Ukrayna’nın başkenti Kiev’deki insan hakları merkezi Zmina’nın müdürü Tetyana Peçonçik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in stratejisini kendilerini birkaç günde yenmek üzerine kurduğunu ancak başaramadığını savunarak Ukrayna halkının bütünleştiğini ve hayatta kalmanın yolunu bulduğunu ifade etti.
Peçonçik bunun üzerine Rusların daha çok korku salmak için okul ve hastaneler dahil sivil alanları bombalamaya başladığının altını çizdi.
Peçoncik pazartesi günü, gönüllülerin ayarladığı bir araçla Kiev’i terk etmiş. Yollar boşmuş, kontrol noktalarında uzun kuyruklar havada askeri uçaklar varmış. Binalar zarar görmüş veya yıkılmış.
Britanya’da yayınlanan Guardian gazetesi için bir yazı kaleme alan Peçonçik, Kırım ve Donbas’ın işgalinden sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ‘çılgın’ olduğundan şüphesi kalmadığını vurguladı.
‘Direndiğimiz için nefret ediyor’
Tüm Avrupa ve yerküre için bir felaket olabilecek bu işgal söz konusu olduğunda ise Putin’in ‘kafasında az da olsa mantıklı düşünme yetisi kaldığını’ umduğunu belirten aktivist şöyle devam etti:
“Ama yine de oldu. Bizler kızgın ve şoktayız. Bunu asla affetmeyeceğiz. Putin hep Ruslar, Ukraynalılar ve Belarusluların kardeş olduğunu söylerdi. Ama şimdi onu dinlerken Ukrayna devleti ve haklından ne kadar derinden nefret ettiğini görüyoruz.
Bizden nefret ediyor çünkü ona direndik ve kendi ülkemizi yeniden inşa etmeye çalıştık. Hala da çalışıyoruz. Sokaklarda tankları durdurmaya çalışan silahsız insanlar var. Protesto ediyoruz ve çok ağır bir bedel ödüyoruz. Bunu yaparken çoğu güzel insanımız öldürülecek.
En mükemmel şey halk arasındaki dayanışma. Yüksek katlı apatmanımda geçen perşembe günü patlama sesleriyle uyanınca korktum ve birkaç gün kentteki durum kötüleşince banyoda yattım. İstasyonlarda insanlar yemeklerini bölüşüyor. Projektörlerle çocuklar için oyunlar sergiliyor, onlarla oyun oyunuyor. Çocuk çocuktur hayatın normal akışına dair şeylere ihtiyaç duyar.
Her şeye koşan gönüllüler var. Metroların bir kısmı hala çalışıyor. İnsanlar tanklara karşı bariyeler oluşturuyor. Gıda ve başka ürünleri tedarik ederek kentte hayatın akışının sürmesi için çalışıyorlar.”
‘Hiçbir yer güvenli değil’
Rusya’nın savaş kurallarını ihlal ederek sivilleri öldürdüğünü, son veriye göre 14’ü çocuk 352 siviln hayatını kaybettiğini anlatan Peçonçik, Kiev’i terk etmeyi seçmiş.
İşgal öncesinde Rusların öldürmeyi veya kamplara yollamayı planladığı gazeteci ve aktivistlerin listesini hazırladığını öne süren Peçonçik, ülkenin kuzeybatısındaki Rivne’ye gitmiş ancak kendisini yine de güvende hissetmemiş. Ona göre Putin durdurulana kadar ülkenin hiçbir yeri gerçek anlamda güvenli değil.
‘Yeni Hitler gibi’
Dökülen kanın ve işlenen suçların durdurlmasını isteyen Peçonçik, bazen kötü bir rüya gördüğünü sandığını ancak öyle olmadığının altını çizerek yazısını şu sözlerle tamamladı:
“Savaşıyoruz ama desteğe ihtiyacımız var. Batılı her hükümeti Putin’i durduracak adımları atmaya çağırıyoruz. Uçuşa yasak bölge istiyoruz. Üstümüze bomba yağarken kendimizi savunamayız. Bütün Rus bankalarının swift sisteminden çıkarılmasını istiyoruz. Belarus bankalarının da. Putin’in arkasında duran finansal sistem çökmeli. Batılı iş çevreleri Rusya ve Belarus’la ticareti kesmeli. Bütün şirketler bu ülkelerdeki ofislerini kapatmalı. Rusya aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de dışında bırakılmalı.
Birleşmiş Milletler 2’nci Dünya Savaşını durduramayan Uluslar Ligi değilse bir saldırganın eylemlerini bloke etmesine izin vermemeli.
Kiev’den ayrıldıktan sonra yolda düşündüğüm tek şey, bu yaşananların Rusya’nın şu anki durumunun sonunun gelmesini sağlayacağına inanmamız gerektiğiydi. Putin’in medyayı ve sivil toplumu yok ettiği alanlarda olumlu yönde dönüşüm için mücadele etmeliyiz. Yeni Hitler gibi ülkeleri işgal ettiği noktada direnmeliyiz. Bunu, diğer Batılı ülkeler ‘derin üzüntü içinde ve kaygılı olduklarını’ söyleyip hiçbir şey yapmazken yapmak zorundayız. Bu koşullar altında demokrasimizi savunuyoruz ve en ağır bedeli ödüyoruz.