UZMAN..!

Alp Tufan

21.11.2021
UZMAN..!
Sevgili okuyucularım hepinize mutlu huzurlu günler dilerim.
Yazımın başlığını yine ABD sinemasında çok severek izlediğim bir filmden aldım.
UZMAN, Sylvester Stallone baş rolünü oynadığı muhteşem bir film.
Bu hafta köşe yazıları ile gazetelerinde en iyi yazıları yazanlar, başta CUMHURİYET gazetesindeki bugünkü yazısı ile sayın MİNE KIRIKKANAT,ODA TV yazarı sayın KAYAHAN UYGUR beyefendi ve N gazete yazarı sayın CÜNEYT ŞAŞMAZ.
Hepsi gazetecilik denilen mesleği köşe yazılarıyla tam şekli ile yazılarında yansıtmışlar.
Özellikle sayın KIRIKKANATIN muhbirlerle ilgili verdiği bilgilerin ve ordu seviyesine ulaşmış muhbir dünyasının ve bunları kullananların ülkemiz ekonomisi, siyaseti ve güvenliği konusunda nasıl yaralar açtığının en güzel örneklerini adres vererek çok güzel hadiselerin içinde yazısında vermiş.
Kurtlar vadisi dizisinde, PALA lakaplı bir ÖZEL HARP mensubu vardı, dizinin kahramanı POLAT bu ÖZEL HARP mensubunu sorgularken gözleri kapalı, Polat beye şöyle sesleniyordu.
Bana bak KİMLİKSİZ DEVLET:)
Şu anda belki bilmiyorsunuz MİT tarafından davacı olunarak KAMU adına yargılandım davam yeni bitti.
Üstüme atılı iki vatana ihanete benzer suçtan BERAAT ettim, hakaret suçundan para cezasına çarptırıldım.
İki taraf olarak davayı İSTİNAF mahkemesine yolladık, onlar tüm dosyaya itiraz etti ben sadece para cezasına çarptırıldığım hakaret davasına.
Bu kimliksiz devlet konusu yüzünden bir iki defa MUHBİR olarak fısıltı gazetesinde adıma konuşan bazı kişilikler olmuş.
Şahsımın hiç böyle bir meslek dalında olmadığım gibi böyle bir karaktere sahipte değilim.
Böyle olmadığım ve sisteme hiçbir zaman bu şekilde angaje olmadığım için başıma bu dertler geldi.
Bu konulara ve bunlarla ilgili ilintili konularda itiraz ettiğim için hakkımı hukukumu ve kişiliğimi, şeceremi koruduğum için, MİT terör karargahında sorgulandım psikolojik işkence görürken, aynı anda sıcak soğuk işkencesine maruz kaldım hapishaneye atıldım ama doğru yolumdan hiç ayrılmadım.
Kendilerine bu 25 yıl içinde bir çok kere beni rahatsız etmeyin desem bile dinletemedim.
İSTİHBARAT,GÜVENLİK,ASKERİ İSTİHBARAT ve TSK müşterek kuvvetler unsurları doktirini ve teçhizat bilgisini bilen 1994 yılında sivil olarak TÜRKİYE’ de üç kişiden biriydim.
Bu seviyede çocukluktan itibaren yetiştirilmemi ülkede beni yakın tanıyanların haricindeki herkes şüphe ile baktı, kuşkulandı zaman zaman suçladı.
NERDEN BİLİYOR dediler.
Tabi bu suçlamalar ve haksızlıklar senden istenilen güç, bir şekilde senden gayrinizami yollar kullanılarak alındıktan sonra başladı.
Ondan evvel hep aslansın kaplansın…
Tabi bu motor ve güç gurubunun el değiştirmesi her şeyi değiştirdi.
Onun için ben muhbir veya ajan değilim, istihbarat faaliyetleri, ASKERİ konularda konusunda uzmanlaşmış bir ÖZEL kişiyim.
Bir dönem bu konularda hizmet verdim ülkem adına dışardan konu budur.
GARSONLARIN bu işleri yapabilmesi için önce bu eğitimleri alması gerekli sonra GARSONLUKTA yapar, KOLLEKSİYONCULUKTA..:)
Şövalyeliğin veya kılıç ustalığının hiç bir dönemde okulu yok.
Aileler dünya var olduğundan itibaren bu eğitimleri evde, sokakta, sosyal hayatın içinde veriyorlar.
Bu SELÇUKLU,OSMANLI imparatorluğunda böyle olduğu gibi HİRİSTİYAN AVRUPASI,RUSYA steplerinde aynen böyleydi.
Önemli olan ülken ve dünya için neler oluyor onun analizini yapmak, ülken dünya konjoktüründe nereye evriliyor onu anlamaktır.
Önemli olan stratejik ihanet planlarını bilmek ülke üstünde kurulmuş, bu planların sonucunda ne olur, plan akamete uğrarsa ne olur önceden bilmek ve haber almaktır.
Bizler BATI medeniyeti ahlakı ile büyüdük, kılıç sallarken bu oyunun kuralları olduğunu öğrendik, centilmenlik, oyunun kurallarına riayet ve diğer konulardaki tüm argümanlarla yetiştik.
Bir gazeteci arkadaş vardı ondan haber almıştım şöyle söylemiş yanındaki arkadaşına bu burayı İŞVİÇRE sanıyor.
Doğru söylüyor, bugün KARADENİZİN yaylalarına baksan İSVİÇRE’ den doğa olarak güzel, amma şu var.
İsviçre’de huzur var, Karadeniz yaylalarında o batı medeniyetinin huzurunu bulamazsın.
Çünkü orda kural var, kurala göre davranış var..
Adaletin, hukukun üstün olmadığı, güçlünün odun ile demir ile kafana vurup malını, canını gasb ettiği yerde senin özgürlüğünü bloke ettiği yerde haksız şekilde, canına malına el koyduğu yerde huzur olmaz.
Herkes bir konu için yetiştirilmiş, bu sizin işiniz değil..!
Bu konuşmalarıma hiç kimse adım ile açık itiraz yapamadı, ellerinde bulundurdukları güçle KESKİN SİRKE KÜPÜNE zarar deyip iftira atarak, çamura sıvayarak bugünlere geldiler.
Kasaplığa KILIÇ ile soyunup, beceremediğinde KILIÇ nerden takım taklavata isabet eder düşünmek lazım.
Takım taklavat lafını sayın Mine Kırıkkanat hanımefendinin yazısından alıntı yaptım çok hoşuma gitti.
Senden kuvvetlisi gelir sana aynı muameleyi yapar, ondan sonra başlarsın ERZURUMLU kara Fatma nerde, GİRESUNLU TOPAL OSMAN ağa nerde, BALIKESİRLİ ÇERKEZ ETHEM bey nerde.
Onlar o günlerde ŞEREFLERİ ile kaldılar……!
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.