Orhan Gencebay göğüs ağrısı nedeniyle kaldırıldığı özel bir hastanede yoğun bakıma alınarak müdahalede bulunuldu.
2 STENT TAKILDI
Anjiyo işlemi gerçekleştirilen Orhan Gencebay'ın tıkanan iki damarına stent takıldı. Operasyon sonrası yoğun bakımda bir süre müşahade altında tutulacağı belirtilen Gencebay'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
ORHAN GENCEBAY KİMDİR?
Orhan Gencebay ya da gerçek adıyla Orhan Kencebay (d. 4 Ağustos, 1944; Samsun, Türkiye) Türk besteci, ses sanatçısı, şair, enstrümanist, aranjör, müzik yapımcısı, müzik direktörü ve aktördür. Müzik dünyasında ‘‘Orhan Baba’’ olarak tanınır.
Arabesk müzik olarak adlandırılan, fakat kendisinin bu terimi "yanlıştır ve eksiktir" gerekçesiyle reddedip Serbest Türk müziği, özgür Türk müziği, serbest çalışmalar ve Gencebay müziği gibi kavramlarla adlandırdığı, 1960'larda yayılan Türk müziği tarzının yaratıcı ve öncülerindendir. Gencebay, 33. Türkiye Hükûmeti'nde Kültür Bakanlığı'nın tavsiyesiyle verilmeye başlanan Devlet Sanatçısı unvanına 1998'de lâyık görüldü.
Müziğe 6 yaşında, Rus konservatuvarı mezunu ve aslen Kırım göçmeni eski bir opera sanatçısı olan klasik batı müzisyeni Emin Tarakçı'dan keman ve mandolin dersleri alarak başladı. 7 yaşında bağlama ve Türk halk müziği dersleri almaya başladı. 10 yaşında ilk beste çalışması olan Kara Kaşlı Esmerdi Kim Bilir Kimi Sevdi isimli eseri yaptı. 13 yaşında Türk Sanat Müziği ve tambur eğitimi almaya başladı. Ortaokul ve lise yıllarında Samsun, Edirne ve İstanbul musiki cemiyetlerinde yaylı tambur, THM cemiyetlerinde ise bağlama çaldı. Samsun ve İstanbul'da halk evlerinin kuruculuğunu yaptı. Kendi açtığı müzik dershanelerinde öğretmenlik yaptı. Çocukluk yıllarında en çok etkilendiği kişi zamanının bağlama üstadı Bayram Aracı'ydı. Gencebay'a o yıllarda bu nedenle küçük Bayram diyorlardı.
İlk profesyonel bestesi "Ruhumda Titreyen Sonsuz Bir Alevsin"i 14 yaşında yapan Orhan Gencebay, 16 yaşından itibaren caz ve Rock müziği ile ilgilenmeye başladı, batı nefesli sazlardan oluşan orkestralarda tenor saksofon çaldı. İstanbul'a gelerek, Türkiye'nin ilk konservatuarı ve eski adı Dârülelhan olan İstanbul Belediye Konservatuvarı'na girdi, bir süre icra heyetinde bulundu.