Uluslararası Türk Askeri Eğitim Ve Öğretim Tarihi Sempozyumu İstanbul'da Gerçekleştirildi

Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, "MSÜ olarak amacımız 2 bin 200 yıllık Türk tarihi ve kültüründen gelen bilgilerle ve kültürle hareket edip öğrencilerimizi bu hedef doğrultusunda yetiştirmektir." dedi

 MSÜ ve Türk Tarih Kurumu iş birliğiyle MSÜ Fatih Harp Tarihi Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen "Uluslararası Türk Askeri Eğitim ve Öğretim Tarihi Sempozyumu", üniversitenin Beşiktaş'taki Yenilevent yerleşkesinde yapıldı.

Sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Kara Harp Okulu Dekanı Prof. Dr. Gültekin Yıldız da katıldı.

Sempozyumun açılışında konuşan Afyoncu, askeri eğitim konusunda birçok yazma, yazı, makale ve kitap çıkarıldığını ancak ilk defa askeri eğitim temalı sempozyum düzenlendiğini söyledi.

Tarihçilerin Cumhuriyetin başından bu yana kurulmuş güçlü bir kurumu olduğunu aktaran Afyoncu, "Ama maalesef bu kurum istediğimiz ölçüde çalışmıyor. Birol Hoca gayret ediyor. Bünyamin Kocaoğlu hocamıza ve Fatih Harp Tarihi Araştırma Enstitüsü öğretim elemanlarına teşekkür ediyorum. 2 gün sürecek sempozyumda, uzun süreden beri yüz yüze gelemiyorduk vesile oldu, 2200 yıllık Türk tarihinin değişik dönemlerdeki askeri eğitim tarihinin değişik dönemlerine ait bir çok tebliğ sunulacak." dedi.

MSÜ'nün en genç askeri eğitim kurumu olduğuna değinen Afyoncu, "Hepinizin bildiği gibi 15 Temmuz dünya tarihinin en büyük ihanet hareketinden sonra kuruldu." diye konuştu.

"Neyin ne olduğunu gördük"

MSÜ Rektörlüğüne 4 Ekim 2016'da Marmara Üniversitesi Öğretim Üyeliğinden atandığını aktaran Afyoncu, şöyle devam etti:

"Yeni kurulan bir üniversitede kurucu rektörlük nasip oldu. Rahmetli Halil İnancık'ın bir sözünü okumuştum. 'Hayatım boyunca hiçbir idareciliğe bulaşmadım' diyordu. Hep niyetim buydu. Büyük bir ihanete rastlamışsınız, 70'li yıllardan bu yana askeri okullara eleman yerleştirilmiş ve bunlar 15 Temmuz'da ülkeyi ele geçirmeye kalkmışlar. Bütün askeri eğitim kurumları sallanmış, yapı tamamen ele geçmiş, içinde kim olumlu kim olumsuz bilmiyorsunuz. Katılanlar o gün atıldı ancak içeride halen bir sürü FETÖ elemanı vardı ve bu askeri eğitim kurumları eskiden parça parçaydı. İlk defa burada hem büyük travmadan sonra üniversitemiz kuruldu, hem de bütün askeri eğitim kurumları bir araya getirildi. Ben atandıktan sonra askeri okulları gezmeye başladım. Askeri liseleri gezdim. Bu gezmenin büyük bir faydası oldu. Neyin ne olduğunu gördük ve birçok kurumu kendi elimizde tuttuk. İlk verdiğim kararlardan bir tanesi eğitim öğretimin başlaması lazımdı. Aradan 31 Ekim'de biz burada 126 tane dost ve kardeş ülkeden öğrencimizin eğitime başladık."

MSÜ'nün işleyişi hakkında bilgiler veren Afyoncu, bütün eğitim kurumlarının tek bir çatı altında toplandığını kaydetti.

Afyoncu, "İlk sene 126 dost ve kardeş ülkelerden 2017 de bin 118 Türk öğrenci mezun oldu. 24 değişik ülkeden öğrencilerimiz var. MSÜ kuruluşunun ardından 2 sene içinde okulların tamamında eğitim ve öğretime başladı. 5. yılın sonunda ise harp okullarının birinci sınıflarına aldığı öğrencileri 4 yıllık eğitimin sonunda mezun etti. MSÜ olarak amacımız 2 bin 200 yıllık Türk tarihi ve kültüründen gelen bilgilerle ve kültürle hareket edip öğrencilerimizi bu hedef doğrultusunda yetiştirmektir." diye konuştu.

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin de üniversite ile ilk defa bu çalışmaları yapmadıklarını, pandemi dolayısıyla ara vermek durumunda kaldıklarını belirterek, mayıs ayında uluslararası güzel bir çalışmalarının daha olacağını kaydetti.

Çetin, sempozyum içeriğine bakıldığında askeri alanda tüm eğitimler, programlar ve içeriklerle devam edeceğini, tarihsel olarak nereye gelindiğinin de görüleceğini söyledi.

"Neyi koruyacağımızı şaşırmış durumdayız"

"Bugün maalesef neyi koruyacağımızı şaşırmış durumdayız." diyen Çetin, şöyle devam etti:

"En son pandemide sağlığımızın ne kadar önemli olduğunu gördük. Mülteci sorunuyla düşmandan ziyade sınırları başka şekilde de korumamız gerektiğini de gördük. Biyolojik terör diye bir konuyla karşı karşıyayız. Eğitimimizi şekillendirirken de geleceğimize bakarak, Hz. Ali'nin bir sözü var çocukların yetiştirilmesiyle ilgili. Onların gelecek şartlara göre yetiştirmenin önemli olduğunu bize hatırlatmış. Askeri eğitimde de yeni konseptlerin, yeni teknolojilere göre bir eğitim içeriği hazırlamamız gerekiyor. Bunları bir çırpıda konuşmak kolay değil ama; o kadar uç örnek ve konular okuyorum ki, mesela güvendiğiniz, kullandığımız paralar tehlikede. Yeni bir para ortaya çıktı. Dolayısıyla belki paramızı da korumamız gerekecek. Hatta daha ileri uç örneklerde çocuklarımızın artık cinsiyetini korumak dönemde kaldığımız bir dönemdeyiz. Güvenlik sorunu, yaşadığımız, içinde bulunduğumuz dönemde eskisinden daha fazla önem kazanmaya başladı. Milli bilincimizi, milli ruhumuzu, mücadele azmimizi... Bunları da yaşatmamız lazım."

Sadece tarihi konuları, kronolojik olarak öğretmenin yetersiz olduğunu da aktaran Çetin, "Yeni nesillere, çocuklara bu ruhu vermemiz lazım. Teknoloji tamam, eski dönemlerin bilgileri de tamam var ama bu güne neler taşıyabiliriz, burada milli mücadele ruhuna tekrar nasıl kavuşabiliriz, bunları da konuşmamız lazım." dedi.

Sempozyum öncesinde Afyoncu ve diğer ziyaretçiler 1867'den 1977 yılına kadar askeri diplomaların yer aldığı "Haluk Perk Askeri Diplomalar Sergisi"ni de gezdi.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri