Uruguay'ın efsane golcülerinden Diego Forlan, Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin futbol oynadığı dönemde kendisiyle ilgilendiğini ancak Türkiye'ye transferinin gerçekleşmediğini söyledi.
İspanya 1. Futbol Ligi'nin (LaLiga) dünyadaki elçilerinden biri olan Diego Forlan, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Futbol oynadığı dönemde adı Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe ile sık sık anılan Forlan, "Evet bu yönde haberler vardı. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın bana ilgisi oldu. Hep konuşuldu ama hiçbir zaman resmi bir teklif almadım. Türk Ligi çok büyük rekabetin yaşandığı, zor bir lig. Taraftarlar çok fanatik. Biz Güney Amerikalılar gibi futboldan keyif alıyorlar. Böylece çok tatlı bir rekabet oluşuyor. Türkiye'de üç tane çok büyük kulüp var ve herhangi birinde futbol oynamak çok güzel olabilirdi." ifadelerini kullandı.
Uruguaylı futbol adamı, "2011'de Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu Beşiktaş'a transferin için Madrid'e gelmişti. Atletico Madrid Başkanı ile de görüşmüşlerdi. O günlerde Beşiktaş'a transfer olmaya yakın mıydın?" sorusuna ise, "Evet hatırlıyorum. Sanırım o dönemde Simao da Beşiktaş'taydı. Sadece benim için değil, genel anlamda Madrid'e gelinmişti. Madrid'de benimle bir toplantı gerçekleştirmek istediklerini biliyordum. Beşiktaş'ın bir parçası olmam ve Beşiktaş'a transferimi konuşmak istiyorlardı. Ama olmadı." yanıtını verdi.
Forlan, "Eğer bir imkan olsaydı, Luganolu Fenerbahçe mi? Musleralı Galatasaray mı? Yoksa yakın arkadaşın Simaolu Beşiktaş'ta mı oynamak isterdin?" sorusunu ise, "Hayır, seçmemeyi tercih ediyorum. Böylece hiçbir takımla kötü bir duruma düşmem. Çünkü hepsinin çok büyük taraftarları var. Türkiye'de futbol oynama fırsatım olmadı ama kim bilir belki bir gün bu kulüplerden birinin teknik direktörlüğünü yapabilirim. Çok iyi biliyorum ki hepsinin çok büyük taraftar kitleleri var ve aralarında çok büyük rekabet bulunuyor." şeklinde yanıtladı.
"Muslera'nın Galatasaray'da neden yaşayan bir efsane olduğunu anlıyorum"
Son olarak ülkesinin takımlarından Penarol'deki teknik direktörlük görevinden ayrılan Forlan, Süper Lig maçlarını Uruguay'da canlı izleyemediğini ancak zaman zaman skorları takip edebildiğini belirterek, "Ama kuşkusuz büyük maçlar, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş arasında oynana derbiler her zaman izlemesi ilginç olan maçlar. Ayrıca Uruguaylı oyuncular hakkında çıkan haberleri takip ediyorum. Örneğin Nando (Muslera) uzun bir sakatlıktan geri döndü ve yine çok iyi performanslar ortaya koymaya başladı. Bu yüzden çok mutluyum. Nando'yu küçüklüğünden beri tanıyorum. Çok iyi bir insan, çok iyi bir profesyonel ve çok büyük bir kaleci. Galatasaray'da çok uzun zamandır oynuyor. Muslera'nın Galatasaray'da neden yaşayan bir efsane olduğunu anlıyorum. Çok büyük bir kaleci, çok kaliteli performanslar sergiledi ve buna devam edeceğine eminim. Çok fazla kupa kaldırdı ve birçok kupa daha kaldırma fırsatına sahip olduğunu düşünüyorum. Galatasaray'da çok sevildiğini de biliyorum. Gerçeği söylemek gerekirse bir Uruguaylı'nın kendi ülkesinin dışında bu kadar sevilmesi çok gurur verici." şeklinde konuştu.
