Türkiye'nin ekonomik gidişatı, uluslararası finans piyasaların da endişe ile karşılanıyor.
Türkiye'de ekonomiyi yönetenlerin faizleri artırmayı reddederken kur korumalı mevduat (KKM) gibi yüksek maliyetli araçlarla TL'yi desteklemeye çalıştışması gelecek dönemde krize neden olabilir.
KKM ve benzeri önlemlerin ancak Türkiye'nin cari fazla vermesi durumunda işe yarayabileceği uzmanlar tarafından dile getirilirken, Türkiye’de cari fazlasının ise nadiren görüldüğü ve Dış finansman açığı varsa eninde sonunda bu sistemin çökeceği vurgulanıyor.
Yabancıların yatırımlarını çekmesi Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde tırmanan mali krizi şiddetlendirme riski de taşıyor.
Bu duruma örnek vermek gerekirse son üç ayda Sri Lanka devlet borcunu temerrüde düşürdü; Bangladeş ve Pakistan, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) kapısını çaldı.
Öte yandan, Son 5 ayda riskli olarak görüldükleri için gelişmekte olan ülkelerden 38 milyar doların çıktığına dikkat çeken Financial Times gazetesine konuşan Absolute Strategy Research ekonomisti Adam Wolfe, “Endişe duyulan tek büyük gelişmekte olan ülke Türkiye çünkü lirayı desteklemek için alınan önlemlerin maliyeti çok yüksek. Dış finansman ihtiyacı olursa bu sistemler bozulur” dedi.
Haberde görüşlerine yer verilen Absolute Strategy Research'te gelişmekte olan ülkeler birimi ekonomisti Adam Wolfe, büyük gelişmekte olan ekonomiler içinde tek endişe duyulan ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, “Hükümet faiz oranlarını artırmayı reddederken lirayı desteklemek için aldığı önlemlerin maliyeti çok yüksek çünkü yerel mevduat sahiplerine para birimine bağlı kalmanın değer kaybı maliyetini ödemeyi (kur korumalı mevduat) vadediyor” dedi.
Bu tür önlemlerin ancak Türkiye cari fazla verdiği sürece işe yarayabileceğine ancak bunun da nadir görülen bir durum olduğuna dikkat çeken Wolfe, "Eğer dış finansmana ihtiyaç duyulursa, eninde sonunda bu sistemler bozulacaktır" değerlendirmesinde bulundu,