Economyfirst Limited London Direktörü Klaus Jürgens'in moderatörlüğündeki panelde Pakistan Milli Savunma Üniversitesi Barış ve Çatışma Çalışmaları bölümünde Dr. Maria Saifuddin Effendi, Kosova New Social Initiative İcra Direktörü Jovana Radosavljevic, Alman Uluslararası ve Güvenlik İlişkileri Enstitüsünden Türkiye/CATS Araştırmacısı Dr. Daria Isachenko ve Atlantic Council Türkiye Kıdemli Üyesi Dr. Yevgeniya Gaber birer konuşma yaptı.
Panel öncesinde "Liderlik ve Teknoloji" başlıklı bölümde bir sunum yapan filozof ve yazar Anders Indset, dünyanın dinamik olduğunu ve geçmişe göre gelişim gösterdiğini ancak artık insanlığın varoluşuna karşı tehditlerin de bulunduğunu belirtti.
Indset, teknolojiyle insanlarını refahını artırmanın ve jeopolitik gerilimleri azaltmanın yollarının aranması gerektiğine işaret ederek, ortak bir zeminde buluşulması gerektiğini dile getirdi.
Ekonominin toplumların işletim sistemi gibi olduğunu belirten Indset, ekoloji ve ekonomiyle dünyayı daha iyi bir yer haline getirebileceklerini söyledi.
Indset, yapay zeka ve kuantuma dair teknolojik gelişmelerden de bahsederek, tüketimin azaltılmasına ve döngüsel ekonomiye ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Teknolojinin olumlu unsurlarının ortaya çıkarılmasıyla tüm sorunlarla başa çıkılabileceğine işaret eden Indset, insanlığın sahip olduğu tek şeyin pozitif ilerleme olduğunu kaydetti.
"Dünyada hiç kimse bir çocuğu öldürmez"
Pakistan Milli Savunma Üniversitesinden Dr. Effendi de panelde, terörle mücadele kapsamında 2001'den bu yana ABD ve NATO müttefiklerinin çalışmaları olduğunu anımsatarak, bu mücadeleler kapsamında altyapı maliyetlerine dair bilgileri paylaştı.
Çatışma açısından Orta Doğu'da ciddi problemler olduğuna, yeni ortaya çıkan zorluklardan birinin çatışma ve savaşların değişen dinamiği olduğunu söyleyen Effendi, "(İsrail-Hamas çatışması) Bu İsrail, Hamas değil de İsrail'le Filistin halkı arasında bir savaş gibi görünüyor. Dünyada hiç kimse bir çocuğu öldürmez. Benim için çocuklar herhangi bir ülkeye, herhangi bir dine ya da ırksal gruba ait değildir." dedi.
Effendi, dünyadaki her çocuğun yaşama hakkı olduğunu, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukun hiçbir şekilde orantısız savaşı önleyemediğini vurgulayarak, "Geçtiğimiz 1 ay işlenen savaş suçlarını engellemede yeterli olmadı." ifadesini kullandı.
Müzakerelerde tarafların istekli ve ilkeli olması gerek
New Social Initiative'den Radosavljevic, krizlerde bir anlaşma sağlanması için tarafların istekli olması gerektiğini kaydederek, bu sağlanmadığı takdirde çeşitli bölgesel ve uluslararası aktörlerle örgütlerin teşvik konusunda devreye girebileceğini söyledi.
Radosavljevic, müzakere eden tarafların ilkeleri olması gerektiğini aktararak, yerel aktörlerin söylemlerinin de önem arz ettiğini ve dinlenmesi gerektiğini ifade etti.
Bu süreçlerde bilgi manipülasyonuna da dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Radosavljevic, bazı aktörlerin siyasi gündemlerini ilerletmek amacıyla bunu bir araç olarak kullandıklarının altını çizdi.
Alman Uluslararası ve Güvenlik İlişkileri Enstitüsünden Dr. Isachenko da artık eski ve yeni tehditlerin birlikte var olduğunu anlatarak, uluslararası normların güç dengeleri sonucu meydana geldiğini vurguladı.
Isachenko, belirsizlik çağında olunduğuna dikkati çekerek, "Brezilya, Hindistan, Endonezya, Güney Amerika, Türkiye'ye bir ilginin arttığını söyleyebiliriz. Küresel devletler olarak adlandırılıyor. Bir buçuk sene önce bu ülkeler bu şekilde adlandırılmıyordu çünkü farklı bir yöntem izleniyordu. Burada bu devletler küresel bir boyuta geçti. Devletler, uluslararası açıdan baktığımızda geleceğin ve dünya düzeninin nasıl olacağı konusunda belirleyici olacaklar." ifadelerini kullandı.
Isachenko, küresel belirsizliklerin güç dengesini de değiştirdiğine ve uluslararası normların güç dengesinin sonucunda oluştuğuna işaret ederek, gücün ve hakkın birlikte var olup olmamasının modern çatışmalarda kendini gösterdiğine dikkati çekti.
Savaşlar dezenformasyon ve propaganda kampanyalarıyla başlıyor
Atlantic Council'dan Dr. Gaber, modern çağlarda hibrit tehditlerin oldukça fazla olduğunu vurgulayarak, sorunlara hızlı çözümler yerine adil çözümler bulunması gerektiğini, böylece sürdürülebilir barışa ulaşılabileceğini ifade etti.
Gaber, savaşların çok büyük dezenformasyon ve propaganda kampanyalarıyla başladığına dikkati çekerek, her şeyin manipüle edilebildiğini ve araçsallaştırıldığını söyledi.
Her ülkenin zayıf yönlerini bilmesi ve güçlendirmesi gerektiğini vurgulayan Gaber, aksi takdirde bunların dış aktörler tarafından araç olarak kullanılabileceğini ifade etti.
Gaber, tek bir kaynağa bağlı kalınmaması ve kaynakların çeşitlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, yumuşak güç ve hibrit tehditlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini çünkü bunun sonucunda sert güç kullanılabileceğini söyledi.