Muslera ile Uruguay Milli Takımı'nda çok güzel günler yaşadıklarını aktaran 41 yaşındaki eski futbolcu, "Özellikle 2010 Dünya Kupası'ndaki Gana maçı çok fazla duyguyu barındırıyordu. Nando, iki tane penaltıyı çok iyi kurtarmayı başarmıştı. Sonrasında Kupa Amerika'daki (Copa America) Arjantin maçında da çok iyi performans göstermişti. Doğal olarak kötü anlarımız da oldu. Ama tabii ki akılda kalanlar en tatlı, en güzel anılar oluyor. Ve böylece bu röportaj vasıtasıyla Nando'ya da selamlarımı iletmek isterim. Zaten hep iletişimde olduğum birisi. Sahalara döndüğü ve sağlıklı olduğu için çok mutluyum. Uzun yıllar hem Galatasaray'ın hem de milli takımın kalesini koruyacağına eminim." değerlendirmesinde bulundu.
"Tenisçi olsaydım Nadal'a benzerdim. O da büyük bir savaşçı"
Küçük yaşlarda tenisi de çok sevdiğini ve uzun süre tenis ve futbol yaşantısını birlikte sürdürdüğünü kaydeden Diego Forlan, "Küçükken çok fazla tenis oynardım. Gerçekten çok sevdiğim bir spor. Futbolla birlikte oynardım. Ancak belirli bir noktada bir tercih yapmam gerekti. Futbolu tercih ettiğimde 14-15 yaşındaydım. O dönemde tenis lehine karar verseydim, profesyonel bir tenisçi olup olmayacağımı şu an bilemem tabi ki... Teniste de profesyonel olmak ve üst noktalara ulaşmak çok zor. Düşününce futbolun en sevdiğim, en keyif aldığım spor olduğunu söylemem gerekir. Ama evet tenis de küçükken çok oynadığım, zevk aldığım bir spordu." ifadelerini kullandı.
Forlan, "Bir tenisçi olsaydın, oyun tarzın Rafael Nadal, Roger Federer ya da Novak Djokovic'ten hangisine benzerdi?" sorusuna, "Tenisçi olsaydım Nadal'a benzerdim. Tenis oynarken ben de Nadal gibi solağım. Ondan dolayı kendimi daha fazla Nadal gibi görüyorum. O da büyük bir savaşçı." yanıtını verdi.
"Manchester United formasını giyebildiğim için çok mutluyum"
Avrupa'ya ilk transferinin Manchester United'a olduğunu hatırlatan Forlan, o günlerle ilgili şöyle konuştu:
"İngiltere'ye transferim sırasında Middlesbrough ve United arasında kalmıştım. İşin sonunda Manchester United kararını verdim. Böylece çok büyük bir kulübe geldim, Ferguson gibi çok büyük bir antrenörle çalıştım. Beckham, Roy Keane, van Nistelrooy, Sebastian Veron, Barthez, Laurent Blanc gibi büyük oyuncularla oynama fırsatım oldu. Hatta o dönemin en iyi oyuncuları da diyebiliriz. Manchester United formasını giyebildiğim için çok mutluyum. Şampiyon olmuştuk, önemli gollere imza atmıştım ve birçok kupa kaldırdık. United'daki dönemimden çok mutluyum."
Diego Forlan, "Manchester United'la Juventus'a karşı oynadığın maçta boş kaleye bir gol kaçırdın. Bu çok konuşulmuştu. O an neler hissettin?" sorusuna ise, "Bir forvet olarak gol atma şansı yakalamak mükemmel bir duygu. Gol atacağınızı gördüğünüz, o şansı yakaladığınız an çok büyük bir sevinç yaşarsınız. Ama ABD'deki hazırlık maçında kaçırdığım gole geçersek, New York'taki Giants Stadı'nda Juventus'a kaçırdığım gole inanamadım. Kariyerimdeki en net gol pozisyonlarından bir tanesiydi. O an en iyi kararı almaya çalıştım, top kötü sekti, biraz da topun altına girdim ve maalesef golü atamamıştım. Ve o anki kendime kızgınlık duygusu çok büyüktü. Ama artık sadece komik bir anı olarak kaldı." yanıtını verdi.
