile Anayasa Mahkemesi Başkanı arasındaki FETÖ'cülük üzerine gelişen polemik üzerine yazdık ya...(Ngazete.com/ "tuzun kokması"...) Tabii olarak ve de eşyanın tabiatına uygun olarak ortalıkta "tık" yok...
Aslında Fetö ve Fetöcü kovalayanlar ve bununla övünenler (...ve böylesi bir iddianın binde biri kadar bahanelerle insanları "iltisaklı" sihirli kelimesine sığınarak içeri tıkıp cezalar kesenler) devletin bir bakanınca "aldığı yüz polisink kırk birinin Fetöcü olduğu" iddiasıyla ilgili korkunç ve vahim suçlamaya kulaklarını tıkadılar.
Meczupluğu, alimliği, mürşidliği(kimin) müridliği (kime) velhasıl irşadı BENCE TARTIŞMALI hocaefendi Cübbeli'nin söylediğini ciddiye alıp ifadeye çağıranlar (hassas-!-) meslektaşlarımız, acaba koskoca bir bakanı cübbeli efendi kadar bile neden ciddiye almadılar? Bu da bir komedi ya...cübbeli " iyi polis", selefiler kötü polis"...ya da dram ötesi...Allah'ım nerelere geldik dedirtesi...
Her ne hal ise.konuya dönelim. Sayın Bakanın içinde bu şüpheyle yaşaması imkansızdır. Kaldi ki söyledikleri şüpheye değil, devlete dair bilgi ve istihbarata dayanıyor.
Ancak, bu bilgi ve istihbarat kovalanacak olursa Zühtü Beyin AYM'ye geliş süreci ve daha da ötesi Akademi Başkanlığına getirilişi/gelişi de sorgulanır. Sayın Soylu tehevvürle ve sonucu düşünülmeden/kızgınlıkla ifade olunan bir beyanla Fetö'nün siyasi ayağına mi dokunmuş oldu? "Söz ağzınızdan çıkana kadar sizin esirinizdir; söz ağızdan çıktıktan sonra siz sözün esirisiniz demektir." (Kelile ve Dimne)
Arkadaşım bugün de AYM kapatılsın demeye getirdi.( :)öyle demedi tabii ki, gözden geçirilsin,yeniden yapılandırılsın filan gibi...)
Bir de şu arz ettiğimiz konuya bakar olsalar!...