"Yarı finale yükselmek, Dünya Kupası'na başladığımızda düşünemeyeceğimiz bir noktaydı"
2010 Dünya Kupası'nın en golcü oyuncusu olan ve kupanın en iyi oyuncusu seçilen Uruguaylı yıldız, turnuvayı ve çeyrek finaldeki unutulmaz Gana maçıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Milli takımımız için çok büyük başarı elde ettiğimiz bir dünya kupasıydı. Azdan, çoğa gittik. Fransa ile olan ilk maçımız en iyi maçımız olmamıştı, berabere kalmıştık. Böylece ev sahibi Güney Afrika ile oynayacağımız karşılaşma kesinlikle kazanmamız gereken bir maç haline gelmişti. O noktada takımımız rahatladı ve beklenen performansı göstermeye başladı. Kendimi çok rahat hissettim, takım arkadaşlarım da benim iyi hissetmeme destek oldular. Böylece takım için o an en iyi şeye odaklanabildim. Benden beklenen şeye, gol atmaya odaklandım. Dünya Kupası'nın en golcü ismi oldum ve kupanın en iyi oyuncusu seçildim. Dolayısıyla çok memnun kaldım. Çeyrek finalde çok zorlandık, Gana ile klasikler arasına giren bir maç oynadık. Yarı finale yükselmek, finalin kapısında kalmak bizim için Dünya Kupası'na başladığımızda düşünemeyeceğimiz bir noktaydı. Tabii ki sadece gruptan çıkmayı hedeflemiyorduk, iyi bir milli takımımız vardı. Diğer takımların da çok güçlü kadroları olduğunu biliyorduk. Genel olarak Uruguay için unutulmaz bir Dünya Kupası oldu."
"Dünyada 4 Kupa Amerika'ya sahip tek aileyiz"
Futbolcu bir aileden geldiğini, dedesi ve babasının da Uruguay futbolu için çok önemli isimler olduğunun altını çizen Diego Forlan, "Dedem (Annemin babası) uzun yıllar önce vefat etti. İki kez Kupa Amerika şampiyonluğu yaşadı. Babam da bir kez bu başarıya ulaştı. Hatta abim de futbol oynadı. Kupa Amerika şampiyonu olamadı ama onun ardından ben Amerika şampiyonu oldum. Dedem, babam ve ben, dünyada 4 tane Kupa Amerika'ya sahip tek aileyiz. Dört uluslararası kupa, üç jenerasyona yayılıyor, ailemiz için gerçekten büyük bir gurur. Ayrıca, çekirdek ailemizde de babam, kardeşim ve ben Uruguay Lig şampiyonluğu yaşadık. Bu da bizim için büyük bir gurur. Ailemizin DNA'sında futbol var. Futboldan çok keyif alıyoruz. Futbol oynamayı, izlemeyi, futbol keyfi yapmayı seviyoruz. Bizim için futbol her şey." şeklinde konuştu.
Forlan, ailesinin futboldaki başarısıyla ilgili olarak, "Ayrıca 1967 Kupa Amerika'da Uruguay teknik direktörü dedemdi, babam da milli takım formasını giyiyordu. Dedem ve babam Uruguay'ı şampiyonluğa taşıdı." sözlerini de ekledi.
"Maradona'nın aramızdan ayrılışı özellikle bizim ailemiz için çok acıydı"
Diego Forlan, geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren Arjantinli futbol efsanesi Diego Armando Maradona'nın da babası ile yakın arkadaş olduğunu ve ailesi için çok özel bir yeri bulunduğunu belirtti.
Kendisi 12 yaşındayken, 17 yaşında olan ablasının trafik kazası geçirdiğini ve ailesi için bu çok zor zamanlarda Maradona'nın onların yanında olduğunu belirten Forlan şöyle konuştu:
"1991'de ablam trafik kazası geçirdi ve tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı. Yanılmıyorsam 1996 sonu ya da 1997 başında, ablam gibi tekerlekli sandalyeyle yaşayanlar için bir yardım maçı yapıldı ve bu maçta Maradona da yer aldı. Bu desteği ailemiz için çok özeldi. Ama tabii ki bundan sonra da ben şahsen Maradona ile dünyanın birçok farklı yerinde görüşme şansına sahip oldum. Maradona ile çok yakın bir ilişkimiz vardı. Babam ve benimle güzel anıları var. Maradona'yı kaybettiğimize çok üzülüyoruz. Futbola çok büyük katkı veren birisiydi. Küçükken onu izleyerek, onun golleriyle, onun yeteneğine şahit olarak büyüdüm. Maradona'nın ölümü özellikle bizim ailemiz için çok acıydı."
"Cannavaro çok büyük bir savunma oyuncusu"
Forlan, karşısında en zorlandığı savunma oyuncusunu ise, "Açıkçası karşılaşmaktan çok çekindiğim biri yoktu. Tabii ki çok büyük savunmacılara karşı oynadım. Ama bunların arasında Cannavaro'yu öne çıkartabilirim. Çok büyük tecrübeye sahip ve sezgileri çok güçlü. Dünya Kupası'nda en iyi savunma oyuncuları arasında seçildi ve Ballon Dor'u da aldı. Bu yüzden Cannavaro'yu belirtmek isterim. Cannavaro çok büyük bir savunma oyuncusu. Çok hızlı, çok güçlü ama en önemlisi tecrübesini çok iyi kullanarak karşı takımdaki oyuncuyu etkisiz hale getirmeyi çok iyi bilen biri. Cannavaro bunları çok iyi yapıyordu." sözleriyle açıkladı.
Uruguaylı futbol adamı, "Şu an kendi oyun tarzına benzettiğin bir golcü var mı? En beğendiğin isimler kimler?" sorusunu, "Çok fazla beğendiğim isim var ama her oyuncunun kendi tarzı var. Kendi özelliklerime benzeyen bir forvet bulmak bugünkü futbol piyasasında biraz zor olabilir. Luis Suarez, Atletico Madrid'de çok iyi bir performans gösteriyor ve ülkemizi başarıyla temsil ediyor. Manchester United'da Cavani de aynı şekilde. Bunun yanında Neymar, Mbappe ama tabii ki kuşkusuz Messi ve Ronaldo... Yaşları ilerlese bile çok yüksek seviyede oynamaya devam ediyorlar. Her zaman izlemesi çok ilginç olan forvetler. Bu oyuncuları izleme fırsatına sahip olmamız çok güzel bir duygu." şeklinde yanıtladı.
Forlan'ın sevdiği 3 teknik direktör
Diego Forlan, en sevdiği teknik adamları hakkında ise şu görüşlere yer verdi:
"Üç tane isim söylemem gerekiyor. Birincisi babam (Pablo Forlan), hem futbolcuydu hem de teknik direktörlük yaptı. Futbolculuğum dönemimde de bana destek oldu bugün teknik direktörlük yaparken de tavsiyelerde bulunuyor. Çalıştığım tüm teknik adamlardan çok şey öğrendim ama bunların arasından iki tanesini daha öne çıkartabilirim. Alex Ferguson ve Oscar Tabarez'i ayrı söylemem gerekir.''
Forlan, unutamadığı golü sorusuna ise, "Çok fazla unutamadığım gol var karar veremiyorum. Atletico Madrid ile UEFA Avrupa Ligi finalinde attığım iki gol. Dünya Kupası'ndaki gollerin de hepsi çok önemliydi. 2011 Kupa Amerika finalindeki golleri de söylemem gerekiyor." cevabını verdi.
Kariyerinde aldığı kararlardan hiçbir pişmanlık duymadığının altını çizen Uruguaylı efsane, "Açıkçası elde ettiğim, yaşadığım ve kariyerim boyunca tecrübe ettiğim şeyler hayallerimden çok daha fazlasıydı. Pişmanlık asla duymadım, tam tersine çok müteşekkirim. Hem iyi hem kötü kararlarım için... Bunlar beni bugün bulunduğum noktaya getiren kararlar. Yaşadığımız her andan bir şeyler öğreniyoruz. Bundan dolayı benden sadece şükür kelimeleri çıkıyor. Kararlarımla ilgili düşüncem hep böyle oldu." ifadelerini kullandı.
"Atletico Madrid'in şampiyonluk için büyük bir fırsatı var"
LaLiga'daki şampiyonluk yarışını da değerlendiren Forlan, eski takımı Atletico Madrid'in önemli bir avantaja sahip olduğunu aktararak, "Şimdiden şampiyon olacaklar demek zor. Çok çekişmeli bir sezon geçiyor. Atletico iyi bir puan yakaladı ama hala sezonun bitmesine çok uzun süre var. Ortada hala çok puan var. Bu performanslarını sürdürürlerse, hala eksik maçları var, Barcelona ve Real Madrid'le aralarındaki puan farkını açabilirler. Böylece şampiyonluk şansını güçlendirebilir ve çok büyük fırsat yakalar. Futbolda net bir şey söylemek, tahmin etmek çok zor. Ama tabii ki Atletico Madrid'in şampiyonluk için büyük bir fırsatı var." değerlendirmesinde bulundu.
LaLiga'nın her yıl büyük bir gelişim içinde olduğunun altını çizen Uruguaylı efsane, "LaLiga son yıllarda çok büyüdü. Dünyada 2.8 milyardan fazla televizyon seyircisinden bahsediyoruz. Dünyada çok fazla insan LaLiga'yı izliyor. En iyi oyuncular, en iyi takımlar, çok büyük şehirler ve rekabet dolu bir lige sahibiz. Atletico Madrid lider ve şampiyonluk mücadelesi veriyor, Real Madrid ve Barcelona her zaman şampiyonluğa aday. Ve bunun yanında çok önemli başka takımlar da var. Diğer liglerde bu tarz bir rekabeti izlemek zor oluyor. İnsanların çekici bulduğu noktanın bu rekabet olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.
LaLiga'nın tanıtım elçilerinden biri olan Forlan, bu organizasyon içinde yaptıklarını ise "LaLiga'da oynadığımız ve bu kadar büyük bir ligin parçası olduğumuz ve için bize elçilik pozisyonunu sundular. Pandemi nedeniyle bu rolü üstlenmek daha zor ama genellikle dünyanın birçok farklı yerine gidip LaLiga'nın pozisyon almaya çalıştığı bölgelerde LaLiga'nın tanıtımını yapmak ve böylece daha fazla insana ulaşmasına çalışıyoruz. Gidilecek ülkede oynamış olmak ya da o ülkeyle bir bağının olmasına göre isimler seçiliyor, seyahat ediyoruz, etkinlik, promosyonlarda yer alıp, sponsorlarla çalışarak LaLiga'yı büyütmeye çalışıyoruz." ifadeleriyle anlattı.
Diego Forlan, son olarak ise kendi hayatını anlatan filmiyle ilgili olarak, "Japonya'da olduğum dönemde bir film çektik. Kısacası kariyerimde geçen farklı dönemleri anlattık. Bunlar benim Penarol'e geldiğim dönemden sonra oldu, Penarol'de oynayıp, şampiyonluğu yaşadıktan sonra Hindistan'a gittim, Hindistan'dan sonra da Hong Kong'a geçtim. Her şeyi şu anda anlatamıyorum, birkaç eksik var ama film bitti ve gerçekten çok tatlı, güzel bir işin ortaya çıktığını düşünüyorum. İzlemek ve neler yaptığımı görebilmek hoş bir duygu." görüşlerine yer verdi.